Kolektif – Ekoloji: Bir Arada Yaşamın Geleceği (2022)

Ekolojik yıkım ve tahribat gezegenimizin en kritik, öncelikli ve acil sorunu. Kitlesel hayvan ölümleri, türlerin kaybı, biyoçeşitliliğin azalması ve kirlilik her geçen gün hızlanıyor.

Yerküreyle ilişkimizi gözden geçirmemiz, iktisat politikalarına, üretim modellerine, tüketim alışkanlıklarımıza acilen müdahale etmemiz gerekiyor.

Çünkü gezegenimiz yanıyor.

İşte bu kaygılarla ortaya çıkan ‘Ekoloji: Bir Arada Yaşamın Geleceği’, “geri dönüşü olmayan noktaya bir adım kala” ekolojik yıkımı çok boyutlu dinamikleriyle ele alıyor, sadece kolektif evimiz olan Dünya’yla ilişkimize değil; aynı zamanda Gaia’nın, canlı ve cansız varlıkların, gezegenin dününe, bugününe ve geleceğine bakıyor.

Derlemeye katkıda bulunan yazarlar uzmanlık alanlarının çerçevesinden gerek bireysel ve toplumsal hayatlarımızda gerekse küresel örgütler ve devletler bazında değişmek zorunda oluşumuzun bilimsel ve felsefi gerekçelerini sunuyor, canlı ve cansız tüm varlıklarla yeryüzünün bir bütün olduğunu hatırlamak, hatırlatmak amacını taşıyor.

  • Künye: Kolektif – Ekoloji: Bir Arada Yaşamın Geleceği, derleyen: Didem Bayındır ve Mine Yıldırım, Tellekt Kitap, ekoloji, 560 sayfa, 2022

 

Kolektif – Ekoloji Kitabı (2021)

Ekoloji üzerine sağlam bir giriş arayanlara, bu kitabı öneririz.

Kitapta, ekoloji konusunda 90’dan fazla önemli düşünceye ait kısa ve öz açıklamalar yer alıyor.

Kitapta, şu ilgi çekici soruların yanıtları açıklanıyor:

  • Neden daha büyük biyolojik çeşitlilik istenir?
  • Ozon tabakasındaki delikler nasıl keşfedildi?
  • Soyu tükenen başka türler olacak mı?

İnsanlar tarih boyunca canlı dünyayı düzene koymaya ve işlerin nasıl yürüdüğünü anlamaya çalışıyor.

Gezegen üzerindeki etkimiz gün geçtikçe artarken bu derin soruları yanıtlamak daha da önem kazanıyor.

Sade bir dille yazılan ‘Ekoloji Kitabı’ ise, karmaşık teoriler, grafiklerle adım adım çözüme ulaşıyor; açıklayıcı alıntılar fikirleri ve keşifleri anlatıyor ve çizimler aracılığıyla bunu zihnimizde daha bir belirginleştiriyor.

Ekolojiye yabancı olanların, yaşayan dünyaya dair hevesli öğrencilerin ya da gezegenimize neler yaptığımız konusunda endişelenenlerin ‘Ekoloji Kitabı’ndan öğreneceği çok şey var.
Kitaba katkıda bulunan isimler ise şöyle: Julia Schroder, Celia Coyne, John Farndon, Tim Harris, Derek Harvey, Tom Jackson ve Alison Singer.

  • Künye: Kolektif – Ekoloji Kitabı, çeviren: Ahmet Fethi Yıldırım, Alfa Yayınları, ekoloji, 355 sayfa, 2021

Dimitrios Roussopoulos – Politik Ekoloji (2017)

Çevre krizi, açık ve net biçimde, toplumun yapısından, kapitalizmden ve devletten kaynaklanıyor.

Ekolojik krizin niteliği, açgözlülüğe ve rekabete dayalı bir ekonomik sistemde derin köklerini ve toplumda bol miktarda yaşanan diğer krizlerle olan yakın ilişkisi hakkında bugün çok daha fazla berraklığa ve tutarlılığa ihtiyacımız var.

İşte bu önemli kitap, bu yönde çok iyi bir programı ortaya koymasıyla, bize sağlam bir perspektif sunuyor.

Dimitrios Roussopoulos’un alan açısından klasikleşmiş yapıtı ‘Politik Ekoloji’, var olan ekolojik krizi çok yönlü bir bakışla gözler önüne sermekle kalmıyor, aynı zamanda, mahallelerde ve kentlerde sıradan insanların zorba ve adaletsiz bir düzenin tahakkümüne karşı nasıl örgütlenebileceklerini ve nasıl mücadele edebileceklerini de ele alıyor.

Kitap, birbirlerine eşlik eden ekonomik, toplumsal, siyasi ve tinsel krizlerin yanı sıra ekolojik bir krizle de yüzleşebilecek ve radikal bir şekilde dönüştürecek bir politik ekoloji programı ihtiyacına sağlam bir yanıt veriyor.

