Utku Özmakas – Kartezyen Prens (2022)

‘Kartezyen Prens’, Türkçe felsefe literatüründe çok nadiren tartışmaya açılmış bir konuyu ele alıyor: René Descartes’ın siyasi fikirleri.

Modern felsefenin kurucusu Descartes’ın epistemolojiden metafiziğe, töz öğretisinden özne tasarımına kadar pek çok alandaki düşünceleri felsefe tarihçilerinin gündemini sürekli meşgul ederken, siyasete ilişkin fikirleri çoğu zaman bir suskunluk sarmalında unutuşa terk edilir.

Utku Özmakas ise siyaset üzerine konuşmaktan ısrarla imtina eden düşünürün metinlerini titizlikle tarayarak siyasi metaforlarının bir haritasını çıkarıyor, ardından da Prenses Elizabeth’le mektuplaşmalarına odaklanarak bu sarmalı aşacak ipuçlarını bulmaya ve “Kartezyen Prens”in robot resmini çizmeye çalışıyor.

Descartes’ın düşüncesini on yedinci yüzyılın genel krizi içerisinde ele alan ve filozofun yaşamının fikirleri üzerindeki etkilerini soruşturarak ilerleyen bu metin, aynı zamanda felsefe tarihinin nasıl felsefi bir polisiye gibi yazılabileceğini de örnekliyor.

“Devrimci Descartes” tablosunun arkasındaki sırrı aralamaya çalışan bu kitap, okurunu sistematik görünen bir düşünsel çerçevenin içinde türeyen kavramsal ve metaforik gerilimleri tespit etmeye, yorumcularının jet lag yaşamasına sebep olan saat farklarını görmeye, ezberlerimizin tozunu almaya davet ediyor.

  • Künye: Utku Özmakas – Kartezyen Prens: Descartes ve Siyaset, Zoom Kitap, felsefe, 150 sayfa, 2022

Robert P. Crease – Bilim Devrimcileri (2021)

Siyasi olarak da toplumsal olarak da bilim karşıtı düşüncelerin tavan yaptığı günümüzde özellikle okunması gereken bir çalışma.

Robert Crease, tarih boyunca halkın bilim algısını ve bilimin “otorite” olarak rolünü şekillendiren önemli düşünürleri mercek altına alıyor.

  • Bilimsel bir keşif ne zaman kabul edilen bir gerçeğe dönüştü?
  • Bilimsel gerçekleri inkâr etmek neden kolaylaştı?
  • Ve biz bu konuda neler yapabiliriz?

Filozof ve bilim tarihçisi Crease ‘Bilim Devrimcileri’nde bu soruları, bilimsel altyapının kökenlerini ve dünyanın önemli on düşünürünün bilimsel aklı şekillendirmedeki rollerini bir bir tanımlayarak yanıtlıyor.

‘Bilim Devrimcileri’ kitabında günümüz politikacıları ve hükümet yetkilileri; bilim insanlarını bilim dışı yorumlarıyla eleştirirken, bu güvensizlik düzeyine nasıl geldiğimizi ve bundan nasıl kurtulabileceğimizi örnekleriyle ortaya koyuyor.

Eserde tarih boyunca gözlerini kırpmadan hayatlarını da tehlikeye atarak bilimsel aklı üstün kılmaya çalışan on düşünür ve bilim devrimcisine yer veriliyor.

Bilimin cehaletinin ve yanlış kullanımının insan yaşamına ve kültüre yönelik en büyük tehdidi nasıl oluşturduğu inceleniyor.

Bilimi ortak yarar için uygulamanın ne anlama geldiğine ve bilimden bağımsız siyasi eylemin tehlikesine dair güncel ve önemli bir araştırma olan ‘Bilim Devrimcileri’, hem mevcut bilim karşıtı söylemin kökenlerini hem de modern dünyanın dağılmasını önlemek için neler yapılabileceğini anlamamıza yardımcı oluyor.

Kitapta fikirleri ele alınan isimler şöyle: Mustafa Kemal Atatürk, Francis Bacon, Galileo Galilei, René Descartes, Giambattista Vico, Mary Shelley, Auguste Comte, Max Weber, Edmund Husserl, Hannah Arendt.

  • Künye: Robert P. Crease – Bilim Devrimcileri, çeviren: Özlem Özarpacı, The Kitap Yayınları, bilim, 328 sayfa, 2021

Antonio Damasio – Descartes’ın Yanılgısı (2021)

“Duygular bir lüks değildir, aksine rasyonel düşünce ve normal sosyal davranışlar için gereklidir.”

