Edward J. Erickson – Çanakkale Savaşı: Ateş Altında Komuta (2019)

Ünlü savaş tarihçisi Edward Erickson’un bu özgün çalışması, Çanakkale Savaşı’nı harekât komutanlarının nasıl karar aldıkları üzerinden irdeliyor.

Bilindiği gibi Çanakkale Savaşı üzerine daha önce yapılan çalışmalarda, çoğunlukla savaş stratejik ve taktik düzeyde değerlendirilmişti.

Erickson ise, Çanakkale Savaşı’nı operatif düzeyde ele almasıyla benzerlerinden ayrılıyor.

Kitapta, harekât komutanlarının nasıl kararlar aldıkları, bu süreçteki amaçları, bu amaçlarını hangi yol ve araçlarla ortaya koydukları, nasıl bir denge kurdukları ve bütün bunların savaşın sonucunu nasıl etkilediğini ortaya koyuyor.

Erickson, Osmanlı’nın bu savaşta büyük bir zafer kazandığını, bunun başlıca sebebinin ise bizzat İngiliz ordularının isabetsiz kararlarının olduğunu belirtiyor.

Zira İngiliz komutanlar ısrarla yetersiz varsayımlara dayanan kararlar verip harekâtların koordinasyon ve icrasını astlarına bırakmış, Osmanlı komutanları ise operatif düzeyde onlardan çok daha etkili bir komuta-kontrol bilgisi ve uygulaması sergilemişti.

Künye: Edward J. Erickson – Çanakkale Savaşı: Ateş Altında Komuta, çeviren: İsmail Hakkı Yılmaz, İş Kültür Yayınları, tarih, 452 sayfa, 2019

Zafer Toprak – Türkiye’de Milli İktisat 1908–1918 (2019)

Zafer Toprak’ın ‘Türkiye’de Milli İktisat’ı, bundan tam kırk yıl önce yazılmış olmasına rağmen alanda bir klasik olmaya devam ediyor.

İkinci Meşrutiyet yıllarının “milli iktisat” politikasının, Türkiye’nin bağımsızlığa yöneliminde önemli bir başlangıç olduğunu ortaya koyan Toprak, bu durumun 19. yüzyılın ülkeyi bağımlı kılan liberal dünyasına bir başkaldırı, bir ulusal kimlik arayış süreci olduğunu belirtiyor.

Toprak, dönemin iktisat politikasını, birincil el kaynaklarla ve ayrıntıyla ele alarak Osmanlı’nın son döneminde bankacılık, para politikası, millî şirketler, kapitülasyonlar gibi temel konular çerçevesinde dönemin iktisat tarihini inceliyor.

Basında çıkan tartışmalarda zamanın ruhunu ortaya koymasıyla da dikkat çeken çalışmasında Toprak, milli iktisadın, hem Müslüman bir orta sınıfın yaratılması, hem de savaş ekonomisi içinde ülkenin iaşe sorununu, para politikasını, sanayileşmesini çözmeye yönelik bir çözüm olarak gündeme gelişini ayrıntılı bir şekilde analiz ediyor.

  • Künye: Zafer Toprak – Türkiye’de Milli İktisat 1908-1918, İş Kültür Yayınları, tarih, 752 sayfa, 2019

Edhem Eldem – V. Murad’ın Oğlu Selahaddin Efendi’nin Evrak ve Yazıları, 1. Cilt (2019)

Beşinci Murad’ın tek oğlu olan Selahaddin Efendi, II. Abdülhamid yönetiminin en karanlık, en kâbus dönemlerinde yaşadı.

Beşinci Murad henüz üç aylık saltanat sürmüşken tahttan indirilmişti ve Selahaddin Efendi de henüz on beş yaşındayken ailenin diğer fertleriyle birlikte gözetim altında yaşamak zorunda kalmıştı.

Bu acımasız tecrit, Beşinci Murad’ın öldüğü 1904 yılına kadar tam 28 yıl boyunca devam etti.

Selahaddin Efendi bu dönemde, zamanının önemli bir kısmını defterlere yazmaya ayırdı.