Çevrenin devlet tarafından yönetilmesinin tarihi, yeryüzünün yaşadığı drama yurttaşların tepkileri, politik ekoloji ve toplumsal ekoloji, çevreciliğin ötesine geçen bir yol haritası ve toplumsal ekolojide yeni siyasetler konularını ele alan Roussopoulos, kitabının sonuna da, katılmış olduğu Paris’teki Aralık 2015’te İklim Değişimi Konferansı’nın bir özetini eklemiş.

  • Künye: Dimitrios Roussopoulos – Politik Ekoloji: İklim Krizi ve Yeni Toplumsal Gündem, çeviren: Fuat Dara Elhüseyni, Sümer Yayıncılık, ekoloji, 165 sayfa, 2017

George Monbiot – Yaban Yaşam (2018)

Çevreyle ilgili felaketlere duyarlıyız ve kuşkusuz bu konuda pek haksız da sayılmayız.

Neticede işler her gün daha kötüye gidiyor ve özellikle şehir hayatında yaşayan bizler, yoğun kalabalıklarla, yetersiz, sağlıksız barınma ve beslenme koşullarıyla, arapsaçına dönmüş bir trafikle boğuşuyoruz.

Ekolojist George Monbiot’nun ‘Yaban Yaşam’ı ise, her şeyden önce bizi doğayla yeniden ilişki kurmaya çağırıyor ve yaşanabilir bir çevre için neden daha ümitli olmamız gerektiğini ortaya koyan hakikatleri anlatıyor.

Monbiot, kara ve denizlerimizdeki bozulmuş ekosistemleri yeniden düzenlemenin imkânsız olmadığını, ayrıca bu yönde yürütülen programların günümüzde azımsanmayacak oranda artış gösterdiğini söylüyor.

Son bilimsel verilere dayanmasıyla dikkat çeken çalışmasında Monbiot, doğanın onarılabilir olduğunu, yaban yaşamı destekleyecek ve bunda ısrarlı olacak bir ekoloji yaklaşımın geleceğimizi kökten değiştireceğini belirtiyor.

  • Künye: George Monbiot – Yaban Yaşam: Karayı, Denizi ve İnsan Yaşamını Yeniden Yabanlaştırmak, çeviren: Muammer Pehlivan, Everest Yayınları, ekoloji, 350 sayfa, 2018

Stefano Mancuso ve Alessandra Viola – Bitki Zekası (2017)

Yaşadığımız Dünya öylesine insan merkezli ki, kendimiz dışında başka hiçbir türe saygımız yok.

İnsanın bu konudaki cahilliği ve pervasızlığı öylesine büyük ve tarihsel ki, sayemizde dünyada birçok hayvan ve bitkinin soyu, bugün tamamıyla tükenmiş durumda.

İşte Bitki nörobiyolojisi ve bitki davranışları profesörü Stefano Mancuso ile gazeteci ve belgeselci Alessandra Viola’nın bu şahane çalışması, bitkilerin kendi dünyaları, davranışları ve zekâlarıyla ne denli olağanüstü birer organizma olduğunu gözler önüne seriyor.

Bizim bitkiler hakkındaki bilgilerimizin ne denli kısıtlı olduğu düşünüldüğünde, bu kitabın önümüze yepyeni ve heyecanlı bir dünya açtığını söylememiz gerek.

Bitkilerin semavi dinlerdeki yerini irdeleyerek açılan kitap,

  • Botaniğin babaları olan Linnaeus ve Darwin’in katkılarını,
  • Bitkiler olmasaydı hayatın neden olamayacağını,
  • Görme, koku alma, tat alma, dokunma, işitme ve on beş başka duyu gibi bitki duyularını,
  • Bitkiler arası iletişimi,
  • Charles Darwin’in ve ardından yapılan bitki zekasına dair çalışmaların ne aşamada olduğunu,
  • Dünya dışı zekayı anlamak için bir model olarak bitkilerin zekasının bize neler söylediğini,
  • Ve bunun gibi pek çok heyecan verici bilgiyi barındırıyor.

Bitkiler, dünya üzerindeki biyokitlenin yüzde doksan dokuzunu oluştururlar.

Bu kitap da, insana ve başka canlılara göre çok daha yavaş bir zaman boyutunda hayatlarını sürdüren bitkilerin eşi benzeri olmayan başarılarının, bizim başarımızı gölgede bıraktığını göstermesiyle önemli.

Doğa tutkunları her şekilde hitap edecek çalışmayı, beton sevdalılarının da muhakkak okuması gerek.

  • Künye: Stefano Mancuso ve Alessandra Viola – Bitki Zekası, çeviren: Almıla Çiftçi, Yeni İnsan Yayınevi, ekoloji, 144 sayfa

H. Güzin Üçışık ve H. Fehim Üçışık – Çevre Hukuku (2012)

  • ÇEVRE HUKUKU, H. Güzin Üçışık ve H. Fehim Üçışık, Ötüken Yayınları, hukuk, 319 sayfa

 CEVRE

İki yazarlı elimizdeki kitap, çevre hukukuna dair kanunlar ve yargı kararlarının yanı sıra, çevre alanındaki çok sayıda yönetmelikteki ayrıntılı ve önemli düzenlemeleri barındırıyor. Yazarların, uzun zamandır farklı üniversitelerde verdikleri Çevre Hukuku derslerinin bir ürünü olan çalışmada, çevre hukukunun temel ilke ve kavramları, çevre kirliliği, çevre konusunda yetkili kurum ve kuruluşlar, çevreyle ilgili genel tedbir ve yasaklar, çevre sorunlarına yol açabilen işletmelere özgü tedbir ve yasaklar, çevreyle ilgili cezai müeyyideler ve hukuki sorumluluk gibi alana dahil olabilecek pek çok konu değerlendiriliyor.

