Toby Hemenway – Permakültür Şehirde (2018)

Toby Hemenway’in burada da daha önce yer verdiğimiz, Türkçeye kazandırılan ilk kitabı ‘Permakültür Bahçeleri’ adlı kitabı büyük ilgi görmüştü.

Yazar şimdi ‘Permakültür Şehirde’ ile şehirde yaşayıp bahçecilik yapmanın hem teknik hem de kültürel boyutlarını derinlemesine irdeleyerek konuyu bir üst boyuta taşıyor.

Şehir hayatı içinde keşmekeşten ve betondan nefes alamayanların fazlasıyla yararlanabileceği kitap, her okurun aynı zamanda nasıl iyi bir permakültür tasarımcısı olabileceğini, şehirde yaşarken nasıl yaratıcı ve sürdürülebilir çözümler ortaya koyabileceğini adım adım anlatıyor.

Bugün insan üretiminin ve tüketiminin beşiği artık kentlerdir ve dolayısıyla ürünlerin tümü buralarda hareket ediyor.

Dolayısıyla yenilenebilir bir şehir kültürü oluşturmak artık zorunlu bir hal almış durumda.

Bunun en iyi yollarından biri de, besin üretimini şehirde gerçekleştirmenin en iyi yollarından biri olan permakültür bahçeciliğidir.

  • Apartman balkonlarında küçük saksı bahçeleri oluşturmak,
  • Hobi bahçelerinde alçakgönüllü fakat ilham verici parseller kurmak,
  • Dar şehir arka bahçelerinde mikrobesin ormanları oluşturmak,
  • Parklarda besin üreten vahşi yaşam bahçeleri kurmak,
  • Ve kenar mahallelerde verimli çiftlikler tasarlamak isteyenlerin kesinlikle edinmesi gereken bir rehber kitap.

Künye: Toby Hemenway – Permakültür Şehirde, çeviren: Almıla Çiftçi, Yeni İnsan Yayınevi, ekoloji, 256 sayfa, 2018

Stefano Mancuso ve Alessandra Viola – Bitki Zekası (2017)

Yaşadığımız Dünya öylesine insan merkezli ki, kendimiz dışında başka hiçbir türe saygımız yok.

İnsanın bu konudaki cahilliği ve pervasızlığı öylesine büyük ve tarihsel ki, sayemizde dünyada birçok hayvan ve bitkinin soyu, bugün tamamıyla tükenmiş durumda.

İşte Bitki nörobiyolojisi ve bitki davranışları profesörü Stefano Mancuso ile gazeteci ve belgeselci Alessandra Viola’nın bu şahane çalışması, bitkilerin kendi dünyaları, davranışları ve zekâlarıyla ne denli olağanüstü birer organizma olduğunu gözler önüne seriyor.

Bizim bitkiler hakkındaki bilgilerimizin ne denli kısıtlı olduğu düşünüldüğünde, bu kitabın önümüze yepyeni ve heyecanlı bir dünya açtığını söylememiz gerek.

Bitkilerin semavi dinlerdeki yerini irdeleyerek açılan kitap,

  • Botaniğin babaları olan Linnaeus ve Darwin’in katkılarını,
  • Bitkiler olmasaydı hayatın neden olamayacağını,
  • Görme, koku alma, tat alma, dokunma, işitme ve on beş başka duyu gibi bitki duyularını,
  • Bitkiler arası iletişimi,
  • Charles Darwin’in ve ardından yapılan bitki zekasına dair çalışmaların ne aşamada olduğunu,
  • Dünya dışı zekayı anlamak için bir model olarak bitkilerin zekasının bize neler söylediğini,
  • Ve bunun gibi pek çok heyecan verici bilgiyi barındırıyor.

Bitkiler, dünya üzerindeki biyokitlenin yüzde doksan dokuzunu oluştururlar.

Bu kitap da, insana ve başka canlılara göre çok daha yavaş bir zaman boyutunda hayatlarını sürdüren bitkilerin eşi benzeri olmayan başarılarının, bizim başarımızı gölgede bıraktığını göstermesiyle önemli.

Doğa tutkunları her şekilde hitap edecek çalışmayı, beton sevdalılarının da muhakkak okuması gerek.

  • Künye: Stefano Mancuso ve Alessandra Viola – Bitki Zekası, çeviren: Almıla Çiftçi, Yeni İnsan Yayınevi, ekoloji, 144 sayfa