Hadımların Doğu Afrika’dan Osmanlı sarayına nasıl bir yolculukla geldikleri, padişahların ve saraylıların onları farklı farklı nedenlerle en yüksek konumlara nasıl çıkarttıklarını araştıran eşsiz bir çalışma.
Jane Hathaway, hadım ağasının Doğu Afrika’daki kökenlerini ve 16. yüzyılın sonlarında görevinin başlangıcından 20. yüzyılın başlarında saray haremine kadar olan siyasi, ekonomik ve dini rolünü analiz etmek için çok çeşitli birincil kaynaklar kullanıyor.
Osmanlı sarayında darüssaade ağası veya diğer adıyla kızlar ağası, birçok çelişkiyi şahsında cisimleştiren bir figürdü.
Afrika’dan getirilmiş, hadım edilmiş bir köleydi; asıl ailesiyle bağları tamamen koparılmıştı, kendi ailesini kurması söz konusu değildi.
Buna karşılık, Osmanlı hanedan ailesinin çok yakınına, mahrem dünyasına girmişti ve o ailenin fertleriyle iç içe yaşıyordu: Padişaha kız veya erkek evladının doğduğu müjdesini getiren, şehzadelerin eğitimiyle ilgilenen veya padişaha annesinin ölüm haberini veren oydu.
Bu konumu sayesinde Osmanlı sarayında son derece etkili, yeri geldiğinde sadrazamlarla rekabete girebilen bir güç odağı haline gelmişti.
Hathaway, ‘Darüssaade Ağası. Osmanlı Sarayında Afrikalı Bir Güç Odağı’nda, bu makamı ve üç yüz yılı aşan bir zaman dilimi boyunca bu makamda bulunanları mercek altına alıyor, 17. ve 18. yüzyılların krizlerinden 19. yüzyılın reformlarına uzanan süreçte meydana gelen dönüşümlerin etkisiyle darüssaade ağalığının ne gibi değişimler geçirdiğini anlatırken Osmanlı sarayındaki ve dünyasındaki derin dönüşümü de gözler önüne seriyor.
- Künye: Jane Hathaway – Darüssaade Ağası: Osmanlı Sarayında Afrikalı Bir Güç Odağı, çeviren: Tansel Demirel, İş Kültür Yayınları, tarih, 440 sayfa, 2022