Aysel Okan – İstanbul Evliyaları (2008)

Aysel Okan, ‘İstanbul Evliyaları’nda, İstanbul’un muhtelif semtlerinde, halk arasında adı sık sık geçen evliyaların izini sürüyor.

Eyüp Sultan, Şeyh Yahya, Merkez Efendi, Sümbül Efendi, Karaca Ahmet Sultan, Zembilli Ali Efendi, Nalıncı Dede, Tuz Baba, Çifte Sultanlar, Ahmet Turanî, Laleli Baba, Lohusa Sultan, Kral Kızı ve Çifte Gelinler, bu kitapta yer bulan, kimisi bir semte adını vermiş, çoğu menkıbe ve rivayetlere konu olmuş evliyalardan yalnızca birkaçı.

Okan’ın, evliyaların biyografileri, onlara dair rivayetler ve menkıbelerden oluşan anlatımında, bu isimlerin yaşadığı İstanbul semtleri de kendine yer buluyor.

Dolayısıyla çalışma, İstanbul’un sosyal tarihine dair ilginç ayrıntılar da barındırıyor diyebiliriz.

  • Künye: Aysel Okan – İstanbul Evliyaları, Kapı Yayınları, biyografi, 312 sayfa

Gülderen Bölük – Fotoğrafın Serüveni (2014)

Gülderen Bölük eldeki çalışmasında, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e fotoğrafın serüvenini, işin en ilginç örnekleriyle karşılaşabileceğimiz fotoğraf stüdyolarını inceleyerek veriyor.

Türkiye’de fotoğrafçılıktaki ilk adımlar ve ilk fotoğraf derslerinin başlamasını inceleyerek açılan kitapta,

  • Basında resim ve fotoğrafın kullanılması,
  • Vafiadis’in stüdyosunun öncülüğü,
  • Osmanlı dergilerinde fotoğraf yarışmalarının düzenlenmesi,
  • Fotoğraf stüdyolarının çalışma biçimleri,
  • Fotoğraf stüdyolarının gelir kaynakları,
  • Stüdyoların sunum ve biçimlendirme teknikleri,
  • Stüdyoları etkileyen sanat akımları
  • Ve sosyal değişimlerin stüdyolar üzerindeki etkileri konuları ele alınıyor.

Künye: Gülderen Bölük – Fotoğrafın Serüveni, Kapı Yayınları, fotoğraf, 376 sayfa

Niyazi Ahmet Banoğlu – İstanbul Cehennemi (2008)

Zamanının ünlü gazeteci ve tarihçilerinden Niyazi Ahmet Banoğlu, en çok İstanbul’un gündelik hayatı ve tarihiyle ilgili çalışmalarıyla bilinir.

Banoğlu, ‘İstanbul Cehennemi’ isimli bu çalışmasında, İstanbul’un yaşadığı tarihteki büyük yangınları anlatıyor.

4 Mayıs ve 10 Haziran 1933 tarihinde Vakit gazetesinde tefrika edilen yazılarından oluşturulan kitap, şehrin maruz kaldığı yangınları, tulumbacılar, yangın kuleleri, yangın konusundaki söylenceler ve yanan, yıkılan ve yeniden yapılan İstanbul semtleri çerçevesinden ele alıyor.

Banoğlu, zamanında “gazab-ı ilahi” olarak ilan edilmiş bu yangınları, “ateş saçan yirmi yedi başlı” ejderhaya benzetiyor.

  • Künye: Niyazi Ahmet Banoğlu – İstanbul Cehennemi, yayına hazırlayan: Tahsin Yıldırım, Kapı Yayınları, tarih, 190 sayfa

Mehmet Zeki Sönmez – Mimar Sinan Tarihi (2014)

Sanat tarihi profesörü Mehmet Zeki Sönmez, yoğun çabalarının ürünü olan çalışmasında, klasik Türk mimarisinin önde gelen simalarından Mimar Sinan’ın hayatı ve eserleriyle ilgili çok sayıda tarihi yazma ve belgeye yer vererek önemli bir katkı sunuyor.

Sönmez, yalnız 16. yüzyıl Osmanlı mimarisinin değil, tüm Anadolu mimarisinin en önemli sanatçılarından Mimar Sinan ve eserleriyle ilgili oldukları tespit edilmiş altı yazma ile altmışa yakın belgenin Türkçe çevirilerini sunuyor.

Bu yazmalar ise ‘Tezkiretü’l-Bünyân’, ‘Tezkiretü’l-Ebniye’, ‘Tuhfetü’l-Mi’mârîn’, ‘Risâle-i Mi’mâriyye’, ‘Adsız Risale’ ve ‘Selimiye Risalesi’.

  • Künye: Mehmet Zeki Sönmez – Mimar Sinan Tarihi, Kapı Yayınları, tarih, 221 sayfa

Fuat Bozkurt – Semahlar (2008)

  • SEMAHLAR, Fuat Bozkurt, Kapı Yayınları, inceleme, 152 sayfa

Fuat Bozkurt ‘Semahlar’da, Alevi dinsel inancında önemli rolü bulunan semah olgusun ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Arapça’da, “İşitmek, güzel ve iyi şöhreti, anlayışı duymak” anlamına gelen semah, terim olarak, müzik ezgilerini dinlemek, dinlerken vecde gelmek, kendinden geçip oynayıp dönmek anlamına geliyor. Bozkurt, Semah’ın, kadının peçe altında tutulduğu dönemlerde bile, kadın erkek birlikte oynandığını, bunun doğa ile insanın zorunlu uyumundan kaynaklandığını söylüyor. Kitabın birinci bölümü, sema ile semah arasındaki farkı, bunların hangi inanışlarca icra edildiğini anlatıyor. İkinci bölüm, çok sayıda semah türünü, üçüncü bölüm de, semah deyişlerini barındırıyor.

