Yeliz Özay Diniz – Evliyâ Çelebi’nin Acayip ve Garip Dünyası (2017)

Evliyâ Çelebi’nin meşhur ‘Seyahatnâmesi’, kendinden sonraki gezi edebiyatını köklü bir biçimde etkilemiş, çığır açmış bir eserdi.

Evliyâ Çelebi’nin ‘Seyahatnâmesi’nde “acaip” ve “garip” kelimeleri de, yazarın sıklıkla kullandığı iki kavramdı.

İşte Yeliz Özay Diniz’in elimizdeki çalışması, sağlam bir kavramsal çerçeve ekseninde, Evliyâ Çelebi’nin neyi, neden “acayip” ve “garip”  bulduğunu ve okuru ya da dinleyiciyi hangi noktalarda böyle bir anlatıyla karşı karşıya olduğuna dair yönlendirdiğini bütünlüklü bir bakışla ortaya koyuyor.

Kitapta irdelenen kimi konular şöyle:

Evliyâ Çelebi’nin yaşamında tanık olduğu kişilerin çeşitli deneyimlerinin eserlerinde kendilerine yer bulma şekli,

Melek Ahmed Paşa ve Kaya Sultan’ın ilişkisini yansıtan rüya anlatılarının seyahatnâmedeki yeri,

Evliyâ Çelebi’nin kültürel ve fiziksel olarak “öteki”sinin kim olduğu,

Hem anlatıcının hem de okurun acayip bulabileceği uzak memleketlerin hayvanlarının, ‘Seyahatnâme’de nasıl bir anlatı yöntemiyle sunulduğu,

Evliyâ Çelebi’nin yerel rivayetlere ilgisi,

Evliyâ Çelebi’nin sanat olarak sihre olan yaklaşımı…

Diniz’den, Evliyâ Çelebi’nin görkemli hikâye anlatıcılığının derinlikli bir analizi…

  • Künye: Yeliz Özay Diniz – Evliyâ Çelebi’nin Acayip ve Garip Dünyası, Yapı Kredi Yayınları, edebiyat inceleme, 236 sayfa

Giovanna Borradori (haz.) – Terör Günlerinde Felsefe (2008)

Giovanna Borradori’nin Jürgen Habermas ve Jacques Derrida’yla ayrı ayrı yaptığı, ufuk açıcı söyleşiler.

Kitapta ilgi çeken ayrıntılardan biri, Habermas gibi ezeli bir modernite savunucu ile Derrida gibi ateşli bir modernite karşıtının, terör ve terörizme felsefi yaklaşım konusunda, oldukça benzer düşüncelere sahip olmaları, her ikisinin de Aydınlanma’ya bağlılıklarını sunmalarıdır.

Kitapta ayrıca, Borradori’nin söyleşinin temel argümanlarını özetleyip düşünürlerin yapıtlarıyla ilişkilendirdiği bir makalesi de yer alıyor.

  • Künye: Giovanna Borradori (haz.) – Terör Günlerinde Felsefe, çeviren: Emre Barca, Yapı Kredi Yayınları, söyleşi, 215 sayfa

Louis-Jean Calvet – Roland Barthes, 1915-1980 (2017)

Fransız göstergebilimci ve dilbilimci Louis-Jean Calvet’den dört dörtlük bir Roland Barthes biyografisi.

Kitap, Barthes’ın ilk ayrıntılı biyografisi olarak kabul ediliyor.

Aynı zamanda Barthes’ı François Mitterrand, Claude Lévi-Strauss, Philippe Sollers, Julia Kristeva, Edgar Morin, Algirdas Julien Greimas, Maurice Nadeau, Philippe Rebeyrol gibi pek çok ismin tanıklığında anlatıyor oluşu, kitabın önemli katkılarından bir diğeri.

Calvet, okurunu 12 Kasım 1915’e, Barthes’ın doğduğu güne götürerek, oradan düşünürün hayatını adeta adım adım izliyor.

  1. Dünya Savaşı’nda babasını kaybeden Barthes’ın annesiyle birlikte yaşamaya başladığı Bayonne günleri ve ardından taşındıkları Paris’te yoksulluk içinde geçen günler,

Barthes’a verem teşhisi konuluşu,

Kendisinin daha sonraki fikirlerine temel teşkil edecek sanatoryumdaki zengin okuma deneyimleri,

Kesintili süren eğitim yılları,

Peter Sollers ile dostluğu,

Başlıca yapıtlarını ortaya koyuşu…

Calvet’nin Barthes’ın hayat hikâyesini anlatırken, düşünürün bütün yapıtlarının üzerinden teker teker geçtiğini de ayrıca belirtmekte fayda var.