Edhem Eldem’in her bir bölümü döneme ilişkin analizlerle irdelediği yazıları eşliğinde sunulan bu kitap, Selahaddin Efendi’nin “Sada-yı Mahpus” (Hapisteki Ses) adı altında topladığı yazı ve kayıtlarına ek olarak günlüklerini de kapsıyor.

Son dönem Osmanlı tarihinin en ilginç ve özgün kaynaklarından birini oluşturan bu defterler, Eldem tarafından yeni harflere aktarılıp ayrıntılı açıklama ve yorumlarla bu kitapta sunuluyor.

Kitap, Selahaddin Efendi’nin metinlerinin tıpkıbasımlarının yanı sıra, Eldem’in her cildi tarihsel ve toplumsal bağlamı içine yerleştiren giriş yazılarıyla birlikte okuyuculara sunuluyor.

Dizinin bu ilk cildinde ise, Beşinci Murad ile Cléanthi Scalieri (1833-1892) arasındaki gizli yazışmanın kayıtları ele alınıyor.

Scalieri, Proodos (Terakki) mason locasının başındayken, o sırada henüz şehzade olan Murad’a yakınlığıyla bilinirdi.

Genç veliahdı 1872 yılında masonluğa kabul ettirmiş, kısa saltanatından sonra da onu tekrar tahta geçirmek için mücadele etmiş, 1878’de Atina’ya kaçtıktan sonra da Murad’la haberleşmeye devam etmişti.

1883 ile 1886 yılları arasındaki bu iki yönlü yazışmayı Çırağan cephesinde yürüten Selahaddin Efendi, bu deftere de kaydederek bugüne kadar gelmesini sağlamış.

Eldem’in yayına hazırladığı malzemenin bütününü tanıtıp dönemin genel bir değerlendirmesini yaptığı uzun giriş yazısıyla birlikte, Selahaddin Efendi’nin buradaki metinleri ve yazışmaları, II. Abdülhamid döneminin en karanlık süreçlerinden birine ışık tuttuğu gibi, dönemin siyasi ve zihniyet dünyasını daha iyi anlamamıza da vesile oluyor.

  • Künye: Edhem Eldem – V. Murad’ın Oğlu Selahaddin Efendi’nin Evrak ve Yazıları, 1. Cilt: V. Murad ile Cléanthi Scalieri, İş Kültür Yayınları, tarih, 224 sayfa, 2019

Abdi İpekçi ve Ömer Sami Coşar – İhtilalin İçyüzü (2010)

Abdi İpekçi ve Ömer Sami Coşar’ın uzun soluklu araştırmalarının ürünü olan ‘İhtilalin İçyüzü’nün ilk bölümü 1962, ikinci bölümü de 1965 yıllarında Milliyet gazetesinde tefrika edilmişti.

Yazarlar burada, Türkiye’nin yakın siyasî ve sosyal hayatının en önemli olaylarından biri olan 27 Mayıs darbesini öncesi ve sonrasıyla ele alıyor.

Darbenin gizli kalmış yönlerini araştırıp tespit eden çalışma, bu yönüyle dönemin tarihi açısından büyük öneme haiz.

Ayrıca yazarların, Milli Birlik Komitesi’nde yer alan üyelerle yetinmeyerek, olaylara tanık olan başka kaynaklara da başvurmaları, çalışmayı nitelikli kılan hususların başında geliyor.

İpekçi ve Coşar, 1950 seçimlerinden önce orduda kurulan teşkilattan ve darbenin hazırlık aşamasından, iktidarı ele geçiren komitede yaşanan tasfiye hareketine kadar geçen dönemi, tanıklıklar ve belgelerle gözler önüne seriyor.

  • Künye: Abdi İpekçi ve Ömer Sami Coşar – İhtilalin İçyüzü, İş Kültür Yayınları, siyaset, 481 sayfa

Kolektif – Asfalt Ovalarda Yürüyen Abdal: Behçet Necatigil (2010)

Elimizdeki kitap, Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Merkezi’nce hazırlanan Behçet Necatigil konulu bir sempozyuma sunulan bildirilerden oluşuyor.

