Juan J. Linz, ‘Başkanlığın Riskleri’ (‘The Perils of Presidentialism’) adlı bu klasik metninde başkanlık sisteminin demokratik rejimler üzerindeki yapısal risklerine odaklanıyor. Parlamenter sistemle kıyaslandığında başkanlık sistemi, sabit görev süreleri ve sert kuvvetler ayrılığı nedeniyle siyasal krizlere daha açık hale geliyor. Linz’e göre başkanlık rejimi, hem yasama hem yürütme organlarının doğrudan halk tarafından seçilmesiyle ortaya çıkan meşruiyet ikiliği üzerinden, çatışmaları yapısal olarak içeriyor. Bu durum, özellikle toplumsal kutuplaşmanın yoğun olduğu ortamlarda demokratik dengeyi zedeliyor.
Başkanlık sisteminde lider, tek bir kişi olarak yürütmeyi temsil ediyor ve bu kişi sabit bir süre için seçiliyor. Bu yapı, uzlaşma kültürünü zayıflatıyor çünkü taraflar, yeni seçimlere kadar pozisyonlarını değiştirmek zorunda kalmıyor. Linz, özellikle Latin Amerika ülkelerinde başkanlık sisteminin sık sık otoriterliğe veya anayasal krizlere sürüklendiğini örneklerle gösteriyor. Başkanın güçlü halk desteğine sahip olması bile bu riski ortadan kaldırmıyor, aksine kişisel gücün denetlenmesini zorlaştırıyor.
Parlamenter sistem ise Linz’e göre daha esnek bir yapıya sahip bulunuyor. Hükümetler güvenoyu ile düşebiliyor, yeni koalisyonlar kurulabiliyor, lider değişimi sistem içinde çözülebiliyor. Bu esneklik, rejimin hayatta kalma kapasitesini artırıyor. Linz, başkanlık sisteminin “kazanan her şeyi alır” mantığıyla çalıştığını ve bu yüzden seçim sonuçlarının kaybeden taraf için daha yıkıcı etkiler doğurduğunu savunuyor. Bu özellik, kutuplaşma ve kurumların tıkanmasına neden oluyor. Linz’in eleştirileri, başkanlık sisteminin demokratik kırılganlıklara kapı aralayan doğasını açığa çıkarıyor.
- Künye: Juan J. Linz – Başkanlığın Riskleri, çeviren: A. Asım Gökmen, Episteme Yayınları, siyaset, 60 sayfa, 2025


