Kolektif – Feminist Eleştiri (2022)

Türkiye’de feminist eleştiri ne tür bir iş yapar?

Kendini nasıl eleştirir?

Derlemeyi hazırlarken bu sorulardan yola çıktıklarını söyleyen Demet Gülçiçek ve Emine Erdoğan, niyetlerinin bir reçete sunmak olmadığını, amaçlarının feminist eleştirinin ortaya koydukları üzerine feminist özenle konuşmayı teşvik etmek olduğunu belirtiyorlar.

‘Feminist Eleştiri’, Donna Haraway’in sözünü, “feminist nesnellik, basitçe, konumlu bilgiler demektir”i merkezine alarak bilginin konumluluğuna ilişkin farklı düzeylerde ama ortak bir tartışma yürütüyor.

Derlemelerde pek sık rastlamadığımız bir nitelik: Her yazı başka bir yerden, başka bir hikâye anlatıyor ama bütün yazılar aynı gövdeye bağlanıyor: Feminist bilgi, konumlu bilgidir.

“Eleştiri” kelimesinin düşündürdüğü negatif etkinlikten çok, kitaptaki yazılar eleştiriyi üretken bir faaliyet olarak kuruyorlar.

Kitaba katkıda bulunan yazarlar ise şöyle: Aksu Bora, Atilla Barutçu, Clare Hemmings, Deniz Gündoğan İbrişim, Ezgi Burgan, Feyza Akınerdem, Gülhan Erkaya Balsoy, Kimberlé W. Cranshaw, Leslie McCall, Özlem Güçlü, Sara Ahmed ve Sumi Cho.

  • Künye: Kolektif – Feminist Eleştiri: Arayışlar ve Müzakereler, hazırlayan: Demet Gülçiçek ve Emine Erdoğan, Metis Yayınları, feminizm, 312 sayfa, 2022

Kolektif – Türkiye’de Feminist Yöntem (2020)

Kadın odaklı bir araştırma yöntemi olan ve 1980’li yıllardan itibaren ortaya çıkan feminist yöntem, bilimde erkek egemen anlayışı ve bununla ilişkili olarak modern yöntemlerdeki egemen ön kabulleri eleştirmesiyle öne çıkar.

Fakat daha da önemlisi feminist yöntem, araştırma sürecinde çok yönlü bakışı ve analizi temel almasıyla, aslında olması gereken yöntemi işaret eder.

Bu derlemede bir araya getirilen metinler ise, feminist yöntemi hem kuramsal düzeyde hem de Türkiye’deki uygulamaları bağlamında tartışıyor.

Kitap iki kısımdan oluşuyor.

İlkinde, 1980’lerden itibaren geliştirilen feminist yöntem tartışmaları sırasında oluşturulmuş temel kavramları açan İngilizce metinlerin çevirileri yer alıyor.

Kitabın ikinci kısmındaysa, feminist yöntem sorunsalını kuram ve yöntemin iç içe geçtiği bir yaklaşımla ele alan yazılar yer alıyor.

Bu kısmın araştırmacılar ve özellikle de sosyal bilimciler için asıl önemi, farklı deneyimler ve farklı çalışma nesnelerinin farklı sorunlar yarattığını ve araştırmacıların da bu sorunların üstesinden gelebilmek için birbirinden farklı ve yaratıcı çözümler ürettiğini gözler önüne sermesi.

Çalışmanın feminist yöntem sorunsalına en önemli katkısı ise, bizzat araştırmacının konumu ile ilgili tartışmalara yeni bakış açısı getirmesi.

Zira yazarlar, çeşitli biçimlerde yalnızca araştırmacının nötr kalması gerektiği mitini yıkmakla kalmıyor, nötr kalınmadığında ortaya ne gibi sorunlar çıkacağını da ayrıntılı bir şekilde gösteriyor.

Kitaba katkıda bulunan isimler de şöyle: Atilla Barutçu, Ayla Deniz, Emine Erdoğan, Ezgi Burgan, Gülay Toksöz, Leyla Bektaş-Ata, Mehtap Öztürk, Nehir Gündoğdu, Nükhet Sirman, Sandra Harding, Sara Carpenter, Shahrzad Mojab, Sibel Yardımcı ve Uma Narayan.

  • Künye: Kolektif – Türkiye’de Feminist Yöntem, hazırlayan: Emine Erdoğan ve Nehir Gündoğdu, Metis Yayınları, feminizm, 344 sayfa, 2020

Alper Görmüş – 40 Benzemez Yüz (2008)

Alper Görmüş’ün ’40 Benzemez Yüz’ü, kendisinin Aktüel dergisi için yazdığı portrelerden oluşuyor.

Son yılların en çok konuşulan 40 ismine dair portrelerin, Görmüş’ün kendine has tarzı ve analiziyle renklendiğini, zevkle okunabileceğini söylemekte fayda var.

Bu zevki veren başlıca etkenin ise, Görmüş’ün söz konusu isimleri, haklarında medya tarafından oluşturulmuş yargılar dışında, kendi araştırmaları, kendi bakış açısı eşliğinde sunması ve mizah unsurunu da ihmal etmemesidir diyebiliriz.

Erkan Oğur’dan Fatih Akın’a, Abdullah Gül’den Bekir Coşkun’a, Oktay Ekşi’den Celal Şengör’e, Bülent Arınç’tan Sezen Aksu’ya, Emre Kongar’dan Kenan Pars’a birçok isim, Görmüş’ün kaleminden okurun karşısına çıkıyor.

  • Künye: Alper Görmüş – 40 Benzemez Yüz, Hayy Kitap, deneme, 270 sayfa