Kitaptaki makaleler, Necatigil’in portresinin yanı sıra, onun şiirini modern şiir bağlamında irdeliyor ve psikanalitik açıdan değerlendiriyor.

Makaleler ayrıca, Necatigil’in çevirilerine ve radyofonik piyeslerine de odaklanıyor. Kitaba katkıda bulunan isimler şöyle: Talât Sait Halman, Sabit Kemal Bayıldıran, Mehmet Kalpaklı, Rahim Tarım, Laurent Mignon, Emre Zeytinoğlu, Şehnaz Şişmanoğlu Şimşek, Alphan Akgül, Hilmi Yavuz, Can Bahadır Yüce, Mahmut Temizyürek ve Mustafa Şerif Onaran.

  • Künye: Kolektif – Asfalt Ovalarda Yürüyen Abdal: Behçet Necatigil, yayına hazırlayan: Gökhan Tunç, İş Kültür Yayınları, edebiyat, 221 sayfa

Kolektif – Suları Nasıl Tükettik? (2010)

İnsanoğlu, gezegendeki tüm kaynaklarla birlikte suları da acımasızca ve hesapsızca sömürüyor, tüketiyor.

Beş yazarın ortak çabasıyla ortaya çıkan ‘Suları Nasıl Tükettik?’, tehlike altında olan nehirlerin, göllerin, sulak alanların ve diğer tatlı su ekosistemlerinin nasıl korunabileceğine odaklanıyor.

Su ekosistemleri, su ve balık sunmanın yanı sıra, mevsimlik sel sularını depoluyor, sellerden kaynaklanan hazarı azaltıyorlar.

Yeraltı su kaynaklarını yeniden doldurarak, kurak dönemler için su depoluyorlar.

Yazarlar, suyun ve dolayısıyla insanlığın içinde bulunduğu büyük tehdidi saptayarak güncel örnekler eşliğinde, su kaynaklarının korunması için insanlığın ne yapması gerektiğini adım adım anlatıyorlar.

  • Künye: Sandra Postel, Michelle Allsopp, Richard Page, Paul Johnston ve David Santillo – Suları Nasıl Tükettik?, çeviren: Ayşe Başcı, İş Kültür Yayınları, ekoloji, 234 sayfa

Mehmet Akan ve Timur Kuran – Türkiye’de Postanın Mikrotarihi (2019)

Posta denince aklımıza ilkin mektup, pul veya damga gelir.

Hâlbuki posta koleksiyonerlerinin de çok iyi bildiği gibi, posta söz konusu olunca en az bunlar kadar yaygın olarak kullanılan posta formları da vardır.

Posta formlarını meraklısı dışında pek kimse bilmez, öte yandan bunların tarihsel gelişimi bize çok şey söyler.

Ne yazık ki, bu konuyu ele alan yeterli kaynak bulunmamaktadır.

Bu kitabın koleksiyoner olan iki yazarı, tam da bu eksiklikten yola çıkarak posta formlarının Osmanlı’dan günümüze gelişimini kapsamlı bir şekilde izliyor.

Bu alanda bir başvuru kaynağı olarak öne çıkan çalışmanın, tam 816 sayfalık elimizdeki ilk cildinde yazarlar, posta formlarının Osmanlı döneminde başlayan tarihini belgeliyor ve bunların derli toplu bir kataloğunu çıkarıyor.

Çalışma, çeşitli form kategorilerine dair teknik bilgiler vermekle kalmıyor.

Yazarlar aynı zamanda, tarihten bugüne dönemlerin siyasi, iktisadi, kültürel, sanatsal ve toplumsal dokusunun formlara nasıl yansıdığını, ayrıca formları kullananların üzerlerine düştükleri kayıtların bize neler söylediği gibi daha özel ve merak uyandırıcı pek çok bilgiyi de sunuyor.

