Ünver Rüstem’in ‘Osmanlı Baroku’ kitabı, 1740-1800 yılları arasını merkeze alarak 18. yüzyıl İstanbul’unda Batı’dan gelen Barok üslubunun Osmanlı mimarisine nasıl entegre edildiğini ve bu sürecin Osmanlı kimliğine etkilerini derinlemesine inceliyor.
Kitap, bu dönemde inşa edilen yapıların sadece bir taklit değil, aynı zamanda Osmanlı kültürünün özgün bir yorumu olduğunu ortaya koyuyor.
Rüstem, Osmanlı mimarisinin Batı etkilerine kapalı bir yapıya sahip olmadığını, aksine dış dünyadan gelen yenilikleri kendi kültürel kodlarıyla harmanlayarak özgün bir sentez oluşturduğunu savunuyor.
Barok üslubunun Osmanlı mimarisine entegrasyonu, sadece bir stil değişikliği değil, aynı zamanda siyasi ve kültürel bir dönüşümün de göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Kitapta, 18. yüzyılda İstanbul’da inşa edilen birçok önemli yapının detaylı analizi yer alıyor. Bu analizler sayesinde, Osmanlı mimarlarının Batı’dan gelen biçimleri nasıl yorumladıkları, yerel malzemeleri ve işçiliği nasıl kullandıkları ve bu sayede özgün bir Osmanlı Baroku üslubu nasıl oluşturdukları anlaşılıyor.
Rüstem’e göre, Osmanlı Baroku, Batı’nın etkisi altında şekillenen bir stil olmasına rağmen, aynı zamanda Osmanlı kimliğinin bir yansımasıdır. Bu üslup, Osmanlı İmparatorluğu’nun 18. yüzyılda yaşadığı değişimleri ve dönüşümleri anlamak için önemli bir anahtar niteliğindedir.
Künye: Ünver Rüstem – Osmanlı Baroku: On Sekizinci Yüzyıl İstanbulu’nun Mimari Yenilenişi, çeviren: Nurettin Elhüseyni, Yapı Kredi Yayınları, mimari, 368 sayfa, 2025

