Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala gibi siyasi rehineler, Türkiye’de yargı-siyaset ilişkisinin vahameti konusunda ileride ders olarak okutulacak nitelikte.
Gazeteci Hayri Demir, Demirtaş’ın yargılama sürecini merkeze alarak bu karanlık dönemi tüm yönleriyle kayda geçiyor.
Dost ya da düşman, herkes Selahattin Demirtaş’ın yargılandığından haberdar.
Dahası herkesin bu konuya dair bir kanaati de mevcut.
Ancak yakınları ve avukatları dışında neredeyse hiç kimse dava sürecinin ayrıntılarına vakıf değil.
Milyonlar bu dava sürecinde, neler yaşandığını, ne olup bittiğini bilmiyor.
İktidar ise manipülasyon çabasını inatla sürdürüyor.
Demirtaş kendi tanımlamasıyla “Bir siyasi rehine” olarak tutuklandı, yargılandı ve yargılama süreci bu yaklaşımla da sürdürüldü.
Demirtaş’ın yargılama süreci, Türkiye’de siyaset-yargı ilişkisinin çok boyutlu röntgenini çekmeyi kolaylaştırıyor.
Ne yazık ki, ilk andan itibaren geliştirilen süreçle birlikte yargılama safhaları ve yargılamaların temelini oluşturan dava dosyaları bu süreçte yeterince irdelenmedi.
Toplumun büyük bir kesimi bu yargılamaların siyaseten yürütüldüğü konusunda hemfikir olsa da dava sürecine dair başvurabileceği bir kaynak yoktu.
Yargılamalar, toplumdan kaçırılarak cezaevlerinde oluşturulan özel duruşma salonlarında yürütüldü.
Gelecekte Türkiye’nin gerçek siyasal tarihi yazılacaksa bu karanlık dönemi tüm yönleriyle kayda geçmek gerekiyor.
İşte bu kitap da, binlerce sayfalık dava dosyalarını, tutanakları, savunmaları bir süzgeçten geçirerek, bir siyasi rehineliğin nasıl ve ne şekilde hayata geçirildiğini gözler önüne seriyor.
Demir bununla da yetinmeyerek, dava dışında yaşanan gelişmelerin nasıl olup da doğrudan davaların bir parçası olarak vuku bulduğunu da irdeliyor.
- Künye: Hayri Demir – Selahattin Demirtaş: Bir Siyasi Rehinelik Öyküsü, Nota Bene Yayınları, siyaset, 264 sayfa, 2021