  • Künye: Louis-Jean Calvet – Roland Barthes, 1915-1980, çeviren: Sema Rifat, Yapı Kredi Yayınları, biyografi, 332 sayfa

Kolektif – Sanat Yönetimi Üzerine Konuşmalar (2014)

Türkiye’de sanat yönetimi, yasalarla güvence altına alınmamış ve yapılandırılmamış olması bir yana, sanat alanına işletme kültürünü aşıladığı gerekçesiyle de çokça sevimsizleştirilmiş bir alan.

Sanat yönetiminin eğitmenlik, danışmanlık ve yöneticilik gibi aşamalarında uzun yıllardır çalışmakta olan Esra A. Aysun’un yaptığı söyleşilerle ortaya çıkan elimizdeki kitap da, sanat yönetimini çok yönlü bir bakışla serimleyerek bu alandaki bilgi eksikliğini gidermeyi amaçlıyor.

Kitapta, devlet ve sanat yönetimi, yerel yönetimler ve sanat yönetimi, özel sektör ve sanat yönetimi, bağımsız yapılar ve sanat yönetimi konuları ele alınıyor.

  • Künye: Kolektif – Sanat Yönetimi Üzerine Konuşmalar, hazırlayan: Esra A. Aysun, Yapı Kredi Yayınları, sanat, 134 sayfa

 

Martin O’Brien – Jacquot ve Suyu Seven Katil (2008)‏

Martin O’Brien, ilaçla uyutup öldürdüğü kadınların çıplak cesetlerini sulara terk eden bir seri katili ve bu katilin peşindeki Jacquot’nun yaşadıklarını hikâye ediyor.

Katilin izini süren, Marsilya cinayet masası Başmüfettişi Daniel Jacquot’nun yolu, yeraltı dünyasının ürkütücü karakterleri ile dışardan sorunsuz görünen, fakat muazzam bir kirliliğin batağına saplanmış Marsilya’nın kaymak tabakasından karakterlerle kesişecektir.

Bu roman, polis müfettişi Jacquot’nun maceralarından oluşan serinin ilk kitabı.

  • Künye: Martin O’Brien – Jacquot ve Suyu Seven Katil, çeviren: Ali Cevat Akkoyunlu, Yapı Kredi Yayınları, roman, 513 sayfa

Deniz Üçbaşaran ve Arslan Sayman – Şarkı Söyleyen Berber (2014)

‘Şarkı Söyleyen Berber’, aynı yerde iş yapan Meraklı Berber ile Şarkı Söyleyen Berber arasındaki tatlı rekabeti hikâye ediyor.

Meraklı Berber, tüm çabalarına rağmen, işlerini bir türlü rayına koyamamaktadır.

Bunun esas nedeni de, civardaki çocukların Şarkı Söyleyen Berber’i tercih etmesidir.

Kahramanımız, merakına yenilerek Şarkı Söyleyen Berber’in başarısının sırrını öğrenmeye karar verir.

Fakat bu merakın bedeli ağırdır. Zira Meraklı Berber, hem bıyığını hem de çok sevdiği kâkülünü kaybedecektir.

Komik mi komik, sıcak mı sıcak bir hikâye.

  • Künye: Şarkı Söyleyen Berber, öykü ve resimleyen: Deniz Üçbaşaran, yazan: Arslan Sayman, Yapı Kredi Yayınları, çocuk, 32 sayfa

Onat Kutlar – Senaryolar (2014)

Eksikliğini hep hissedeceğimiz yazarlarımızdan Onat Kutlar, 1950 kuşağının en yetenekli öykü yazarlarından olmasının yanı sıra, kurduğu Sinematek ile Türkiye sinemasına ve genç yönetmenlerin yetişmesine muazzam katkılarda bulunmuştu.

Bu kitap, Kutlar’ın sinema serüveninin bir parçası olan senaryolarını bir araya getiriyor.

Kitapta, Kutlar’ın ‘Yusuf ile Kenan’, ‘Hazal’ ve ‘Hakkâri’de Bir Mevsim’ adlı senaryoları ile ‘Kuyucaklı Yusuf’, ‘Kürk Mantolu Madonna’ ve ‘İstanbul’ isminde üç sinopsisi yer alıyor.

Kutlar, sağlığında senaryolarını yayınlamayı düşünmüş, fakat farklı nedenlerle buna fırsat bulamamıştı.