İlk cilt, posta formlarının ortaya çıktığı Osmanlı dönemine genel bir bakışın ardından İstanbul’da ve Ankara’da iki ayrı hükümetin bir arada var olduğu 1920’lere ve oradan çok partili dönemin başladığı 1950’lere uzanıyor.

Kurtuluş Savaşı dönemine ait bazıları Osmanlı formülerlerine sürşarjla, bazıları elle hazırlanmış, bazıları kısıtlı şartlarda basılmış nadir ve benzersiz posta formlarıyla başlayan inceleme, otuz yıllık döneme dair nadide form örnekleriyle sürüyor.

  • Künye: Mehmet Akan ve Timur Kuran – Türkiye’de Postanın Mikrotarihi, 1920-2015, Cilt 1: 1920-1950, İş Kültür Yayınları, tarih, 816 sayfa, 2019

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Stepançikovo Köyü (2010)

Dostoyevski’nin Sibirya’daki sürgün döneminde yazdığı ‘Stepançikovo Köyü’, ilginç karakterleri mizahi bir üslupla işlemesiyle dikkat çekiyor.

Roman, bir üniversite öğrencisi olan Sergey’in, dayısının evinde tanıdığı Foma Fomiç’e dair anlatımlarına dayanıyor.

Evin hâkimiyetini eline almış şarlatan ruhlu Foma Fomiç’in komik maceraları romanın omurgasını oluşturuyor.

Tabi Fomiç’in yanı sıra, Nastya, Tatyana İvanovna, Mizinçikov, Bahçeyev, Falaley ve Vidopliyasov gibi özgün karakterler de kendi öyküleriyle karşımıza çıkıyor.

1859’da yayımlanan roman, yazarın ‘Budala’ ve ‘Karamazov Kardeşler’ eserlerinin habercisi niteliğinde.

  • Künye: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski – Stepançikovo Köyü, çeviren: Nihal Yalaza Taluy, İş Kültür Yayınları, roman, 290 sayfa

Eric R. Wolf – Avrupa ve Tarihsiz Halklar (2019)

Kapitalizmin gelişiminden önceki halkların tarihine ışık tutan ve bunu yaparken de modern çağda Avrupa toplumlarının küresel çapta giriştikleri yayılma ve sömürgeleştirme hareketinin tarihine ışık tutan harikulade bir eser.

Antropolog Eric Wolf’un ilk kez 1982 yılında yayımlanan ‘Avrupa ve Tarihsiz Halklar’ı, henüz aşılamamış, alanın klasikleşmiş yapıtlarındandır.

Kapitalist dünyanın ortaya çıkışını kapsamlı bir şekilde izleyen Wolf, akraba düzenli, haraççı ve kapitalist şeklinde, üç temel üretim tarzı belirliyor.

Kitabın asıl özgünlüğü, Avrupalıların yayılmasından ve kapitalizmin gelişiminden önce “tarihsiz halkların” varoluş biçimlerini, büyüyen dünya piyasasının ve ardından endüstriyel kapitalizmin nüfuzuna nasıl maruz kalıp yok edildiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyması.

Antropoloji ve tarihin enfes bir bireşimi olan kitap, son beş yüzyıllık dünya tarihine geniş ve ayrıntılı bir bakışla irdeleyen bir sosyal bilimler klasiği.

  • Künye: Eric R. Wolf – Avrupa ve Tarihsiz Halklar, çeviren: Hamit Çalışkan, editör: Devrim Çetinkasap, İş Kültür Yayınları, tarih, 736 sayfa, 2019

Olivier Bouquet – Sultanın Paşaları (2016)

Osmanlı ondokuzuncu yüzyılına damga vurmuş paşalar üzerinden Osmanlı mülkiyesini derinlemesine analiz eden bir çalışma.

Olivier Bouquet’nin incelemesi, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan mülki memurların sicillerini içeren Sicill-i Ahvâl defterlerini adeta didik didik inceleyen, Osmanlı devlet ricali hakkında sağlam bir araştırma.

  • Künye: Olivier Bouquet – Sultanın Paşaları, çeviren: Devrim Çetinkasap, İş Kültür Yayınları