Geert Lovink – İnternetimizi Geri Almanın Yolu (2023)

Sosyal medya diye bildiğimiz platformlar milyarlarca insanın gündelik rutininin büyük bir kısmını işgal ediyor.

Bunu da adı üzerinde bir “ağ” gibi gündelik pek çok işlevi birbirine bağlayarak, denetleyerek, teşvik ederek ve hep daha fazlasını talep ederek yapıyor.

Bu dijital ağ kültürünün hayatı kolaylaştırdığını ve hızlandırdığını iddia edenler kadar platformların arkasındaki iktisadi mantığa, reklam endüstrisine ve tüketim kültürünün yeniden üretimine dikkat çekip toplumsal yaşamı daraltan etkilerini eleştirenler de var.

Uzun yıllardır ağ kültürü ve medya hakkında önemli yayınlar yapan Geert Lovink, ‘İnternetimizi Geri Almanın Yolu: Platformdan Kaçış’ta interneti yeniden “bizim” kılmak için platformların tekelleşmiş kültüründen bir kaçış öneriyor ve “başka bir ağ kültürü” mümkün diyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Ağ nostaljisine kapılmak istemiyorsak ve uyumlu, kimliği esas alan topluluk inançlarını methetmeyi reddediyorsak, platform mantığından nasıl uzaklaşabilir, beş milyar kullanıcıya ev sahipliği yapan bir medyaya uygun yeni tekno-sosyalliğin biçimlerini nasıl yaratabiliriz? O aşamaya gelebilmemiz için Platform Meselesini siyasallaştırıp deneylere başlamamız gerekir. Düzenleyici rejimlerin on yıllardır zayıf düştüğü, siyaset erbabının da bir sonraki seçimler için platformlara muhtaç olduğu düşünülürse, mesele daha umutsuz olmasa da daha acil bir hal alıyor. ‘İnternet mimarisi’ küresel gündemde hiç yer aldı mı, bilmiyoruz ama şu anda gündemde olmadığı kesin. Benim tezim ise şu: Platform sosyalizmi platformu kucaklamamalı, lağvetmelidir.”

  • Künye: Geert Lovink – İnternetimizi Geri Almanın Yolu: Platformdan Kaçış, çeviren: Mehmet Ratip, İletişim Yayınları, medya, 240 sayfa, 2023

Geert Lovink – Sosyal Medyanın Dipsiz Kuyusu (2018)

Sosyal medya, vaat ettiği şekliyle bizi özgürleştirebiliyor veya yeni bir demokratik ufuk yaratabiliyor mu?

Geert Lovink’in bu muazzam çalışması, güncel bir sosyal medya eleştirisi sunması ve özellikle de sosyal medya araçları üzerinden bize dayatılan yeni tahakküm biçimlerini gözler önüne sermesiyle önemli.

Lovink’in çalışmasının en önemli katkısı, sosyal medyanın, yakın zamanda yaşanmış toplumsal olayları daha görünür kılmasından yola çıkarak, onun kendiliğinden bize demokrasi, özgürlük getireceği inancına neden karşı çıkmamız gerektiğini güçlü argümanlarla açıklaması.

Yazar, sosyal medyayı reddetmenin buna neden çare olmayacağını, sosyal medyanın toplumsal çatışmalar ve güç ilişkilerindeki yerinin bilincinde olarak onu nasıl doğru bir şekilde kullanabileceğimizi irdeliyor.

Sosyal medyanın duyumsamayı en aza indirgeyip algıları nasıl manipüle ettiği ve böylece toplumsallığı nasıl baltaladığı konusunda sıkı bir tartışma arayanlar, bunun yanı sıra bu kuşatmaya nasıl direnebileceğimizin yolları üzerine düşünenler bu kitabı muhakkak edinmeli.

  • Künye: Geert Lovink – Sosyal Medyanın Dipsiz Kuyusu, çeviren: Deniz Esen, Otonom Yayıncılık, siyaset, 340 sayfa, 2018