Vandana Shiva – Petrol Değil Toprak (2012)

  • PETROL DEĞİL TOPRAK, Vandana Shiva, çeviren: Özge Olcay, Sinek Sekiz, ekoloji, 204 sayfa

 PETROL

Aktivist Vandana Shiva, fosil yakıtların yarattığı ekonomik, ekolojik ve siyasî felaketler karşısında okurlarını uyarıyor; petrolden toprağa geçişin ekonomik, politik ve kültürel sonuçlarını irdeliyor. Petrol çağının; sermayenin, merkezi kontrolün, kirliliğin, sürdürülemezliğin, eşitsizliğin ve savaşın başlıca nedeni olduğunu vurgulayan Shiva, petrolden toprağa geçişin, petrol ve petrol kaynaklı masrafları için şirketlere mali destek sağlayan, fosil yakıt temelli küresel bir ekonomiden, yenilenebilir bir enerji temelli, iklim değişikliğine uyum sağlayan ve yerel ekonomilerden kurulu bir ağa geçmek anlamına geldiğini söylüyor.

Vandana Shiva (der.) – Tohum ve Gıdanın Geleceği Üzerine Manifestolar (2012)

  • TOHUM VE GIDANIN GELECEĞİ ÜZERİNE MANİFESTOLAR, derleyen: Vandana Shiva, çeviren: Aykız Doğan, Sinek Sekiz Yayınevi, ekoloji, 125 sayfa

 

Uluslararası çapta tanınan bir çevre aktivisti ve bilim kadını olan Vandana Shiva’nın derlediği elimizdeki kitap, büyük şirketlerin tekeline aldığı gıda ve tohumların, ait oldukları yere, yani doğaya ve adil bir biçimde insanların tümüne iade edilmesini talep eden manifestolardan oluşuyor. Shiva’nın yanı sıra, Carlo Petrini, Prens Charles, Michael Pollan ve Jamey Lionette tarafından kaleme alınmış yazılar ile Tohum ve Gıdanın Geleceğine İlişkin Uluslararası Komisyon’un hazırladığı iki manifesto barındıran kitap, insanın daha özgür bir yarın kurması için neden tohumları kölelikten kurtarması gerektiğini açıklıyor.

Tayfun Özkaya (ed.) – Nasıl Bir Organik Tarım (2012)

  • NASIL BİR ORGANİK TARIM, Kolektif, editör: Tayfun Özkaya, Yeni İnsan Yayınevi, organik tarım, 128 sayfa

 

Ekolojik yaşam ve organik tarım konusunda, dünya çapında yürütülen tartışmaların Türkiye boyutunu gündeme getiren Yeni İnsan Yayınevi, elimizdeki yayınında, organik tarım konusundaki belli başlı sorunları, buna dair yürütülen tartışmaları ve birtakım çözüm önerilerini sunuyor. Başlarda büyük ilgi çeken organik tarım çalışmaları, henüz beklenen karşılığı verebilmiş değil. Bunun en önemli sebeplerinden biri de, endüstrinin önlenemez bir şekilde bu alana da sızmasıydı. Kitap, bu sorunu gündemleştirmeyi amaçlayan bir grup bilim insanı, küçük çiftçi, kooperafifçi, sendikacı ve organik tarımla ilgilenenlerin bir süre önce düzenlediği bir çalıştaya dayanıyor. Çalıştaya katılan isimler hem deneyimlerini paylaşıyor hem de hepimizin geleceğini ilgilendiren tarım yöntemlerini enine boyuna tartışıyor.

Halim Aydın – Sağlıklı Nesiller İçin Önce Sağlıklı Tohum (2012)

  • SAĞLIKLI NESİLLER İÇİN ÖNCE SAĞLIKLI TOHUM, Halim Aydın, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yayınları, sağlık, 296 sayfa

 

Halim Aydın elimizdeki çalışmasında, Genleri Değiştirilmiş Tohumların (GDT), doğal tohum kaynaklarını nasıl tehdit ettiğini gözler önüne seriyor. Aydın, GDT’lerin tohumda biyolojik bozulmaları tetikleyerek doğal tohum kaynaklarını geriye dönüşümü olmayan değişmelere uğratacağını belirtiyor. Tohum türlerinden Türkiye’de ilk ithal izni alan GDO’lu ürünlere kadar birçok konuyu aydınlatan Aydın, GDT’li ürünlerin iddia edilen yararlarının aksine, insan ve hayvan sağlığına olumsuz etkilerde bulunduğunu; besinlerde geri dönülemez değişikliklere, gıda güvenliğinde zaafa ve yeni hastalıkların çıkmasına neden olduğunu gösteriyor.