Sinan Kunt – Küba’da Sürdürülebilir Kent Tarımı (2015)

Kübalılar, yirmi yıldır yiyeceklerini ekolojik yöntemlerle sağlıyor.

Küba kentsel tarım hareketinin özelliklerini araştıran, sahada yapılmış çalışmalarla desteklenen bu inceleme, bu tarım tipinin örgütlenme şeklini ve başarılı olmasının ardındaki temel nedenleri aydınlatıyor.

  • Künye: Sinan Kunt – Küba’da Sürdürülebilir Kent Tarımı, çeviren: Cengiz Yücel, Yeni İnsan Yayınevi

Ahmet Şimşek ve Sibel Yalı – Gerçekte(n) Öyle mi Olmuş (2019)

Gerçek ötesi (Post-truth) olarak adlandırılan günümüzde, tarih disiplini nasıl bir dönüşüm geçirdi?

Ahmet Şimşek ve Sibel Yalı bu önemli çalışmalarında, post-truth süreçte, tarihi ve tarihçiliğin geleceğini etkileyecek riskleri ve tehditleri kapsamlı bir bakışla izliyor.

Tarihin siyasiler tarafından bir meşruiyet aracı olarak kullanarak tarihi, başka bir deyişle hakikati nasıl suistimal ettiğini gözler önüne seren yazarlar, yine bununla bağlantılı bir durum olarak medyada üretilen tarihsel bilginin gerçekliğinin denetlenememesiyle ortaya çıkan ve toplumsal kutuplaşmalara yol açan bilgi kirliliğinin boyutlarını ortaya koyuyor.

Kitap,

  • Tarihin ve tarih eğitiminin varlık-amaç işlevlerinin belirlenmesinin temelinde yatan nedenleri,
  • Geçmişin çağrışımının siyasetle ilişkisini,
  • Günümüz bilgi teknolojilerindeki değişimi,
  • Dördüncü sanayi devrimiyle dönüşecek toplumsal yapının dinamiklerini,
  • Ve toplumun geçmiş ve gelecek algısı ile bu algının post-truth dönemdeki yansımalarını irdeliyor.

Özellikle gerçeğin peşinden koşan tarihçiler ile tarih severlerin muhakkak okuması gereken çalışma, siyasetçiler ile yeni medya ve onun uzantılarının hakikati nasıl eğip büktükleri ve tarihçiliği bekleyen olası riskler konularında Türkiye’de iyi bir tartışma başlatmaya aday.

  • Künye: Ahmet Şimşek ve Sibel Yalı – Gerçekte(n) Öyle mi Olmuş: Post-Truth Zamanlarda Tarihin Temsili, Yeni İnsan Yayınevi, tarih, 184 sayfa, 2019

Mustafa Oral – Türkiye’de Romantik Tarihçilik (2019)

Romantiklere göre tarih, yaşanılan zamanın kurumlarını gerçekten anlamak ve değerlendirmek amacına yönelik olmalıydı.

Bunun için de geçmişe değer verilmeli korunmalıydı.

Mustafa Oral’ın, şimdi üçüncü baskısını yapan bu zengin çalışması da, romantik tarihçilik olgusunu yalnızca Türkiye örneğinden yola çıkarak değil, aynı zamanda Avrupa, İslam, Osmanlı ve Cumhuriyet tarihçilik yaklaşımlarını geniş bir düzlemde karşılaştırarak irdelemesiyle önemli.

Oral,

  • Aydınlanma ile ortaya çıkan epistemolojik bağlamın tarih / tarihçilik anlayışına ve düşüncesine nasıl bir katkı yaptığını,
  • Bizdeki tarihçilik geleneğinin ve tarih düşüncesindeki değişim ve sürekliliğin, Avrupası düşüncesiyle girilen etkileşimden nasıl etkilendiğini,
  • Romantik tarihçilerin geçmişe bakışlarını,
  • Romantik tarihçilerle birlikte Ortaçağa karşı belirgin bir ilgi uyanışının nedenlerini,
  • Romantik tarih anlayışı ile rasyonalist tarih görüşü arasındaki tepki ve gerilimleri,
  • Meşrutiyet yılları ile Osmanlı modernleşmesinin, romantik tarih söylemiyle ilişkisini ve bu ilişkinin Cumhuriyet ideolojisine nasıl evrildiğini,
  • Ve bunun gibi konuları tartışıyor.

Oral’ın tarihçilik, tarih anlayışı, tarih yazımı ve tarihsel düşüncenin Osmanlı’dan Meşrutiyet’e ve oradan Cumhuriyet’e uzanan süreçte geçirdiği dönüşümü kayda geçirmesiyle özellikle dikkat çeken çalışması, bunu yaparken önde gelen tarihçilerin eserlerini de adeta didik didik etmesiyle önemli.

