John Gray – Kedi Felsefesi (2022)

Kediler insanı evcilleştirdi desek abartmış olmayız.

John Gray, kedi etiğinden iyi yaşama, bencil olmayan egoizmden Spinozacı anlamda doğamıza uygun yaşamaya pek çok ilgi çekici başlık üzerinden bizi kedi felsefesi üzerine düşünmeye çağırıyor.

En zeki ve yaratıcı zihne sahip tür biziz.

Sadece biz, türünün huzursuzluğuna deva bulmak için bir düşünce disiplinini –felsefeyi– yarattık.

Öyleyse nasıl oluyor da kediler bir şekilde hep memnun ama biz hep dertliyiz?

Belki de büyük filozoflarımızdan çok, kedilerden öğreneceklerimiz vardır.

Çağdaş düşünür Gray insanın felsefeyle, inanışlarla ve modern araçlarla kurduğu dünyasının kırılganlığını bir kedinin patisiyle yoklayıp test ediyor; sevgi, bağlılık, ölümlülük, ahlak, kıskançlık ve benlik gibi belalı konuların kediler için neden meseleye dönüşmediğini anlamaya çalışıyor.

Montaigne’in meşhur kedisinden, Vietnam Savaşı’nı cesaret ve neşesini kaybetmeden atlatmış kedi Mèo’ya, oradan da kedilerle ilgili kendi gözlemlerine uzanarak bir canlının “doğasına sadık olmasının” iyi yaşamak için kilit önemini vurguluyor.

Bebeklikten itibaren toplumsal kabullere göre inşa ettiğimiz kendimize dair imgelerin çoğu zaman bedenimiz ya da yaşamımızın gerçekliğiyle uyuşmadığını, dolayısıyla onların peşinden koşmanın mutluluktan çok hayal kırıklığı getireceğinin altını çizerek, hayatlarımızın her türlü mükemmellik fikrinden daha zengin ve daha anlamlı olduğunu gösteriyor.

‘Kedi Felsefesi’, kışkırtıcı fikirleriyle okurlarını silkeleyen, yün yumağına dolanmanın kedilere özgü olmadığını gösteren küçük ama tesirli bir kitap.

  • Künye: John Gray – Kedi Felsefesi: Kediler ve Hayatın Anlamı, çeviren: Ayşegül Yurdaçalış, Domingo Kitap, felsefe, 144 sayfa, 2022

Alex Rovira ve Francesc Miralles – Mutluluk Labirenti (2010)

İki yazarlı ‘Mutluluk Labirenti’, roman ve felsefenin harmanlandığı bir eser olarak düşünülebilir.

Romanın başkahramanı, genç bir kadın olan Ariadne, sonu gelmez bir labirentte yolunu kaybetmiştir.

Ariadne’nin bu labirentten kurtuluşu ise, ancak “Ben kimim?”, “Nereden geliyorum?” ve “Ne için yaşıyorum?” gibi varoluşsal sorulara yanıt vermesiyle mümkün.

Kahramanımız, labirentte sorulara doğru yanıtları verdikten sonra, kişilik itibariyle de dönüşmüş ve gerçek anlamda mutluluğu bulmuş olacaktır.

‘Mutluluk Labirenti’, Ariadne’nin öyküsü ekseninde, okurunu varoluşunu sorgulamaya ve mutluluğa giden yollar üzerinde düşünmeye davet ediyor.

  • Künye: Alex Rovira ve Francesc Miralles – Mutluluk Labirenti, çeviren: Ayşegül Yurdaçalış, Literatür Yayıncılık, roman, 199 sayfa