Bugün Batı toplumlarının eğitim sisteminde bariz bir kriz var.
Bu krizin kökenleri yabancılarla yaşamaya, ötekine maruz kalmaya kadar gider.
Geçmişte “yabancı” olanların er ya da geç “farklılıklar”ını kaybedeceklerine ve aslında Batılıların değerleri olarak addedilen o evrensel değerleri kabul etmeleriyle asimile olacaklarına inanılıyordu.
Fakat günümüzde durum değişti: Başka bir ülkeye göçen insanlar artık oranın yerlileri gibi olmak istemiyorlar.
Üstelik yerlilerin de onları asimile etme arzusu artık yok.
Örneğin Londra’da bugün, farklı diller konuşan, farklı kültürleri ve gelenekleri olan 180’e yakın diaspora bulunuyor.
Çağdaş eğitimin yaşadığı kriz tam da bu: Modern tarihte belki ilk kez, insanlar arasındaki farklılıklarla, kalıcı olabilecek evrensel bir modelin olmadığını fark ediyoruz.
İşte Zygmunt Bauman’la yapılan bu söyleşiler, kendisinin eğitim, eğitimdeki güncel sorunlar ve daha iyi bir eğitim üzerine ufuk açıcı fikirlerini sunmasıyla çok önemli.
Küreselleşme, özelleşme, göç olgusu gibi önemli dönüşümlerin teknolojik gelişmelerle birlikte eğitim üzerinde nasıl etkili olduğunu irdeleyen Bauman, tek renkli olmayan, farklılıklarla yaşamayı özümsemiş bir toplumumda eğitimin nasıl olması gerektiği üzerine derinlemesine düşünüyor.
Bauman, erken modern dönemin yabancılarla başa çıkmak için başvurduğu din değiştirme ve asimilasyonun, çokmerkezli ve çokkültürlü dünyamızın mevcut koşulları içinde artık birer seçenek olmadığını, her gün ve sürekli yabancılarla, farklılıklarıyla yaşama sanatını geliştirmenin kaçınılmaz olduğunu söylüyor.
- Künye: Zygmunt Bauman – Eğitim Üzerine, söyleşi: Riccardo Mazzeo, çeviren: Akın Emre Pilgir, Ayrıntı Yayınları, eğitim, 144 sayfa, 2020

