Kolektif – Osmanlı İmparatorluğu’nda Bankacılık, Ticaret ve Yatırımlar (2025)

‘Osmanlı İmparatorluğu’nda Bankacılık, Ticaret ve Yatırımlar’ (‘East Meets West: Banking, Commerce and Investment in the Ottoman Empire’), Osmanlı İmparatorluğu’nda Doğu ve Batı arasındaki ekonomik etkileşimi bankacılık, ticaret ve yatırım odak noktaları üzerinden inceleyen kapsamlı bir çalışma. Kitap, 19. yüzyıldan İmparatorluğun yıkılışına kadar olan süreçte, Avrupa sermayesinin Osmanlı ekonomisine girişini, kurulan yabancı ve yerli bankaların rolünü, ticari ilişkilerin gelişimini ve çeşitli yatırım alanlarını detaylı bir şekilde ele almaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme çabaları ve bu süreçte Batılı güçlerle kurduğu ekonomik bağlar, eserin temelini oluşturmaktadır.

Kitap, Osmanlı Bankası gibi hem yerel hem de uluslararası sermayeyi bünyesinde barındıran kurumların İmparatorluğun finansal sistemindeki merkezi rolünü analiz ediyor. Ayrıca, yabancı bankaların Osmanlı ekonomisine olan etkileri, verdikleri krediler, finanse ettikleri projeler ve İmparatorluğun borçlanma süreçleri de detaylı bir şekilde inceleniyor. Ticaretin gelişimi bağlamında ise, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa ile olan ihracat ve ithalat ilişkileri, yeni ticaret yollarının açılması ve emtia piyasalarındaki değişimler ele alınıyor.

Yatırım alanlarına odaklanıldığında, kitap demiryolları, limanlar, madenler ve kamu hizmetleri gibi stratejik sektörlere yapılan yabancı yatırımların İmparatorluğun ekonomik ve sosyal yapısı üzerindeki etkilerini değerlendiriyor. Bu yatırımların Osmanlı ekonomisine sağladığı katkılar ve beraberinde getirdiği bağımlılık ilişkileri de titizlikle analiz ediliyor. Sonuç olarak bu kitap, Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik tarihini anlamak ve Doğu ile Batı arasındaki karmaşık etkileşimleri kavramak için önemli bir kaynak sunuyor.

  • Künye: Kolektif – Osmanlı İmparatorluğu’nda Bankacılık, Ticaret ve Yatırımlar, hazırlayan: Philip L. Cottrell, Iain L. Fraser, Monika Pohle Fraser, çeviren: Adnan Kahiloğulları, İş Kültür Yayınları, iktisat, 240 sayfa, 2025

Claude Lévi-Strauss – Yapısal Antropoloji (2024)

Claude Lévi-Strauss’un ‘Yapısal Antropoloji’ adlı eseri, 20. yüzyılın en etkili antropoloji çalışmalarından biri olarak kabul edilir.

Bu kitapta, yazar kültürel fenomenleri dilbilimdeki yapısal analiz yöntemlerini kullanarak inceliyor.

Lévi-Strauss’a göre, kültürler karmaşık yapıları olan sistemlerdir ve bu yapıların temel birimleri, dildeki yapıtaşları gibi, anlamlarını ilişkilerinden alırlar.

Lévi-Strauss, antropolojide devrim yaratan bu çalışmasında, mitleri, akrabalık sistemlerini ve diğer kültürel olguları derinlemesine analiz eder.

Ona göre, mitler sadece hikayeler değil, aynı zamanda bir toplumun bilinçaltındaki derin yapıları yansıtan sembolik sistemlerdir. Mitlerin incelenmesi, bir toplumun düşünce yapısı, değerleri ve dünya görüşü hakkında önemli bilgiler verir. Akrabalık sistemleri ise toplumların organizasyonunda temel bir rol oynar ve bu sistemlerin incelenmesi, toplumsal yapının nasıl oluştuğu hakkında ipuçları sunar.

Lévi-Strauss, yapısalcı yaklaşımıyla kültürel farklılıkların altında yatan evrensel yapıları ortaya çıkarmayı hedefler. Ona göre, farklı kültürlerin mitleri, akrabalık sistemleri ve diğer kurumları arasında derin yapısal benzerlikler vardır. Bu benzerlikler, insan zihninin evrensel işleyişinin bir sonucudur.

Kitabın temel noktaları:

  • Yapısalcılık: Kültürlerin dil gibi yapısal sistemler olduğu ve bu yapıların incelenmesiyle kültürlerin anlaşılabileceği düşüncesi.
  • Mitlerin Analizi: Mitlerin sadece hikayeler değil, aynı zamanda bir toplumun bilinçaltındaki derin yapıları yansıtan sembolik sistemler olduğu.
  • Akrabalık Sistemleri: Akrabalık sistemlerinin toplumların organizasyonunda temel bir rol oynadığı ve bu sistemlerin incelenmesiyle toplumsal yapının nasıl oluştuğu hakkında ipuçları sunacağı.
  • Evrensel Yapılar: Farklı kültürlerin altında yatan evrensel yapıların varlığı ve bu yapıların insan zihninin evrensel işleyişinin bir sonucu olduğu.

