Klaus Kreiser – Kısa Türkiye Tarihi (2024)

Türkiye 1923 yılında cumhuriyetin kurulmasının ardından yalnızca birkaç kuşak içinde bölgenin en kalabalık ve ekonomik açıdan en güçlü devleti haline geldi.

Klaus Kreiser bir yandan Türkiye’nin siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimini anlatırken bir yandan da Kıbrıs sorunu, azınlıklar ve dinin kamusal rolü gibi ülkenin Avrupalı komşularını endişelendirmeye devam eden iç ve dış politika gerilimlerini ayrıntılı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Bu kitapta, Türkiye’nin ve insanlarının 1920’den günümüze dek izlediği yolu anlatmaya çalıştım. Batı ittifak sistemlerine entegrasyon, İslamiyet’in rolü ya da Kürt sorunu gibi temel konuları göz ardı etmeksizin, kırsal kesimin kalkınması, Doğu-Batı arasındaki seviye farkı ve eğitim sistemi gibi birçok araştırmada yeteri kadar değinilmeyen, eksik kalan konulara yöneldim. Geleceğe dair ‘tahminlerin’, tarihsel bir anlatıda yeri olmayacağı gibi övgü ve serzenişin de yeri yoktur.”

  • Künye: Klaus Kreiser – Kısa Türkiye Tarihi, çeviren: Sema Özgün, Say Yayınları, tarih, 152 sayfa, 2024

 

Meriç Bilgiç – Felsefi Antropoloji (2024)

Günümüzde Dünya’yı saran sürü kültürü içinde insanlar insanlıklarına yabancılaştıklarını dahi duyamayacak kadar yabancılaşmıştır.

Bu kitap tarih boyunca insan olmanın fenomenlerini panoramik olarak sergilemekte ve yeniden yaratılabilecek mantıksal bir zemin kurmaktadır.

Kitap bir yandan felsefe dünyasına, felsefi antropolojinin akademik bir disiplin olarak üzerine oturacağı ana çerçeveyi, okuma kaynaklarıyla beraber sunarken, diğer yandan da tarihe karşı kendi tarihini yaratacak, geleceğini kendisi olmanın mutluluğu üzerine kuracak öncü insanlara Arşimetçi bir insan felsefesi vermektedir.

“İnsan” derken, burada geleneksel olarak alışıldığı gibi, gizliden içine Batılı-Akıllı-Erkek kaçmış, teorik bir ruhsal üründen söz edilmiyor.

Bu insanın içinde bütün o silinmiş, itilmiş, aşağılanmış, dişi, deli, saf, kötü, çirkin bileşenleriyle de birlikte, kayıp insanı, yeryüzünde insan olarak insanı arıyoruz.

Bu kitap ile yapmaya çalıştığımız şey de tam olarak insanı tarihsel bir varlık olarak otantik, estetik eksenine geri taşımaktır.

  • Künye: Meriç Bilgiç – Felsefi Antropoloji, Say Yayınları, antropoloji, 216 sayfa, 2024

Karen Horney – Çağımızın Nevrotik Kişiliği (2024)

Freud sonrası psikanalizin önemli isimlerinden olan Karen Horney kuram içinde kalarak yaptığı eleştirilerle psikanalize özgün katkılarda bulunmuştur.

Freud’un biyolojik, içgüdü temelli yaklaşımına karşın hem kendi klinik tecrübeleri hem de sosyal bilimlerdeki gelişmelerden yararlanarak farklı bir bakış açısı ortaya koymuş, insan gelişiminde kültür ve çevrenin etkin rolünü vurgulamıştır.

‘Çağımızın Nevrotik Kişiliği’, Horney’in nevrozların temel yapısını ve nevrotik kişiliği geleneksel psikanaliz yaklaşımlarının ötesine geçerek, kültür ve çevre bağlamında derinlemesine incelediği, psikanalitik terapinin sınırlarını genişleten bir başyapıttır.

