Rohat Alakom (haz.) – Bir Türk Subayının Ağrı İsyanı Anıları (2011)

  • BİR TÜRK SUBAYININ AĞRI İSYANI ANILARI, hazırlayan: Rohat Alakom, Avesta Yayınları, anı, 160 sayfa

 

Ağrı İsyanı, Kürt siyasal hareketine büyük etkide bulunması vesilesiyle önemli bir dönüm noktası. Rohat Alakom’un hazırladığı elimizdeki kitap, Türk subayı Zühtü Güven’in isyana dair anlatımlarından oluşuyor. Kitap, 1953 yılında Dünya gazetesinde yayımlanan ve tam 51 gün süren Zühtü Güven imzalı ‘Doğu İsyanlarında Bir Türk Subayı’ adlı yazı dizisine dayanıyor. Güven burada, bir Kürt isyanını hem yaşayışını, hem de bu ayaklanmaya bakışını anlatıyor. Yaklaşık üç yıl boyunca Kürtler arasında görev yapan Güven’in anıları, Kürt tarafını sürekli eleştirmesine ve eşkiya edebiyatını yeniden ve yeniden üretmesine rağmen, önemli bir tarihi belge.

Jan Assmann – Tektanrıcılık ve Şiddetin Dili (2011)

  • TEKTANRICILIK VE ŞİDDETİN DİLİ, Jan Assmann, çeviren: Mesut Keskin, Avesta Yayınları, din, 56 sayfa

 

Din ve kültür bilimci profesör Jan Assmann, Türkiye’de pek fazla tanınmamakla birlikte, özellikle Mısır tarihi, dini ve kültürü konusunda yaptığı çalışmalarla bilinir. Assmann ‘Tektanrıcılık ve Şiddetin Dili’ başlıklı çalışmasında da, din ve şiddet ilişkisinin tarihsel kökenlerine iniyor ve güncelliğini halen koruyan bir tartışmaya önemli katkılarda bulunuyor. Bu ilişkiyi, M. Ö. 7. ve 6. yüzyıla uzanarak araştıran Assmann, şiddetin belirli bir biçiminin, yani “Allah’ın düşmanları” olarak damgalanan başkalarına karşı Allah adına şiddetin, ilkin tektanrıcılık bağlamında mümkün olduğunu savunuyor. Yazar bu anlamdaki şiddetin ilk ortaya çıktığı yer olarak da İbrani Kitab-ı Mukaddes metinlerini gösteriyor. Assmann’ın kitabı, tektanrıcılığın neden olduğu şiddet diliyle bir hesaplaşma çabası olarak değerlendirilebilir.

A. Hicri İzgören – Acıyla Diri (2011)

  • ACIYLA DİRİ, A. Hicri İzgören, Avesta Yayınları, şiir, 62 sayfa

 

A. Hicri İzgören’in ilk baskısı 1981’de yapılan ‘Acıyla Diri’si, otuz yıl sonra yeniden yayımlandı. İzgören’in kendine özgü şiir arayışının ilk basamağını oluşturan kitap, yaralanmış ve kanlı bir coğrafyadan imgelerle bezeli. İzgören, kitaba adını veren şiirinde şöyle diyor: “Bozgun sonu beklemelerde / Gör ki zehir zemberek günler / Yaşanır diri // Sevdaya tutsak / Yeşile yasak bellemişler / Ki öyle dilsiz dillene / Ve her gün böyle / Yüklü gelir antenler / ‘İzmir’de iki kişi öldürüldü / Çorum’da bir öğretmen / Siverek’te üç kişi daha’ / Bir hüzün senfonisidir tutkun / Sen çoğaladur yürekte / Emek emek / Gün be gün eksilir / Ocakta çorba (…)”

Ephrem-Isa Yousif – Mezopotamya’nın Yıldız Şehirleri (2011)

  • MEZOPOTAMYA’NIN YILDIZ ŞEHİRLERİ, Ephrem-Isa Yousif, çeviren: Nihat Nuyan, Avesta Yayınları, tarih, 158 sayfa

 

Mezopotamya ve Süryani kültürü konulu çalışmalarıyla bilinen Ephrem-Isa Yousif, ‘Mezopotamya’nın Yıldız Şehirleri’nde, tarihi havzayı besleyen kaynaklardan Urfa, Nusaybin, Diyarbakır, Mardin, Erbil, Kerkük, Süleymaniye ve Duhok’u anlatıyor. Kürtlerin çoğunluğu oluşturduğu sekiz şehrin ortak yönlerinden biri de, Türk, Arap ve Asuri-Keldani-Süryani gibi halklara da ev sahipliği yapması. Yousif, söz konusu şehirlerin tarihini araştırırken, bu şehirlerle yolu kesişmiş ünlü seyyahların anlatımlarından da olabildiğince yararlanıyor. Kitap, yazarının, Süryani dilinin ve kültürünün köklerine doğru yaptığı bir yolculuk olarak da düşünülebilir.

A. Hicri İzgören – Verilmiş Sözdür (2011)

  • VERİLMİŞ SÖZDÜR, A. Hicri İzgören, Avesta Yayınları, şiir, 63 sayfa

İzgören’in ‘Verilmiş Sözdür’ü, ilk olarak 1987 yılında yayımlanmıştı. İzgören, burada, Türkiye’nin yaralanmış ve kanlı bir coğrafyasında yaşanan şiddete, imgeleriyle ad koymaya çalışmıştı. Şair, ‘Kitaplar Yazmaz’ adlı şiirinde şöyle diyor: “Elimizin ayasında kaya kınası / Sırtımızda çizgili fistan / Taylar kankardeşi canciğer / Ardımızda ikindi yeli / Yarpuz günebakan ve kenger // Memelerine süt yürümüş / Öpülmemiş kızlardık / Uçarı kuşlar inatçı oğlaklardık / Damlara serili yataklara dizilir / Geceleri yıldızlara şaşardık // Sonrası bir yangındır / Kimvurduya ve mezartaşsız / Sonrası bir yangındır hayatımızın / Kitaplar yazmaz (…)”

Kadri Yıldırım – Kültür Bakanlığı’nın Mem û Zîn Çevirisine Eleştirel Bir Yaklaşım (2011)

Ardımızda bıraktığımız 2010’un en dikkat çeken kültür-sanat olaylarından biri, Kültür Bakanlığı’nın, 1650-1707 arasında yaşamış Ehmedê Xanî’ye ait ‘Mem û Zîn’i Türkçeye kazandırmasıydı.

Devletin bir bakanlığının klasik Kürt edebiyatının başyapıtlarından olan bir eseri çevirmesi, kuşkusuz önemli bir gelişmeydi.

Fakat Namık Açıkgöz’e yaptırılan çeviri, eksikleri nedeniyle eleştirilere maruz kaldı.

İşte Kadri Yıldırım elimizdeki çalışmasında, söz konusu çeviriyi eleştirel bir bakışla yorumluyor; Açıkgöz’ün çevirisindeki hataları beyit sırasına göre ortaya koyuyor.

Yıldırım, Açıkgöz’ün hatalarının daha çok iki nedenden kaynaklandığını söylüyor.

Birincisi, çevirmenin bu eseri tercüme edecek kadar Kürtçe bilmemesi, ikincisi de, Mehmet Emin Bozarslan’ın ilk baskısı 1968 yılında yapılan Türkçe çevirisini taklit etmesi.

  • Künye: Kadri Yıldırım – Kültür Bakanlığı’nın Mem û Zîn Çevirisine Eleştirel Bir Yaklaşım, Avesta Yayınları, inceleme, 204 sayfa