Lévi-Strauss’un ‘Yapısal Antropoloji’ adlı eseri, antropoloji alanında bir dönüm noktası oldu ve birçok bilim dalında büyük yankı uyandırdı. Kitap, kültürlerin incelenmesinde yeni bir perspektif sunarak, sosyal bilimlerin gelişimine önemli katkılar sağladı.

Özetle, Lévi-Strauss, ‘Yapısal Antropoloji’de kültürleri dil gibi yapısal sistemler olarak görür ve bu yapıları analiz ederek evrensel insan zihni hakkında önemli bilgiler elde eder. Kitap, mitler, akrabalık sistemleri gibi kültürel olguların derinlemesine incelenmesiyle, antropoloji alanında yeni bir bakış açısı sunar.

  • Künye: Claude Lévi-Strauss – Yapısal Antropoloji, çeviren: Adnan Kahiloğulları, Bilgesu Yayınları, antropoloji, 496 sayfa, 2024

Samir Amin – İnsanlar Tarihlerini Kendileri Yazar (2024)

Radikal politik iktisatçı Samir Amin (1931-2018), ardında Marksist yazılardan oluşan değerli bir külliyat bıraktı.

Amin’in iktisattan kültüre uzanan entelektüel yelpazesi takdire şayandı ve verdiği dersler hâlâ önemini koruyor.

Bu kitap, Monthly Review Press tarafından Samir Amin’in yirmi birinci yüzyılda yazdığı en önemli on makalesinin Monthly Review dergisinden derlenerek yayımlanmasıyla oluştu.

Koleksiyonun “Giriş” kısmı, Amin’in arkadaşı ve yoldaşı olan Marksist filozof Aijaz Ahmad tarafından yazıldı ve Amin’in yaşamı ile çığır açan çalışmaları hakkında kapsamlı bir inceleme sunuyor.

Ahmad ayrıca “Devrim mi Çöküş mü?” ve “Çağdaş Emperyalizm” gibi çarpıcı ve zekice yazılmış makaleleri okumak için bağlamsal bir odak noktası sunuyor.

Sermayenin ve burjuva ideolojisinin tüm biçimlerinin verdiği büyük hasarı daha iyi kavramak için birebir.

  • Künye: Samir Amin – İnsanlar Tarihlerini Kendileri Yazar: Kapitalizm, Emperyalizm ve Devrim Üzerine Yazılar, çeviren: Adnan Kahiloğulları, Efil Yayınevi, siyaset, 288 sayfa, 2024

François Hartog – Eskiler, Modernler, Yabanıllar (2020)

Modernler, kendilerinden öncekileri nasıl algıladı ve yorumladı?

François Hartog, düşünceler tarihinde gezinen bu ilgi çekici incelemesinde, aslında en modern olma iddiasındaki kişilerin geçmişle nasıl analojiler kurduklarını, onlar gibi düşünüp onları taklit ettiklerini ortaya koyuyor.

Biz insanlar, bugünü anlamaya çalışırken, geçmişle paralellikler kurar, kimi zaman da ideal tipler inşa ederiz.

Antikçağ’ın bilgeleri Eskiler ve Yeni Dünya’nın yerlileri Yabanıllar, bu tiplerdendir.

Öte yandan Hartog’un da saptadığı gibi, çalkantılı siyasal dönemlerde, sancılı değişim anlarında antikçağ okumaları bir kırılma ve başlangıç anı bulma arzusuyla şekillenir.

Mesela Fransız Devrimi sırasında Jakobenler, Fransa’yı yeni bir Sparta’ya dönüştürerek canlandırmak isterler.

Böylece Roma Cumhuriyeti’nin kuruluşu, Atina’da tiranların devrilmesi, gündelik siyasi kavgalar içinde kolaylıkla referans haline gelir.

İşte Hartog da, paradoksal bir şekilde geçmişle ve eskilerle analojiler kuran, onlar gibi düşünüp onları taklit etme arzusu duyanların, çoğu zaman en modern olma iddiasındaki kişilerdir olduğunu gösteriyor.

“Modernlerin” gelecek tahayyülleri ekseninde geçmişi nasıl kurgulayıp ondan ne şekilde yararlandıklarını irdeleyen ‘Eskiler, Modernler, Yabanıllar’, düşünceler tarihi alanına çok önemli bir katkı.

  • Künye: François Hartog – Eskiler, Modernler, Yabanıllar, çeviren: Adnan Kahiloğulları, İş Kültür Yayınları, tarih, 304 sayfa, 2020