
Yeni bir baskıyla raflardaki yerini alan ‘Fatihler, Korsanlar, Tüccarlar’, İspanyolların Yeni Dünya’daki sömürgecilik yıllarında keşfettikleri gümüş yatakları ve yoğun madencilik faaliyetlerinin harika bir dökümü.
Carlo Cipolla, İspanya’ya akan tonlarca gümüşün Batı’dan Doğu’ya hızla yayılarak dünya ticaretini nasıl kökten dönüştürdüğünü ortaya koyuyor.
Avrupa tüm Ortaçağ boyunca değerli maden yokluğu yüzünden büyük sıkıntı çekti.
Ancak beklenmedik bir anda, 16.yüzyılın ortasından başlayarak, Amerika kıtasındaki sömürgeleri, özellikle de Meksika ve Peru, İspanya’ya tonlarca gümüş akıtmaya başladı.
İspanya sınırlarını da aşan bu gümüş bolluğu, Batı’dan Doğu’ya, bir ülkeden diğerine hızla yayıldı.
Bu arada Avrupalıları imrendiren Doğu malları da -baharat, ipek ve özellikle de porselen- aksi yönden (Doğu’dan Batı’ya) hareket ederek bütün dünyada yoğun bir ticaretin gelişmesini sağlıyordu.
Bu ticari gelişmeye olanak sağlayan temel araç da, İspanya’da sekizlik real ya da peso, Anglo-Sakson ülkelerde sekizlik sikke ve İtalya’da piastra diye adlandırılan kaba ve ağır bir madeni paraydı.
Türkiye’den İran’a, Hindistan’a, Çin’e kadar, bu sikke en çok aranan şey oldu ve kıtalararası karşılıklı ticaret yöntemini çalıştırmak için gerekli olan paraya çevrilebilir değer sağladı.
İşte Cipolla da, İspanyol-Amerikan gümüşünün heyecan verici, ilginç öyküsü ve sekizlik real’in başarısını ayrıntılı bir şekilde anlatıyor.
- Künye: Carlo M. Cipolla – Fatihler, Korsanlar, Tüccarlar, çeviren: Erdal Turan, Alfa Yayınları, tarih, 104 sayfa, 2021