Bu eserde, nevrotik kişiliğin temellerini geniş bir pencereden bakarak ele alır; şefkat ve onaylanma ihtiyacı, duygusal yakınlık arayışı, çelişkili ruhsal yapı, güç ve prestij arzusu, bitmeyen kaygılar, rekabet gibi konuları irdeler.

İnsanların içsel çatışmalarını anlamalarına ve bu çatışmalarla başa çıkmalarına yönelik derinlemesine analizleri, okuyucuya hem entelektüel hem de pratik bir perspektif sunar.

Psikoloji meraklılarından, akademisyenlere kadar geniş bir okuyucu kitlesine hitap eden bu eser, nevrotik kişilikleri daha iyi anlamanızı sağlayacak ve insanın içsel dinamiklerini kavramanızda size yol gösterecektir.

  • Künye: Karen Horney – Çağımızın Nevrotik Kişiliği, çeviren: Funda Sezer, Say Yayınları, psikanaliz, 232 sayfa, 2024

Erich Fromm – Yaşamı Hala Seviyor muyuz? (2024)

Yaşamdaki en önemli şey mutlu olmak değil canlılıktır.

Yaşamdaki en kötü şey acı çekmek değil kayıtsızlıktır.

Fromm’a göre sevgi insanın canlılığına, gelişimine, iyiliğine duyulan aktif ilgiyi kendinde barındırır.

Sevgi yaşamı destekler, canlılığı, oluşu kucaklar.

Ancak yalnızca sevgi yetmez, açık bir bilinçle bu dünya için, insanlar için neyin iyi olduğunu bilmek ve bunu gerçekleştirmek için de aktif bir yönelim içinde bulunmak gerekir.

Oysa günümüzde pasif bir yaşam tarzı kişiliği dayatılıyor.

Bunun yanında her şey performansa, gösteriye indirgenmiş durumda.

Modern insan kendini gerçekten var kılmaktan çok, sahip olunanların sahte değerleriyle eşitleyip kendini otantik ve samimi olarak hayatın merkezine koymaktan çok, yüzeysel bir varoluşun gösteri nesnesi haline gelmiştir.

Bunu yaratan yaşam sevgisinin bastırılıp yerine ölüm sevgisinin merkeze alınmasıdır.

Fromm bu kitapta insanları şiddetin, sahip olma açlığının güdümünde bir dünyanın yıkıcılığına karşı barışa, özgürlüğe, yaratıcılığa, sevgiye, oluşa ve aktif bir hayata çağırıyor.

  • Künye: Erich Fromm – Yaşamı Hala Seviyor muyuz?, çeviren: Özlem Özlen Şimşek, Say Yayınları, psikoloji, 192 sayfa, 2024

David S. Mason – Kısa Modern Avrupa Tarihi (2024)

Modern Avrupa’yı şekillendiren önemli olayları, fikirleri ve bireyleri ön plana alan ‘Kısa Modern Avrupa Tarihi’, Aydınlanma’dan günümüze kıtanın tarihini gözler önüne seriyor.

Kalıcı devrim temasından yararlanan David S. Mason bir yandan devrimlerin politik, ekonomik ve bilimsel nedenlerini ve sonuçlarını araştırırken bir yandan da insan hakları ve demokrasinin gelişimi, Avrupa kimliği ve entegrasyon sorunlarını inceliyor.

‘Kısa Modern Avrupa Tarihi’ bir ülke tarihine ya da belirli bir zaman diliminin ayrıntılı kronolojisine odaklanmak yerine her bir bölümde Avrupa’yı şekillendiren en önemli olaylara değiniyor.

Aydınlanma, Fransız Devrimi, Marx ve Darwin’in teorileri, 1848 ve 1917 devrimleri, Almanya ve İtalya’nın birleşmesi, Avrupa emperyalizmi, dünya savaşları, soğuk savaş, Avrupa Birliği’nin gelişimi ve genişlemesi ve Avrupa’nın karşı karşıya olduğu güncel sorunlar gibi konular hakkında Avrupa tarihine geniş bir yelpazeden bakmak isteyen okuyucular bu kitabın haritalar, zaman çizelgeleri, fotoğraflar ve bir sözlükle desteklenen son derece ilgi çekici bir anlatımı olduğunu görecektir.