Bu kitapla, Kutlar’ın o hayali de gerçekleşmiş oldu.

  • Künye: Senaryolar, Onat Kutlar, Yapı Kredi Yayınları, senaryo, 275 sayfa

 

 

Oya Uysal – Kimselerin Akşamı (2008)‏

İlk şiiri 1968 yılında yayınlanan Oya Uysal, 1997 Ceyhun Atuf Kansu ile 1999 Cemal Süreya şiir ödüllerine de değer görülmüştü.

Uysal’ın kitaba adını veren şiirinden bir alıntı:

 

“Döndün yine, yeryüzünde kırık bir gülümseme, yorgun,

bakışlardaki hasetten gördün ve bildin işte,

zoruna gitse de gururdan ibaret ruhunun.

 

Şimdi sen adının ardında bir soru imi,

kibrinle çevrilmiş bahçende gezin

istenmeyeni oldun nasıl olsa herkesin.

 

Sen. Kimselerin akşamı,

kendi cehenneminden cennet yaratan ermiş.

Başını çevirip baksan

durup soluklanıyor gölgene yetişemeyen

sokak (…)”

  • Künye: Kimselerin Akşamı, Oya Uysal, Yapı Kredi Yayınları, şiir, 59 sayfa

 

Italo Calvino – Amerika’da Bir İyimser (2017)‏

İtalyan edebiyatının büyük ustası Italo Calvino, romanlardan öykülere, denemelerden edebiyat üzerine yazılara bize muazzam yapıtlar armağan etti.

Calvino’nun gezi yazılarından oluşan ‘Amerika’da Bir İyimser’ de, ilk kez ve nihayet Türkçede!

Calvino, Amerika’ya ilk yolculuğunu Kasım 1959’da gerçekleştirdi. Ve daha ilk ziyaretinde buraya hiç kanı kaynamadı.

Amerika’yı bayağılıklarla dolu bir yer olarak tanımlayan Calvino, şöyle demekten de kendini alamıyor: “O Amerika ki geleceği düşünmeyi bilmiyor, yine de hepimizin geleceğinin öylesine geniş bir bölümünü içinde barındırıyor…”

Bugün Calvino’nun yaklaşık altmış yıl önce söylediği bu sözlere baktığımızda, kendisinin ne kadar öngörülü olduğu açığa çıkıyor.

İnsanlar da değişir, şehirler de. Calvino’nun gezi izlenimlerine baktığımızda, Amerika’nın fazla değişmeyip dünyanın geri kalan kısmının artık Amerikanlaştığını düşünmemek elde değil. Bu yazılar, yalnızca Amerika için değil, dünyanın geri kalan kısmının bugünkü vaziyetini daha iyi anlamak için de okura önemli ayrıntılar verecek.

Calvino bu yolculuklarında kent merkezleriyle sınırlı kalmayıp çok sayıda eyaleti de gezmişti. Yazarlar, yayıncılar ve menajerlerin yanı sıra, iş adamları, sendikacılar ve insan hakları aktivistleriyle de görüşmüştü.

Martin Luther King de, Calvino’nun bu dönemde tanıştığı isimlerden biri olacaktı.

  • Künye: Amerika’da Bir İyimser, Italo Calvino, çeviren: Neyyire Gül Işık, Yapı Kredi Yayınları, gezi, 208 sayfa

Peter Ackroyd – Troya’nın Düşüşü (2008)‏

  • TROYA’NIN DÜŞÜŞÜ, Peter Ackroyd, çeviren: Mehmet H. Doğan, Yapı Kredi Yayınları, roman, 207 sayfa

Peter Ackroyd ‘Troya’nın Düşüşü’nde, hayalperest kahramanı Heinrich Obermann’ın hikâyesini anlatıyor. Ackroyd’un Obermann karakteri, bir zamanlar Türkiye’ye gelerek Ege kıyılarındaki Hisarlık’ta arkeolojik kazılar yapan Alman arkeolog Heinrich Schliemann’ın ta kendisidir. 1860’ların sonunda, Homeros’un İlyada’da anlattığı Troya’nın Hisarlık olduğuna inanan Schliemann, bunu ispatlamak için Troya’da kazılara başladı. Schliemann aslında tam bir hayalperestti. Zira tezinin doğruluğunu kanıtlamak için kimi zaman aşırıya da kaçarak bilimsel olmayan yollara başvurmaktan çekinmemişti. İşte roman, Obermann karakteri üzerinden, Schliemann’ın ünlü hikâyesine yeniden hayat veriyor.