Gürültü ve hız terörünün her tarafı kuşattığı bugün, sessizlik üzerine düşünmenin vaktidir.
Max Picard, buradaki enfes denemelerinde, sessizliği en az söz kadar, insanı şekillendiren bir fenomen olarak ele alıyor.
Sessizlik, yalnızca insanların konuşmaya son vermesinden doğmaz.
Sessizlik, kişinin yalnızca [söyleyeceği] sözden vazgeçmesinden, uygun olduğunda takınacağı bir tavırdan daha fazlasıdır.
Sessizlik, sözün bittiği yerde başlar; ama söz bittiği için başlamaz.
O zaman fark edilir olur.
Sessizlik, başlı başına bir fenomendir.
Sessizlik, sözün kesilmesiyle özdeş değildir, indirgenmiş bir şey de değildir; kendiliğinden oluşan bir bütündür, söz gibi yaratıcıdır ve söz gibi insanları şekillendirir; ancak [söz ile] aynı ölçülerde değildir.
Sessizlik, insanlığın temel yapıtaşlarındandır.
Elinizdeki kitap, okuru “sessizlik içeren bir dünya görüşüne” ulaştırmayı amaçlamadığı gibi, sözünü sakınmasına da yönlendirmemelidir.
Nitekim insan, ilkin sözüyle insandır; sessizliğiyle değil.
Söz, sessizlikten üstündür, ancak sessizlikle olan ilişkisini kaybettiğinde körelir.
İşte bu yüzden, bugün üzeri örtülü sessizlik dünyası, sessizlik adına değil; söz uğruna yeniden açığa çıkarılmalıdır.
- Künye: Max Picard – Sessizliğin Dünyası, editör: Ahmet Faruk Çağlar, Albaraka Yayınları, inceleme, 200 sayfa, 2022