Karaimlik azınlık içinde azınlık bir grup.
Öyle ki Yahudi cemaati tarafından da azınlık olarak görülmüşlerdir.
Banu Yılmaz Kolankaya, İstanbul Karaim Cemaati’ni antropolojik açıdan ele alıyor.
Musevilik tarihinin en içe kapalı ve en kadim topluluklarından biri olan Karaim varoluşu, din bilimcilerince geliştirilen Talmudist/Rabbani Yahudiliği reddederek, sadece Tevrat’ı mevcudiyetinin temeline koyan bir inanç topluluğudur.
İstanbul’da yaklaşık iki bin yıllık bir geçmişe sahip olan Karailer, bu kentte hep çok az sayıda mensupla var oldular.
Kolankaya’nın, daha önce antropolojik açıdan ele alınmamış olan İstanbul Karaim Cemaati’ni incelediği kitap, kendilerini Tevrat’ın kadim takipçileri olarak tanımlayan ve bugün İstanbul’da sayısı elli kişiyi geçmeyen bu cemaatin üyeleriyle yaptığı görüşmelere dayanıyor.
Ortadoğu’dan göç edenlerin, Sefarad, Kırım ve Rum kültürlerinin yanında bazı Türk ve İslâm geleneklerinin de izini taşıyorlar.
Kırım ve başka ülkelerdeki Karaim topluluklarıyla arasında dil, âdetler ve tören gelenekleri açısından önemli farklar olan İstanbul Karaileri, geride kalan az sayıda cemaat üyesinin ifade ettiği gibi belki “son demlerini yaşıyor”.
Kitaptan bir alıntı:
“Tıpkı yaşadığı kentin kendisi gibi, İstanbul Karaimliği’ni de tek bir varoluşla, tek bir kimlik ve tek tip bir inançla tanımlamaya çalışmak, bu topluluğa büyük haksızlık olacaktır. İstanbul Karaim Cemaati tüm renkleriyle, İstanbul’un kendisi gibi kadim, çoksesli, değişen ve dönüşen bir kültür grubu olarak son temsilcileriyle karşımızda duruyor.”
- Künye: Banu Yılmaz Kolankaya – İstanbul Karaim Cemaati: Tevrat’ın Kadim Takipçileri, İletişim Yayınları, antropoloji, 239 sayfa, 2022