  • Künye: Mustafa Oral – Türkiye’de Romantik Tarihçilik, Yeni İnsan Yayınevi, tarih, 304 sayfa, 2019

Kolektif – Yeşil Ekonomi: Küçülmek Güzeldir (2015)

Ne sağ ne de sol cenahta tartışılan, adeta bir din gibi tabu haline gelmiş ekonomik büyüme ve kalkınma olgularını kıyasıya tartışan; yeşil bir ekonominin ve çevresel sürdürülebilirliğin mümkün olabilmesi için küçülmenin neden vazgeçilmez olduğunu sağlam tezlerle ortaya koyan, ufuk açıcı bir çalışma.

Ekonomik büyüme ve kalkınma gibi kavramlar ekonomi üzerine düşünmenin en makbul kavramları olarak addediliyor.

Bu kitap ise, bu geleneğe karşı çıkarak zenginlik yerine refah, rekabet toplumu yerine dayanışmacı toplum, hükmetmek yerine gezegene saygı duymak gibi konular üzerine derinlemesine düşünmek için iyi bir fırsat.

Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Darren Zhang, Flipo Fabrice, Giorgos Kallis, Jeroen van den Bergh, Raoul Weiler ve Roefle Hueting.

  • Künye: Kolektif – Yeşil Ekonomi: Küçülmek Güzeldir, çeviren: Serin Erengezgin, Yeni İnsan Yayınevi, ekoloji, 144 sayfa, 2015

İrem Pamuk – Almanya’da Kimlik, Aidiyet ve Türkiye Kökenli Öğrenciler (2019)

Türkiye’den Almanya’ya 1960’larda başlayan işçi göçünün üzerinden uzun yıllar geçti.

Şimdi orada, dördüncü nesle ulaştılar, fakat yaşadıkları sorunlar azalmak yerine daha da büyüdü.

Türklerin Almanya’da kalıcılaşmasıyla birlikte, kimlik, aidiyet ve entegrasyon sorunlarının yanı sıra, çocukların eğitim sorunları önemli bir mesele haline geldi.

Kimilerine göre bunlar kayıp kuşaktı, kimilerine göre gurbetçi, kimilerine göre de tutunamayanlardı.

Peki, gerçekten durum böyle mi?

Almanya’da yaşayan Türkler, diasporik kimlikleri sayesinde çok zengin bir kültüre mi sahipler?

Akşam evde Türkiye’yi, sabah okulda Almanya’yı yaşayan öğrencilerin okulda gördükleri tarih, coğrafya ve vatandaşlık eğitimi dersleri onların yaşamları için nasıl çözümler üretiyor ya da gerilim alanları yaratıyor?

İşte İrem Pamuk’un bu kitabı, tam da bu sorulara yanıt aramasıyla bu alandaki çalışmalara zengin bir katkı sunuyor.

Pamuk, zengin bir kültürel alaşıma ve dinamik, kendilerine özgü bir kimliğe sahip Türkiye kökenli öğrencilerin kimlik inşalarına ve aidiyet gelişimlerine, vatandaşlık eğitimi temelli derslerin katkılarının neler olduğunu derinlemesine irdeliyor.

Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde, farklı okullarda okuyan Türkiye kökenli 38 öğrenciyle yapılan derinlemesine görüşmelerden yola çıkan kitap, bugün göçmen kökenli bireylerin yaşadığı kimlik problemlerine farklı bakış açıları getirmesiyle önemli.

Pamuk, Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde, toplum bilimleri öğrenme alanı kapsamında okutulan tarih, coğrafya ve politik derslerinin katkılarının, Türkiye kökenli öğrencilerin kimlikleri ve Alman toplumuna aidiyetleri üzerine farklı bağlamlarda, farklı gerçekliklerde ortaya çıktığını ortaya koyuyor.

  • Künye: İrem Pamuk – Almanya’da Kimlik, Aidiyet ve Türkiye Kökenli Öğrenciler, Yeni İnsan Yayınevi, eğitim, 344 sayfa, 2019

Özer Akdemir – Doğa ve Direniş Öyküleri (2019)

Yaşam alanlarımıza sahip çıkmak, doğanın talanına karşı durmak için mücadele ediyoruz.

Karadeniz’de HES’lere karşı mücadeleden kentlerde betonlaşmaya karşı yürütülen mücadeleye toplumda bu alanda önemli bir bilinç ve duyarlılığın bulunduğunu görüyoruz.

Özer Akdemir de, ülkemizdeki bu mücadeleleri kendine has tarzıyla öyküleyerek ekoloji mücadelemizin edebi hikâyesini sunuyor.

Güncel ekoloji mücadelelerinden fotoğraflarla da kitabını öykülerini zenginleştiren Akdemir, kimi zaman bir dağın, kimi zaman bir insanın, bir köyün, bir zeytinin ve kimi zaman da bir turnanın gözünden hikâyesini kuruyor.

Kitap, Anadolu’nun yitip giden, yok edilen varlıklarının, aynı zamanda bu yok oluşa ve talana karşı direnen insanın görkemli mücadelesi olarak okunmalı.