  • Künye: David S. Mason – Kısa Modern Avrupa Tarihi, çeviren: Bekir Çelikcan, Say Yayınları, tarih, 328 sayfa, 2024

Steven D. Hales – Kediler ve Felsefe (2024)

Kediler çoğu zaman sadece evcil hayvanlarımız olmaktan çok daha fazlasıdırlar.

Onların hayatı yaşama şekillerindeki gizli ve bilge tavırları, bazen bize hiç farkında olmadığımız şeyleri gösterebilir ve öğretebilir.

  • Peki insanların kedilere karşı ne gibi etik yükümlülükleri vardır?
  • Kediler, insanlar kadar hatta bazen onlardan daha rasyonel olabilirler mi?
  • Kediler, insanlara evrimsel psikoloji hakkında ne öğretebilir?

‘Kediler ve Felsefe’, birbirinden ilginç ve önemli makaleleri bir araya getirerek, on sekiz ayrı filozofun gözünden bu ve benzeri soruları derinlemesine incelemeye ve yanıtlamaya çalışıyor.

Kedilerin gizemli ve görkemli dünyalarını keşfederken, onların zihinlerine dair şaşırtıcı iç görüler sunuyor.

Bu kitap hem kedi severler hem de felsefeye ilgi duyanlar için kaçırılmayacak bir kaynak.

  • Künye: Steven D. Hales – Kediler ve Felsefe, çeviren: Özge Nur Küskün, Say Yayınları, felsefe, 368 sayfa, 2024

Alfred Adler – Sosyal İlgi (2024)

Çocukluk döneminde formüle edilen sosyal ilgi, bireylerin hem kendileriyle hem de dış dünyayla kurdukları ilişkilerdeki en önemli kavramlardan biri.

Alfred Adler bu kavramı düşünce sisteminin merkezine aldı ve ona oldukça önem verdi.

İnsanlar kendilerini bir topluluğun parçası olarak hissettikleri, topluma katkıda bulundukları müddetçe kişisel tatmin duygularını ve farkındalıklarını artırırlar.

Adler’e göre toplumla doğru bir ilişki içerisinde olmak, aynı zamanda kişinin kendi benliğiyle ilişkide olması demektir.

Bu sayede eksiklerimizi görür, kendimizi geliştirir ve kişiliğimizi inşa ederiz.

Bireysel psikolojinin en önemli isimlerinden olan Alfred Adler, ‘Sosyal İlgi’de topluma ve onunla kurduğumuz bağa ilişkin temel kriterlerin bir değerlendirmesini yapıyor.

İnsan doğasının sosyal ilgide şekillendiğini savunarak, bireyin topluma olan katkılarının kişisel mutluluk ve ruh sağlığı için ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.

‘Sosyal İlgi’, bireysel psikolojinin de merkezinde yer alan bu kavrama açıklama getirmesi bakımından Adler’in en önemli yapıtları arasında.

  • Künye: Alfred Adler – Sosyal İlgi, çeviren: Ayşen Tekşen, Say Yayınları, psikoloji, 248 sayfa, 2024

Kelly Oliver – Nietzsche’nin Kadınları (2024)

Felsefenin kadına olan bakışı hakkında ne biliyoruz?

Nietzsche, Derrida, Freud, Lacan gibi felsefe tarihindeki önemli ve birincil isimler kadınlar ve felsefe arasındaki ilişkiyi nasıl değerlendirdiler?

Feminist felsefe, çağdaş felsefenin en çok üzerinde durduğu ve yeni şeyler söylenmeye olan ihtiyacın günden güne arttığı alanlardan biri olarak karşımızda duruyor.

‘Nietzsche’nin Kadınları’nda Kelly Oliver, detaylı ve derin incelemeleri sayesinde Nietzsche’nin metinlerinde kadının konumunu analiz ederek felsefenin dişil ve anaç olanla ilişkisine dair daha geniş bir soruyu tartışmaya açıyor.