 

Sadık Yalsızuçanlar – Her Yer Kerbela (2008)

  • HER YER KERBELA, Sadık Yalsızuçanlar, Kapı Yayınları, söyleşi, 316 sayfa

Sadık Yalsızuçanlar’ın ‘Her Yer Kerbela’sı, adı üstünde, Kerbela olayına ve Ehlibeyt inanışına adanmış bir çalışma. Konuya dair önemli ve güncel veriler sunan kitapta, Yalsızuçanlar’ın Hz. Ali, İslam tarihindeki en önemli kırılma anlarından biri olan Kerbela olayı, Hz. Hasan ve Hüseyin hakkında, birçok isimle gerçekleştirdiği söyleşiler yer alıyor. Yalsızuçanlar, söyleşi yaptığı isimlerle, bu trajik olayın öncesi ve sonrasını, önemli tarihi ayrıntıları eşliğinde okura sunuyor. Prof. Dr. Seyyid Hüseyin Nasr, Prof. Dr. Yaşar Ocak, Reha Çamuroğlu, Haydar Ergülen, Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, Cemal Şener ve Prof. Dr. Mahmut Kaplan, Yalsızuçanlar’ın söyleşi yaptığı isimlerden birkaçı.

Abdülbâki Gölpınarlı – Kaygusuz Abdal, Hatayî, Kul Himmet (2014)

  • KAYGUSUZ ABDAL, HATAYÎ, KUL HİMMET, hazırlayan: Abdülbâki Gölpınarlı, Kapı Yayınları, şiir, 205 sayfa

kaygusuz

Abdülbâki Gölpınarlı, halk edebiyatının üç önemli şairi olan Kaygusuz Abdal, Hatayî ve Kul Himmet’in hayatını anlatıyor, günümüze ulaşabilmiş şiirlerine yer veriyor. Yazar, kitabının ilk bölümünde söz konusu şairlerin hayatlarına, yetiştikleri çevreye, dönemin toplumsal/siyasal şartlarının sanatları üzerindeki etkilerine odaklanıyor. Kitabın ikinci bölümünde de, şairlerin eserleri, şiirlerde geçen kimi bilinmeyen kelimelerin açıklandığı bir sözlük eşliğinde sunuluyor.

Nevin Meriç – Âdâb-ı Muâşeret (2007)

  • ÂDÂB-I MUÂŞERET: OSMANLI’DA GÜNDELİK HAYATIN DEĞİŞİMİ (1894-1927), Nevin Meriç, Kapı Yayınları, inceleme, 543 sayfa

adabi-muaseret

Osmanlı’nın son dönemi, bilindiği gibi, Türkiye’nin yüzünü batıya dönme serüveninin de en doruğa ulaştığı dönemlerdendir. Bu değişimlerin önemli bir göstergesi de, âdâb-ı muâşeret, yani görgü kuralları hakkında yayınlanan kitapların çokluğudur. Bu çeviri kitapların bir ilginçliği de, Osmanlı kültüründe gerçekte karşılığı olmayan at gezintisi, akşam yürüyüşü gibi konulara yer vermeleriydi. İşte Nevin Meriç’in çalışması, temelde, yazarın 1894-1927 yılları arasında yayınlanan âdâb-ı muâşeret kitapları konusunda yaptığı araştırmalarına dayanıyor. Kitap bu yönüyle, Osmanlı modernleşmesinin pek bilinmeyen bir alanına dikkat çekmiş oluyor.

Mustafa Ruhi Şirin – Çocuk, Çocukluk ve Çocuk Edebiyatı (2016)

  • ÇOCUK, ÇOCUKLUK VE ÇOCUK EDEBİYATI, Mustafa Ruhi Şirin, Kapı Yayınları, edebiyat inceleme

cocuk-cocukluk-ve-cocuk-edebiyati

Çocuk ve çocukluktaki değişime paralel olarak çocuk edebiyatındaki amaç ve işlev değişimini yorumlayan yazılar. Şirin, çocuk modernleşmesi ve çocukluğun keşfi, çocukluk edebiyatında geleneksel ve modern yaklaşımlar, çocuk edebiyatı yazarlığının dinamikleri, çocuk ve ilk gençlik edebiyatında kanon, çocuk edebiyatında şiddet gibi konuları irdeliyor.

Hasan Bülent Kahraman – Türkiye’de Görsel Bilincin Oluşumu (2013)

  • TÜRKİYE’DE GÖRSEL BİLİNCİN OLUŞUMU, Hasan Bülent Kahraman, Kapı Yayınları, inceleme, 278 sayfa

TURKIYE

Hasan Bülent Kahraman, ülkenin modern kültürle inişli çıkışlı macerasını merkeze alarak, Tanzimat’tan bu yana görsel bilincin oluşumunu irdeliyor. Kitabının ilk bölümünde Tanzimat’ın görsellikle ilişkisini hem içsel şartları hem de Fransa ile olan özdeşlik çabası bağlamında tartışan Kahraman’ın devam eden bölümde, Tanzimat ve Cumhuriyet arasındaki gerilime odaklanıyor. Cumhuriyet’in Tanzimat’ın çocuğu olduğunu belirten Kahraman, bugünkü modernliğin ancak bu iki gerçekliğin bilinmesi halinde anlaşılabileceğini savunuyor. Kahraman en son, Cumhuriyet’in geç dönemlerinde, modern anlamda geleneğin yeniden icat edilişini tartışıyor.