Bu tezin doğruluğuna canı gönülden inanan nörolog Antonio Damasio, duygular ile rasyonalite arasındaki bağlantıyı tartışmaya açıyor.

Descartes’ın, çok iyi bilinen “Düşünüyorum, öyleyse varım” söylemini dile getirdiği yüzyıldan bu yana bilim, bireyin gerçek varlığının kaynağı olarak duyguları çoğunlukla göz ardı etti.

Modern sinirbilimi bile yakın bir zamana kadar duygular yerine beyin fonksiyonlarının bilişsel tarafına odaklanma eğilimi gösterdi.

Ancak, ‘Descartes’ın Yanılgısı’ eserinin yayınlanmasıyla birlikte bu tutum değişmeye başladı.

Dünyanın önde gelen nörologlarından biri olan Damasio, duygular ile rasyonalite arasındaki bağlantıya ilişkin geleneksel düşüncelere bu eserinde karşı çıkıyor.

Yazar, hepimizin uzun zamandır şüphe ettiği şeyi -yani duygular bir lüks değildir, aksine rasyonel düşünce ve normal sosyal davranışlar için gereklidir söylemini- vaka çalışmaları yoluyla sergilerken okurunu bilimsel bir keşif yolculuğuna çıkarıyor.

  • Künye: Antonio Damasio – Descartes’ın Yanılgısı, çeviren: Fatma Ece Çetin ve Emre Kumral, ODTÜ Yayıncılık, felsefe, 408 sayfa, 2021

Alexandre Koyré – Platon Okumaya Giriş, Descartes Üzerine Konuşmalar (2020)

Felsefe tarihinin iki büyük düşünürü, Platon ve Descartes üzerine usta işi bir inceleme.

Alexandre Koyré, iki filozofu eleştirel bir gözle yorumluyor.

Koyré, burada, Platon’un Atina demokrasisinin, anarşi ve demagoji yoluyla diktatörlüğe ve despotizme kayarak çöküşünü betimlediği hem tutkulu hem ağırbaşlı, hem derin hem iğneli sayfalarını adım adım izliyor ve bunun modern dünyada yaşayanlar için ne ifade ettiğini, bugün bundan ne gibi dersler çıkarabileceğimizi değerlendiriyor.

Koyré, Descartes’ı da insanın kesinlik arayışı, özgürlük ve aklın özgürlüğü talebini merkeze alarak tartışıyor.

Koyré’ye göre, Descartes’ın apaçık bir şekilde doğru olduğunu gördüklerimizden başka hiçbir şeyi doğru kabul etmemeyi buyuran buyruğuna her zamankinden daha fazla uymamız ve onun, aklın ve hakikatin üstün değerini ilân ederek, akıldan ve hakikatten başka bir yetkeye boyun eğmemizi yasaklayan iletisine bağlı kalmamız gerekiyor.

  • Künye: Alexandre Koyré – Platon Okumaya Giriş, Descartes Üzerine Konuşmalar, çeviren: Kurtuluş Dinçer, Pharmakon Yayınevi, felsefe, 219 sayfa, 2020

Desmond M. Clarke – Descartes (2016)

Teoloji, felsefe ve bilim gibi geniş bir alanda çalışmış, Batı düşüncesinde silinmez izler bırakmış Descartes’ın hayatı ve çalışmaları üzerine referans nitelikte bir çalışma.

Descartes’ın yanı sıra on yedinci yüzyıl felsefesi üzerine pek çok çalışması bulunan Desmond Clarke elimizdeki biyografisinde, filozofun hayatını adım adım izlediği gibi, yaşadığı dönemin keyifli bir okuması eşliğinde, Descartes’ın düşünsel gelişiminin nitelikli bir fotoğrafını da çekiyor.

  • Künye: Desmond M. Clarke – Descartes, çeviren: Nur Nirven ve Berkay Ersöz, İş Kültür Yayınları, biyografi, 568 sayfa, 2016

Jacques Derrida – Yazı ve Fark (2020)

“Kitap labirenttir. Çıktım derken, daha da dalıyorsun. Kurtulmanın imkânı yok. Yapıtı paramparça etmen gerek.” – Jabès

‘Yazı ve Fark’, Jacques Derrida’nın önde gelen yazar ve düşünürlerle ilgili, 1959-1960 arasında yaptığı yoğun okumalarını sunuyor.

Burada, Derrida’nın modern düşünceyi derinden etkilemiş Rousset, Foucault ve Descartes, Jabès, Levinas, Artaud, Freud, Bataille ve Lévi-Strauss üzerine fikirleri yer alıyor.

Kitap, söz konusu düşünürlerle ilgili özgün değerlendirmeler sunmasının yanı sıra, genç Derrida’nın daha sonra ortaya koyacağı felsefe sistemi hakkında önemli ipuçları da veriyor.

