Kolektif – Latince Güzel Sözler Antolojisi (2015)

Klasik Latin yazarlarının bilgeliğinden süzülmüş, el altında bulundurulması gereken yüzlerce güzel söz.

Latince alanındaki önemli çalışmaları ve çevirileriyle bildiğimiz Çiğdem Dürüşken’in derleyip çevirdiği kitap, Latince aşkımızı yeniden depreştirecek türden.

Tadımlık:

“Dux femina facti.” (Kadın, büyük işlerin lideridir.)

“Veritatem laborare nimis saepe, aiunt, exstingui nunquam.” (Derler ki, hakikat aşırı derecede zulüm görür, ama asla sindirilemez.)

“Amicus Plato, sed magis amica veritas.” (Platon dostumdur, ama hakikat daha fazla dostumdur.)

“Amantes amentes.” (Âşıklar delidir.),

“Pro captu lectoris habent sua fata libelli.” (Kitapların kaderi okuyucunun algısına bağlıdır.),

“Aliud noctua sonat aliud cornix.” (Baykuş başka öter, kuzgun başka.),

“Dociles imitantis turpibus ac pravis omnes sumus.” (Hepimiz alçak ve adi olana özenmeye dünden hazırız.),

“Corrumpere et corrumpi seculum vocatur.” (Yozlaştırmanın ve yozlaşmanın adına çağın ruhu deniyor.),

“Corruptio optimi pessima.” (İyiler bozuldu mu, kötülükler doğar.),

“Dimidium facti, qui coepit, habet.” (Başlanmış iş, bitmiş iştir.),

“Bella delectat cruor.” (Kan, savaş sever.),

“Conscientia mille testes.” (Vicdan, binlerce tanıktır.),

“Di pedes lanatos habent.” (Tanrıların ayakları yündendir.)…

  • Künye: Kolektif – Latince Güzel Sözler Antolojisi, derleyen ve çeviren: Çiğdem Dürüşken, Alfa Yayınları

Descartes – Duygular ya da Ruh Halleri (2014)

Descartes’tan duygular üzerine detaylı bir sorgulama.

Filozof, duygularla ilgili genel bilgiler verdikten sonra insanın iç dünyasında meydana gelen olayların sorumlusunun ruh mu, yoksa beden mi olduğunu araştırıyor; temel duygular olan hayret, sevgi, nefret, arzu, sevinç ve kederin sistematik bir sınıflamasını yapıyor.

  • Künye: Descartes – Duygular ya da Ruh Halleri, çeviren: Çiğdem Dürüşken, Alfa Yayınları

Seneca – Tanrısal Öngörü (2014)

“Tanrısal öngörü olduğu halde iyi insanların başına birtakım felaketlerin gelmesinin nedeni nedir?”

Lucilius’un yakınma niteliğindeki bu sorusuna Seneca, Stoa felsefesinin ahlak öğretisi ışığında, Tanrı ile insan arasındaki ilişkileri çeşitli yönleriyle ele alarak yanıt veriyor.

Seneca, “Yara almamış bir talih hiçbir darbeye karşı koyamaz.” diyor.

Eser aynı zamanda, hitabet sanatının güzide örneklerinden.

  • Künye: Seneca – Tanrısal Öngörü, çeviren: Çiğdem Dürüşken, Alfa Yayınları

Çiğdem Dürüşken – Descartes Latince Öğreniyor (2014)

Descartes’ın kurgusal kılavuzluğunda Latince öğrenmeye ne dersiniz?

Çiğdem Dürüşken, felsefe öğrencilerinin gereksinimlerini göz önünde bulundurarak felsefi metinleri çözümleyecek bilgi donanımını sunarak önemli bir boşluğu dolduran kitabında, Latince grameri belirli bir dil bilgisi olan herkesin anlayabileceği şekilde basitleştirerek özetliyor.

  • Künye: Çiğdem Dürüşken – Descartes Latince Öğreniyor, Alfa Yayınları

St. Augustinus – İtiraflar (2014)

Hıristiyanlığın ve Batı felsefesinin en önemli şahsiyetlerinden St. Augustinus’un kendi dilinden hayat hikâyesi.

Eşsiz klasik hitabetiyle göz dolduran ‘İtiraflar’, Tanrı’yı bulmadan önceki arayışların, birbirinden farklı duraklarda teselli ve şifa aramanın, Tanrı’yı bulduktan sonra işlenen günahların samimi bir dökümü.

  • Künye: St. Augustinus – İtiraflar, çeviren: Çiğdem Dürüşken, Alfa Yayınları

Thomas More – Ütopya (2014)

Ütopya kelimesinin isim babası Thomas More, ideal devleti simgeleyen bir yok-ülke olan Utopia’yı anlatıyor.

Eski denizci Raphael Hythlodaeus bizi, Ütopya ülkesinin yöneticiler, rahipler ve prenslerden oluşan ülkenin idari yapısına; ülkenin günde altı saat çalışan, tek örnek giyinen, hep birlikte üreten ve para kullanmayan bireylerine götürüyor.

  • Künye: Thomas More – Ütopya, çeviren: Çiğdem Dürüşken, Alfa Yayınları

Çiğdem Dürüşken – Antikçağ Felsefesi (2014)

  • ANTİKÇAĞ FELSEFESİ, Çiğdem Dürüşken, Alfa Yayınları, felsefe, 408 sayfa

antikcag

Çiğdem Dürüşken, Homeros’tan Augustinus’a antikçağ felsefe serüvenini kuşatıcı bir bakışla serimliyor. Antikçağ dünyasında felsefe, edebiyat ve sanat düşüncesini doğuran koşulları irdeleyerek kitabına başlayan Dürüşken, Hesiodos’ta kaos ve kozmos düşüncesini; Homeros ve Hesiodos’ta insanın bireyselleşme serüvenini; Miletoslular, Pythagoras ve Pythagorasçılık, Ksenophanes, Parmenides, Empedokles, Atomcular ve Sofistlerce temsil edilen Sokrates öncesi düşünceyi; Sokrates, Platon, Aristoteles, Augustinus, Lucretius, Cicero ve Plotinus gibi, dönemin önde gelen isimlerinin fikirlerini ayrıntılı bir şekilde ele alıyor.

Seneca – Phaedra (2007)

  • PHAEDRA, Seneca, çeviren: Çiğdem Dürüşken, İş Kültür Yayınları, oyun, 72 sayfa

phaedra

‘Phaedra’, Roma uygarlığının söylev ustası Seneca’nın ‘Medea’dan sonraki şaheseri. Seneca’nın önemi, kuşkusuz, Antik Yunan tiyatrosunun öncü temalarına kendi damgasını vurarak, bunları kendinden sonra gelen Shakespeare’e kadar ulaştırmasıdır. Yazarın en önemli oyunlarından ‘Phaedra’, tutku ve ümitsizlik arasında sıkışan bir ruhu hikâye ediyor. Vahşi doğa ile insan doğasının karşıt tutkuları bu oyunda kıyasıya savaşır, aşk ve nefret birbirinin içine geçmiş halde verilir. Fakat tüm bunların ötesinde, Seneca’nın insana yaklaşımı her zaman olduğu gibi iyimserdir. Çünkü oyunun temel aldığı aşk, her türlü toplumsal ilke ve yasaya karşı çıkarak, insani yaratının en mükemmel hali olacaktır.