Alfred North Whitehead’in bu kitabı, Hume ve Kant’ın epistemolojik meydan okumasına yanıtı olarak okunabilir.
Düşünür burada, cebir ve dil gibi sembolizm türlerini ve tüm sembolik modların en doğal ve yaygın olanı olarak duyu sunumunu tartışmaya açıyor.
Doğrudan bilginin bir sonucu olarak işlev görme biçimimizde sembolizmin kilit bir faktör olduğunu belirten Whitehead’in burada irdelediği diğer konular da sembolizm ve algı ve yanlışlık ve sembolizm.
Kitaptan bir alıntı:
“Sembolizm ile doğrudan bilgi arasında mühim bir fark vardır. Doğrudan deneyim yanılmazdır. Deneyimlediğiniz şeyi deneyimlersiniz. Ancak sembolizm, sembolizmin bizi varsaymaya yönlendirdiği dünyada bir örneği olmayan, yalnızca kavramlardan ibaret olan şeylere ilişkin eylemlere, hislere, duygulara ve inançlara neden olabileceği anlamında bir hayli yanıltıcıdır.
Bu çalışmanın esas iddiası, insan sembolizminin köklerinin, dışsal dünyanın dolaysız algılamanın iki ayrı türü arasındaki sembolik etkileşimi olduğudur. Bu sayede, dış dünyayla ilgili bilgimizin birbirleriyle yakından bağlantılı fakat farklı olan iki kaynağı vardır. Bu türler birbirlerini tekrar etmezler ve gerçek bir bilgi çeşitliliği söz konusudur. Birinin belirsiz olduğu yerde diğeri kesin ve birinin önemli olduğu yerde diğeri sıradandır.”
- Künye: Alfred North Whitehead – Sembolizm: Anlamı ve Etkisi, çeviren: Seray Soysal, Say Yayınları, felsefe, 88 sayfa, 2023