Burada güç ve alımlama, deliliğin tarihi, şiddet ve metafizik, fenomenoloji, vahşet tiyatrosu, temsilin kapanımı, beşeri bilimlerin söyleminde yapı gibi felsefenin önemli konularını tartışan Derrida, geleneğin, modern düşüncenin içine nasıl güçlü bir şekilde kök saldığı ve metafizik düşüncenin yazıyı neden dil tasavvurunun dışında bıraktığı üzerine derinlemesine düşünüyor.

Yazı üzerine uzun soluklu bir fenomenolojinin ürünü olarak okunabilecek kitap, felsefe ve sosyal bilimler kadar edebiyata ilgi duyan okurları da cezbedecek türden.

  • Künye: Jacques Derrida – Yazı ve Fark, çeviren: P. Burcu Yalım, Metis Yayınları, felsefe, 400 sayfa, 2020

Réne Descartes – Yöntem Üzerine Konuşma (2015)

Batı felsefesinin ve 17. yüzyıl Rasyonalizminin temel kitaplarından biri…

“Düşünüyorum, öyleyse varım,” önermesini ilk kez burada tartışmaya açan ve doğrudan doğruya insanın sağduyusuna hitap eden Descartes, şüphecilik üzerine inşa ettiği yepyeni bir felsefe-bilim sistemi sunuyor.

  • Künye: Réne Descartes – Yöntem Üzerine Konuşma, çeviren: Çiğdem Dürüşken, Alfa Yayınları

Réne Descartes – Meditasyonlar: Metafizik Üzerine Düşünceler (2015)

Descartes’ın kendini tamamıyla metafizik düşüncelere adadığı bir dönemde yazdığı önemli bir metin.

Burada, Tanrı’nın varlığını ve insanın ruh ve bedeninin ayrı olduğunu ispatlamaya çalışan düşünür, zihin ile irade arasındaki ilişki ve maddi şeylerin doğası üzerine tefekküre dalıyor.

‘Meditasyonlar’ başlığının en çok yakışacağı metinlerden biri olan kitap, Çiğdem Dürüşken’in harika çevirisiyle Türkçeye kazandırıldı.

  • Künye: Réne Descartes – Meditasyonlar: Metafizik Üzerine Düşünceler, çeviren: Çiğdem Dürüşken, Alfa Yayınları

Jacob Rogozinski – Ben ve Ten (2018)

Ben dışsal gerçeklik tarafından üretilen bir yanılsama mıdır?

Önde gelen çağdaş Fransız düşünürlerinden Jacob Rogozinski’nin bu kitabı, “ben” konusuna geniş bir çerçeveden bakmasıyla önemli.

Rogozinski kitabına, iki ego katili olarak tanımladığı Heidegger ve Lacan’ın düşüncelerini irdeleyerek başlıyor ve oradan da Descartes, Husserl, Merleau-Ponty ve Artaud’un fikirlerine uzanarak ben ile ben-olmayan arasındaki farkı çok yönlü bir bakışla tartışıyor.

Yazar bunu yaparken de, fenomenolojinin ve psikanalizin zengin mirasından olabildiğince yararlanıyor, ayrıca yaşam, ölüm, aşk ve nefret gibi varoluşun temel sorularıyla sıkı bir yüzleşmeye girişiyor.

Kitaptan alıntı:

“Yaşamın benim yaşamım olmaktan çıktığı ve kolektif bir antiteye aktarılmak üzere egonun içkinliğinden koparıldığı andan itibaren faşizmi uzaklarda aramamıza gerek kalmaz.”

“Direnmek bir ben’in değil, bir biz’in işidir: Bir halkın, bir sınıfın ya da diyelim ki bir çokluğun işidir.”

  • Künye: Jacob Rogozinski – Ben ve Ten: Ego-Analize Giriş, çeviren: Melis Aktaş, Pinhan Yayıncılık, psikoloji, 392 sayfa, 2018

René Descartes – Tabiat Işığı ile Hakikati Arama (2015)

Batı felsefesinin kurucu babası, akıl ve yetilerimizi kullanarak hakikate nasıl ulaşacağımızı tartışıyor.

Tabiatın saf ışığının, sıradan bir insanın dine ve felsefeye ihtiyaç duymadan her şey hakkındaki düşüncesini belirlediğini söyleyen Descartes, üç hayali kişinin diyaloğu üzerinden kendi felsefi sistemini açıklıyor.

  • Künye: René Descartes – Tabiat Işığı ile Hakikati Arama, çeviren: Sanem Sollers, Say Yayıncılık