  • Künye: Özer Akdemir – Doğa ve Direniş Öyküleri, Yeni İnsan Yayınevi, ekoloji, 192 sayfa, 2019

Naomi Oreskes ve Erik M. Conway – Batı Uygarlığının Çöküşü (2015)

Batı uygarlığının büyük bir Karanlık Çağ’a girdiği 2393’te yazılan bu kitap, o dönemde gerçekleşecek iklim değişikliği sonucunda yaşanacak felaketleri tasvir ediyor.

Büyük çöküşe dair uyarılarla örülü, provokatif ve dehşet uyandıran bir kehanet.

Kitap, gireceğimiz uzun ekolojik felaketlerle dolu yüzyılı detaylı ve inandırıcı bir şekilde resmeden unutulmaz bir metin.

  • Künye: Naomi Oreskes ve Erik M. Conway – Batı Uygarlığının Çöküşü, çeviren: Oya Tuğcu Özağaç ve Bora Karatepe, Yeni İnsan Yayınevi

Findhorn Topluluğu – Ekoköy Findhorn (2018)

İskoçya’daki Findhorn Köyü, kuruluş süreciyle de bugünkü işleyiş biçimiyle de dünya çapındaki en ilginç eko köy örneklerinden biri.

Üç kişinin girişimiyle başlayan proje, pek çok zorluğu ardında bırakarak bugünlere gelmiş, günümüzün en iyi eko köylerinden biri olarak karşımızda duruyor.

İşte elimizdeki kitap da, bizzat bu köyü kuranların ve onu yaşatanların kaleminden Findhorn deneyimini okurla ayrıntılı bir şekilde paylaşmasıyla önemli.

“Findhorn Ekoköyü’nde mit gerçeğe dönüştü ve bize sadece spiritüalizmin yeni bir formunu değil, yeni bir yaşam ve birlik vizyonu da sundu.” diyen kitabın yazarları, bize sıra dışı, çekici ve ilham verici olan Findhorn’u nasıl hayata geçirdiklerini adım adım anlatıyor.

  • Künye: Findhorn Topluluğu – Ekoköy Findhorn, çeviren: Aslı Doğan, Yeni İnsan Yayınevi, ekoloji, 304 sayfa, 2018

Toby Hemenway – Permakültür Şehirde (2018)

Toby Hemenway’in burada da daha önce yer verdiğimiz, Türkçeye kazandırılan ilk kitabı ‘Permakültür Bahçeleri’ adlı kitabı büyük ilgi görmüştü.

Yazar şimdi ‘Permakültür Şehirde’ ile şehirde yaşayıp bahçecilik yapmanın hem teknik hem de kültürel boyutlarını derinlemesine irdeleyerek konuyu bir üst boyuta taşıyor.

Şehir hayatı içinde keşmekeşten ve betondan nefes alamayanların fazlasıyla yararlanabileceği kitap, her okurun aynı zamanda nasıl iyi bir permakültür tasarımcısı olabileceğini, şehirde yaşarken nasıl yaratıcı ve sürdürülebilir çözümler ortaya koyabileceğini adım adım anlatıyor.

Bugün insan üretiminin ve tüketiminin beşiği artık kentlerdir ve dolayısıyla ürünlerin tümü buralarda hareket ediyor.

Dolayısıyla yenilenebilir bir şehir kültürü oluşturmak artık zorunlu bir hal almış durumda.

Bunun en iyi yollarından biri de, besin üretimini şehirde gerçekleştirmenin en iyi yollarından biri olan permakültür bahçeciliğidir.

  • Apartman balkonlarında küçük saksı bahçeleri oluşturmak,
  • Hobi bahçelerinde alçakgönüllü fakat ilham verici parseller kurmak,
  • Dar şehir arka bahçelerinde mikrobesin ormanları oluşturmak,
  • Parklarda besin üreten vahşi yaşam bahçeleri kurmak,
  • Ve kenar mahallelerde verimli çiftlikler tasarlamak isteyenlerin kesinlikle edinmesi gereken bir rehber kitap.

Künye: Toby Hemenway – Permakültür Şehirde, çeviren: Almıla Çiftçi, Yeni İnsan Yayınevi, ekoloji, 256 sayfa, 2018

Toby Hemenway – Permakültür Bahçeleri (2015)

Toby Hemenway’in bu çalışması, hem harika bir permakültür kitabı hem de pratik bir bahçıvanlık rehberi.

Ekolojik bahçe tasarımından toprağı canlandırmaya, su tasarrufundan çok işlevli bitkiler yetiştirmeye ve şehirde permakültür bahçeciliğine, daha üretken ve daha doğal bir bahçe için pek çok pratik bilgi, burada.

Künye: Toby Hemenway – Permakültür Bahçeleri, çeviren: İlknur Urkun Kelso, Yeni İnsan Yayınevi