Ömer Obuz – Üfürükçüler, Cinciler, Falcılar (2025)

Ömer Obuz’un bu eseri, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet’in ilk yıllarına ve hatta günümüze kadar uzanan geniş bir zaman diliminde, üfürükçü, cinci ve falcı gibi figürlerin toplumdaki yerini ve etkilerini detaylı bir şekilde inceliyor.

Yazar, bu kişilerin toplumsal statülerini, saygınlıklarının kaynaklarını ve günlük yaşamdaki rollerini titiz bir araştırmayla ortaya koyuyor. Kitap, rejim değişikliklerine rağmen toplumsal ve kültürel alanda pek değişmeyen unsurlara dikkat çekerek, batıl inançların ve hurafelerin insanların duygularını nasıl manipüle ettiğini, toplumsal ve siyasal hayattaki rollerini ve iktidarın bu konulara karşı tutumunu ele alıyor.

Trajik, absürt, komik, dramatik ve fantastik hikâyelerle zenginleştirilmiş bu çalışma, yüzyıllardır süregelen bir sorunun daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunuyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Üfürükçü takımı Osmanlı’dan Cumhuriyet’e insanların mahremine ustalıkla sızmayı ve sayısız mağdura rağmen ardıllarına yeni fırsatlar sunmayı nasıl başarmışlardı? İnsanlar akıl almaz iddia ve yöntemlerine rağmen nasıl olup da neredeyse her sorunlarında kendilerini cinci, büyücü, falcı ve türevlerine teslim edebilmişlerdi? Bu güvenin kaynağı neydi ve insanların motivasyonunu ne sağlıyordu?”

  • Künye: Ömer Obuz – Üfürükçüler, Cinciler, Falcılar: Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e, İletişim Yayınları, tarih, 256 sayfa, 2025

Ömer Obuz – Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e Hayvan Katliamları ve Himaye (2022)

Daha çok Ortaçağ Avrupası, kediler ve veba özelinde akla gelse de, tarihin belli dönemlerinde kedi ve köpekler başta olmak üzere birçok hayvan katliamı oldu ve bu katliamlar insan-hayvan ilişkisinin ne derece katılaşabileceğini gösterdi.

Ömer Obuz, ‘Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e Hayvan Katliamları ve Himaye: Kediler, Köpekler, Kargalar’ adlı kitabında, II. Mahmud döneminden erken Cumhuriyet dönemine kadar ele aldığı süreçte, “arıza” olarak görülerek medeniliğe aykırı olduğu gerekçesiyle damgalanıp bir imha politikasına tâbi tutulan kedi, köpek ve kargaların izini sürüyor.

Bu izi sürerken, esasen hayvanların Osmanlı toplumunun daha önceki dönemlerinde ne kadar değerli kabul edilip himaye edildiklerine de eğiliyor.

Yazar, II. Mahmud döneminden itibaren arıza olarak görülenlerin, medeniliğe aykırı oldukları gerekçesiyle damgalanıp imha edilmelerinin giderek kökleşen bir gelenek oluşturduğunu ve bunun erken Cumhuriyet yıllarında zirveye ulaştığını gözler önüne seriyor.

Osmanlı-erken Cumhuriyet tarihyazımında göz ardı edilen hayvanların akıbetine ve dönemin iktidarlarının yönetim tarzı ve bunun halk nezdinde nasıl karşılık bulduğuna dair değerli bir kitap.

Kitaptan bir alıntı:

“(…) sokak hayvanları, âdeta medenileşmenin önünde temel bir engel olarak görülerek mutlak bir sorun haline getirildiler. Yıllar yılı mesele öyle harlandı, öyle gerekçeler inşa edildi ki köpeklerin, kargaların ve kedilerin yaşamları, insanlığın elinde denge ve merhametin yok olduğu bir cehenneme döndü.”

  • Künye: Ömer Obuz – Osmanlı’dan Erken Cumhuriyet’e Hayvan Katliamları ve Himaye: Kediler, Köpekler, Kargalar, İletişim Yayınları, tarih, 208 sayfa, 2022