Yeni despotizmin asıl tehlikesi, bugün “demokrasi” sınıfında anılan rejimlere sızma kabiliyetidir, bu yüzden sahneyi kendiliğinden terk etmesi mümkün değildir.
John Keane, bu yepyeni tahakküm biçimlerini derinlemesine tasvir ediyor, buna karşı nasıl mücadele edebileceğimizi tartışıyor.
Dünyanın her yerinde sistemli gözetleme, polisin askerî bir güç gibi hareket etmesi, hapse atma oranlarının ve halkın toplanma hakkı üzerindeki devlet baskısının artması demokrasileri pençesine aldı.
Hukuk, demokrasi, yargı, medya, iktidar, muhalefet, rejim…
Bütün bu kavramların “bildiğimiz” anlamlarıyla toplumsal gelişmeler arasındaki makas açılıyor.
Demokratik usullerde ve prensiplerde ısrar eden kesimler, toplumsal normların dönüşümünü anlamakla normları köklü dönüşümlerle sarsan iktidar biçimleriyle mücadeleyi birlikte yürütme çabası içinde.
Keane ‘Yeni Despotizm’de bu ikili mücadeleyi verebilmenin koşulunun günümüzdeki rejimlerin ve tahakküm biçimlerinin işleyişini, kapasitesini ve mantığını anlamaktan geçtiğini öne sürüyor.
Keane, yeni despotizmin otoriterlik, totalitarizm, faşizm ve gönüllü kulluk gibi kavramlara sığmayan, “yediği şokların ardından hızla kendini toparlayabilecek kabiliyette bir hâkimiyet” türü olduğunu, bugün “demokrasi” sınıfında anılan rejimlere sızma kabiliyetiyle sahneyi kendiliğinden terk etmesinin de mümkün olmadığını hatırlatıyor.
Kitap bu yönüyle, direniş biçimleri üzerine yeniden düşünmeye de bir çağrı niteliği taşıyor.
- Künye: John Keane – Yeni Despotizm, çeviren: İsmail Ferhat Çekem, İletişim Yayınları, siyaset, 309 sayfa, 2021