Ankara ve Roma’da yapılan alan araştırmalarına dayanan ‘Vulnus’, çarpıcı kırılganlık hikâyeleri sunuyor.
Gamze Hakverdi’nin çalışmasının en özgün katkısı, popüler psikoloji paradigmasının yaptığı şekilde, kırılganlığı bireysel bir güç yitimi olarak görmek yerine, katılımcıların kırılganlık hikâyelerinin nasıl kolektif psişenin hem bir parçası hem de yansıtıcısı olduğunu anlamaya çalışması.
Hakverdi, kırılganlığı, tekil, biricik ve öznenin kişisel bir sorunu olarak düşünen ve özneye sürekli olarak bu kırılganlığı “yönetmesini” tavsiye eden popüler psikoloji paradigmasına karşı belli bir mesafeyi koruyor ve kırılganlığı, öznenin tekil, biricik ve yönetilebilir bir sorunu olarak görmenin, onun ilişkiselliğini ve kolektif psişenin öznenin kırılganlığının kurucu bir bileşeni olduğu hakikatini inkâr etmenin ya da maskelemenin yollarından biri olduğunu belirtiyor.
Dolayısıyla kitap, kırılganlığın iktidar ilişkilerinden, toplumsal asimetrilerden bağımsız, saf anlatılar olmadığını, bu anlatıların, her zaman asimetrik toplumsal ilişkiler içinde kurulduğunu ortaya koymasıyla dikkat çekiyor.
Öte yandan kitapta yer alan kırılganlık anlatıları her ne kadar birbirinden farklı coğrafyalara ait olsa da, katılımcıların kırılganlık ve ideale ilişkin anlatılarında birbirlerine benzeyen bir dil olduğu açıkça görülüyor.
- Künye: Gamze Hakverdi – Vulnus: Kırılganlık Üzerine, Metis Yayınları, anlatı, 152 sayfa, 2021