Fariz Öncü – Persler Dönemi’nde Anadolu’da Ekonomi (2023)

Akhaimenid Perslerinin Eskiçağ tarihindeki yaklaşık iki yüzyıllık serüveni (MÖ yak. 547-330) özellikle son dönemlerde çok sayıda bilim insanının ve okurun dikkatini cezbetti.

Bu yoğun ilgi beraberinde döneme ilişkin çok sayıda çalışmanın ortaya çıkmasını sağladı.

Yapılan çalışmaların ortaya koyduğu birikimle dönemin politik, kültürel, idari ve sanatsal yapısı hakkındaki bilgilerimizde büyük bir ilerleme kaydedildi.

Buna karşın dönemin iktisadi koşullarını merkeze alan bütüncül bir çalışmanın varlığından söz etmek pek de mümkün değil.

Bu durum Pers krallarının hâkimiyetindeki Anadolu için de geçerli.

Nitekim Anadolu coğrafyasının farklı merkezlerindeki iktisadi faaliyetler üzerinde Pers egemenliğinin zamanla nasıl bir etki yarattığı hususu halen önemli, karmaşık ve zor bir sorun olarak karşımızda duruyor.

Anadolu’nun önemli merkezlerinin MÖ 6. ve 5. yüzyıllardaki iktisadi koşullarını odak noktasına alan bu eser, Pers İmparatorluğu’nun buradaki toprak yönetimini, vergi sistemini, işgücü hareketlerini, askerî düzenini, denetim sistemini, sikke politikasını ve ticari faaliyetlerini Pers krallarının Anadolu’da uyruklarıyla kurdukları ekonomik-politik ve idari ilişkiler bakımından ele alıyor.

  • Künye: Fariz Öncü – Persler Dönemi’nde Anadolu’da Ekonomi (MÖ 6. ve 5. Yüzyıllar), Arkeoloji ve Sanat Yayınları, tarih, 568 sayfa, 2023

Ulaş Töre Sivrioğlu – Perslerin Ardından İran-Sasaniler Dönemi (2023)

Akhaimenid ailesinin idaresi altında Persis bölgesinde kurulan imparatorluk, tarihe damgasını öylesine güçlü bir biçimde vurmuştu ki imparatorluğun yıkılmasından binlerce yıl sonra bile İran hâlen onların döneminde olduğu gibi Persia olarak anılmaktaydı.

Bu nedenle tarihçiler İran’daki her canlanma döneminden “Pers İmparatorluğu’nun yeniden doğuşu” ya da “Perslerin geri dönüşü” olarak söz etmeyi severler.

Sāsān ailesinden Ardāšīr’in MS 224’te kurduğu yeni krallık da modern tarihçilerin gözünde Yeni Pers İmparatorluğu (Neo-Persian Empire) olarak adlandırıldı.

Romalı tarihçilere göre de Sāsāniler, Perslerin mirasçıları oldukları konusunda kuşku duymamaktaydılar.

Sāsāni şahları Pers hükümdarlarının mezarlarının çevresini kendi kabartmalarıyla donatırken bu mirası sahiplendiklerini göstermek istemişlerdi.

İran milli destanı olan Şehnâme Parthların dört yüz yıllık tarihini birkaç satırla geçiştirir ve son Pers Şahı Darius ile Sāsān arasında doğrudan bağ kurmayı tercih eder.

Parthların, üzerinde Hellen tanrılarının tasvirlerinin yer aldığı sikkelerinin yerini Sāsānilerle birlikte Mazda dininin kutsal ateşinin alması bu “öze dönüş”ün simgesi olarak görülmüştür.

Öte yandan Sāsānilerin dört yüzyıllık öyküsünün, mirasçıları oldukları Akhaimenidlerin gölgesi altında kaldığını söyleyebiliriz.

Bilim dünyasında Persler ile onların mirasçıları arasında oldukça eşitsiz bir dağılım vardır.

Persler üzerine yapılan araştırmalar mirasçılarınınkinden kat be kat fazladır.

Sāsāniler klasik tarihçilerin gözünde Roma’yla çatışmaya girdikleri sürece önemlidirler.

İslâm tarihçileri ise Sāsānilere İslâm medeniyetine etkileri nedeniyle ilgi gösterirler.

Türk tarihçiliği de benzer şekilde Sāsānilerin Orta Asya’da oynadıkları role odaklanırlar.

Sonuçta Sāsāniler ancak başka bir kültür evrenine temas edebildikleri ölçüde dikkat çekmişlerdir.

Bu genel ilgisizliğin bir nedeni de Sāsānilerin hâkimiyetinin İlkçağ denilen dönem ile Ortaçağ arasındaki belirsiz geçiş devrine tekabül etmesidir.

Avrupa-merkezci tarihsel dönemlendirmeler sonucu bu medeniyetin bir İlkçağ uygarlığı mı yoksa Ortaçağ uygarlığı mı olduğuna karar verilmedi.

Bu engeller Sāsāni uygarlığı üzerine yapılan araştırmaların hâlen emekleme aşamasında olmasının temel nedenlerinden biridir.

  • Künye: Ulaş Töre Sivrioğlu – Perslerin Ardından İran-Sasaniler Dönemi, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, tarih, 384 sayfa, 2023