Hans Kelsen – Adalet Nedir? (2023)

Hans Kelsen, 1953 tarihli bu küçük kitabında adalet sorununu, çıkar ve değer çatışmalarını çözme ve insan davranışlarını gerekçelendirme sorunu olarak ele alıyor.

Kelsen’e göre mutlak adalet mümkün değildir, ancak göreceli adalet en azından hoşgörüye yol açar.

Dünya genelinde mevcut mülteci hareketlerinin hemen herkes için yarattığı zorluklar göz önüne alındığında bu soru (“Adalet nedir?” sorusu), temel öneminin ötesinde, özellikle güncel hâle gelmiş durumda.

  • Künye: Hans Kelsen – Adalet Nedir?, çeviren: Ahmet Faruk Çağlar ve Mücahid Kaya, Albaraka Yayınları, felsefe, 92 sayfa, 2023

Émile Bréhier – Plotinos’un Felsefesi (2023)

Bu metin, Émile Bréhier’nin, 1921-1922 kış döneminde Sorbonne’da verdiği derslerden oluşuyor.

Burada Plotinos felsefesinin baştan sona bir açıklaması yer almıyor; bazı önemli konular göz ardı edilmiş.

Bunlar; duyusal dünya, doğa, madde, maddeyle ilişkisinde kötülük gibi konuları.

Başka bir deyişle, Bréhier çalışmasını Plotinos’un genel bir ad verdiği akledilirin incelemesiyle sınırlandırmış; araştırma, Plotinos’un ifadesiyle “tanrısal şeylerin durduğu” yerde, yani altında sadece maddenin düzensizliğinin ve çirkinliğinin bulunduğu ruhta sonlandırılmış.

Bréhier, bu “tanrısal şeyler”in, Bir’in, Akıl’ın ve Ruh’un incelemesine yine de ‘Plotinos Felsefesi’ başlığını vermiş, çünkü Plotions’un düşüncesinin merkezinin burada yattığına inanıyor.

Bu tanrısal şeyler, duyusal dünyada dolaşan ruhun, Ulysses’in geri dönmesi gereken sevgili vatanıdır; Ulysses gibi ruh da duyusal şeylerin büyüsünden, Kirke’nin cazibesinden kurtulmalıdır.

Plotinos, ruhun bu anavatanının öylesine canlı ve derin bir hissine kapılmıştır ki, eserleri, o zamanlar aynı arayışa girişen pek çok entelektüel maceraperestin eserleri arasında eşsiz olarak kalmıştır.

Bréhier’nin Plotinos’un düşüncesine dair kaleme aldığı bu girişin amacı, başka bir dünyaya duyulan bu tutkulu eğilimin varsaydığı zihin durumunu açıklığa kavuşturmak.

  • Künye: Émile Bréhier – Plotinos’un Felsefesi, çeviren: Ayşe Meral ve Ahmet Faruk Çağlar, Albaraka Yayınları, felsefe, 228 sayfa, 2023

Max Picard – Sessizliğin Dünyası (2022)

Gürültü ve hız terörünün her tarafı kuşattığı bugün, sessizlik üzerine düşünmenin vaktidir.

Max Picard, buradaki enfes denemelerinde, sessizliği en az söz kadar, insanı şekillendiren bir fenomen olarak ele alıyor.

Sessizlik, yalnızca insanların konuşmaya son vermesinden doğmaz.

Sessizlik, kişinin yalnızca [söyleyeceği] sözden vazgeçmesinden, uygun olduğunda takınacağı bir tavırdan daha fazlasıdır.

Sessizlik, sözün bittiği yerde başlar; ama söz bittiği için başlamaz.

O zaman fark edilir olur.

Sessizlik, başlı başına bir fenomendir.

Sessizlik, sözün kesilmesiyle özdeş değildir, indirgenmiş bir şey de değildir; kendiliğinden oluşan bir bütündür, söz gibi yaratıcıdır ve söz gibi insanları şekillendirir; ancak [söz ile] aynı ölçülerde değildir.

Sessizlik, insanlığın temel yapıtaşlarındandır.

Elinizdeki kitap, okuru “sessizlik içeren bir dünya görüşüne” ulaştırmayı amaçlamadığı gibi, sözünü sakınmasına da yönlendirmemelidir.

Nitekim insan, ilkin sözüyle insandır; sessizliğiyle değil.

Söz, sessizlikten üstündür, ancak sessizlikle olan ilişkisini kaybettiğinde körelir.

İşte bu yüzden, bugün üzeri örtülü sessizlik dünyası, sessizlik adına değil; söz uğruna yeniden açığa çıkarılmalıdır.

  • Künye: Max Picard – Sessizliğin Dünyası, editör: Ahmet Faruk Çağlar, Albaraka Yayınları, inceleme, 200 sayfa, 2022