Gerhard Grüßhaber – Türk Ordusunda Alman Ruhu (2022)

Alman ve Osmanlı/Türk ordusu arasındaki bilgi aktarımı üzerine çok iyi bir inceleme.

Gerhard Grüßhaber, süreci 1908 Jön Türk Devrimi ile 1938’de Atatürk’ün ölümü arasındaki 30 yıllık zaman diliminde ele alıyor.

Arşiv, yayınlanmış kaynaklar ve anılar aracılığıyla sürecin analizini yapan çalışma, aynı zamanda bu bilgi alışverişinin iki ülkenin orduları ve Türk sivil toplumu üzerindeki etkisine dair kanıtlar da sunuyor.

Gerçekten de iki ülkedeki subaylar küçük ama ülkelerinin gelişimi üzerinde etkili olmuş birer toplumsal gruptu.

Etnik açıdan heterojen bir toplum olan genç Cumhuriyet Türkiye’sinin silahlı kuvvetlerden beklentileriyle, siyasi açıdan bölünmüş olan Weimar Cumhuriyeti’nin kendi silahlı kuvvetlerinden beklentileri farklıydı.

Fakat Dünya Savaşından kaynaklanan “çelik fırtınası” iki ordunun da düşünce tarzında önemli bir etki yaratmıştı.

Bu etki sonucunda ortaya çıkan yeni liderlik monarşinin itibarını kaybetmesinden doğan boşluğu doldurmayı amaçladığını iddia ediyordu.

  • Künye: Gerhard Grüßhaber – Türk Ordusunda Alman Ruhu, çeviren: Bozkurt Leblebicioğlu, Say Yayınları, tarih, 448 sayfa, 2022

Monique O’Connell ve Eric R. Dursteler – Akdeniz Medeniyetleri (2019)

Muazzam bir çalışma olan ‘Akdeniz Medeniyetleri’, okurunu ana hatlarıyla orta ve erken modern çağ tarihi, Roma’nın çöküşüyle (500) Napolyon fetihleri (1800) arasında yer alan 1300 yıllık dönem hakkında bilgilendiriyor.

Kitap, Akdeniz’i siyasi ve askeri gelişmeler, sınır hareketlerinin tasviri, dini, ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmeler bağlamında izliyor.

Kitapta,

  • Roma İmparatorluğu’nun kuruluş ve çöküşü,
  • Barbar, Bizans ve Latin Hıristiyan olarak parçalara bölünmesi,
  • Erken ortaçağda Roma İmparatorluğu’nun kalıntıları üzerinden yeni siyasi yapılar inşa eden yeni Hıristiyan ve Müslüman toplumların gelişimi,
  • Ortaçağın son dönemlerindeki Hıristiyan ve Müslümanların kutsal savaşları,
  • Avrupalıların Haçlı savaşlarını ve Müslümanların buna karşı tepkisi,
  • Ortaçağın son dönemindeki ekonomik değişim bağlamında Latin Avrupalı tüccarların Yahudi ve Müslümanların ticari ağlarına girişi,
  • 1348 yılında hıyarcıklı veba salgınının başlamasıyla ortaya çıkan değişiklikler,
  • İberya ve İtalya’da giderek bölgesel devletlerin ortaya çıkışı,
  • Osmanlı Türklerinin bölgede iktidar sahibi olmak için mücadele eden ciddi bir güç olarak ortaya çıkışıyla doğuda Bizans ve Memluk İmparatorluklarının zayıflaması,
  • Erken modern dönemdeki kültürel gelişmeler,
  • Rönesans’ın Avrupa’daki yansımaları,
  • Ticaret şekillerindeki ve lüks malların dolaşımındaki değişiklikler,
  • Daha önce bölgesel devletler olan Habsburg, Osmanlı ve Venedik İmparatorluklarının gelişimi,
  • İmparatorluklar arasında yer alan erken modern dönem sınır belgelerindeki yaşam,
  • İklim, demografi ve hastalık konusundaki global dengesizliklerin Akdeniz kültürünü nasıl değiştirdiği,
  • Akdeniz’de modern öncesi dönemden modern döneme geçişi belirleyen on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllardaki Napolyon ve Rus istilaları,
  • Ve bunun gibi, pek çok önemli konu ele alınıyor.

Zengin kaynaklara dayanması ve kapsamıyla dikkat çeken çalışma, Akdeniz kültürü ve tarihiyle ilgilenenler açısından kaçırılmaması gereken bir kaynak.

  • Künye: Monique O’Connell ve Eric R Dursteler – Akdeniz Medeniyetleri, çeviren: Bozkurt Leblebicioğlu, Say Yayınları, tarih, 576 sayfa, 2019