Nietzsche, Derrida, Irigaray, Kristeva, Freud ve Lacan’dan okumalar sunan Oliver, etiğe yeni bir yaklaşım öneren özneler arası ilişkilerin ontolojisi için de yenilikçi bir temel inşa ediyor.

Yazar, felsefenin sınırlarına meydan okuyan büyük filozofların bile kadınların, kadınlığın ve anneliğin sınırlanması yahut dışlanmasına yaptıkları karmaşık ve genellikle fark edilmeyen yatırımların güçlü bir okumasını yapmış.

  • Künye: Kelly Oliver – Nietzsche’nin Kadınları: Felsefenin “Dişil” ile İlişkisi, çeviren: Müge Sözen, Say Yayınları, inceleme, 320 sayfa, 2024

Christopher Chabris, Daniel Simons – Külyutmaz (2024)

Kimlik avı dolandırıcılığından saadet zincirlerine, sahte bilimden sanat sahteciliğine, satranç hilecilerinden kripto dolandırıcılarına ve pazarlamacılardan sihirbazlara kadar dünyamız aldatmacalarla dolu.

Külyutmaz’da çok satan kitapların yazarları psikolog Daniel Simons ve Christopher Chabris bize kandırılmaktan nasıl kaçınacağımızı gösteriyor.

Ayrıca, gördüğümüzü kabul etme ve kesinlik ile tutarlılığa aşırı değer verme eğilimimiz gibi, çoğu zaman işimize yarayan ancak bizi savunmasız kılan temel düşünme ve akıl yürütme alışkanlıklarını da tanımlıyor.

Yazarların kandırılma psikolojisi üzerine yeni bakış açılarını sundukları her bölümde, daha önce hiç duymadığınız dolandırıcılıklarla karşılaşacak ve bunlarla nasıl başa çıkacağınızı öğreneceksiniz.

Bilgilendirici ve aydınlatıcı bu kitap bizi her türlü şarlatandan koruyacak ve kendimizi düzenbazlıklara karşı çok daha güven de hissetmemizi sağlayacak.

  • Künye: Christopher Chabris, Daniel Simons – Külyutmaz: Neden Kandırılırız ve Kandırılmamak İçin Ne Yapabiliriz?, çeviren: Menekşe Arık, Say Yayınları, psikoloji, 264 sayfa, 2024

Slavoj Žižek – Özgürlük (2024)

Özgürlük kimi zaman aldatıcı biçimde basitken, kimi zaman da düşünce tarihinin en çetrefilli ve içinden çıkılması güç kavramlarından biri olmuştur.

Avrupa Kıtası’nın aykırı filozoflarından Slavoj Žižek, bu yeni felsefi araştırmasında gerçek ve radikal özgürlük deneyimimizi ve ona dair yanlış inançlarımızın altını kazıyor; özgürlüğün kırılgan ve geçici teması üzerinde dururken, özgürlükçü bireycilik anlayışını da eleştiriyor.

Hegel, Kierkegaard, Heidegger gibi büyük filozofların yakın okumalarının yanı sıra, Kandinsky ve Agatha Christie gibi isimlerden de ilham alan Žižek, özgürlüğün her yönünü ve bu düşünürlerden neler öğrenebileceğimizi tartışıyor.

  • Özgürlüğümüzün “sınırlarını” nasıl yeniden keşfetmek (ya da sınırlamak) zorunda kalacağız?
  • Özgürlük, sonlu yaratıklar olarak bizlerin yaşamlarının şaşırtıcı yönlerini hangi şekillerde tanımlar?
  • Özgürlükten kaçmak yerine onu nasıl kucaklayabiliriz?

Žižek, okurlarını tüm bu soruları cevaplamaya ve özgürlük kavramının karmaşıklığıyla yüzleşmeye çağırıyor.

  • Künye: Slavoj Žižek – Devası Olmayan Dert: Özgürlük, çeviren: Yavuz Alogan, Say Yayınları, felsefe, 400 sayfa, 2024