Fik Meijer – Gladyatörler (2024)

2000 yıl önce Kolezyum’da telaşlı bir gün…

İmparator başköşede maiyetiyle oturuyor.

Tezahürat yapan 50.000 seyirci…

Kulakları sağır eden bir tezahürat dalgası…

Ortadaki kum zeminde ölesiye bir dövüşe tutuşmuş iki gladyatör…

Bu iki dövüşçüden biri mağlup olacak, büyük ihtimalle ölecek.

Gladyatörlerin tutuştuğu bu kavganın sebebi belli: Güzel ve heyecanlı bir mücadeleyle seyircileri memnun etmek ve mensup oldukları okula şan, kendilerine şöhret kazandırmak.

Gladyatör oyunları Roma devletinin en önemli sosyal ve kültürel kurumlarındandı.

Bununla birlikte zinde, çevik, kaslı ve maço gladyatörler ölümüne savaşırken gösterdikleri yetenek ve cesaret nedeniyle birer kahraman olarak algılansalar da toplumdaki statüleri nedeniyle hor görülüyorlardı.

Bu oyunların ortaya çıkmasından sona erene kadar geçen altı asır boyunca on binlerce kişi Roma ve kolonilerinin kana boyanmış arenalarında şiddet naraları atan büyülenmiş kalabalıklar onları izlerken hayatlarını kaybettiler. Çoğu zaman bir mezarları bile olmadı.

Eski Çağ Profesörü Fik Meijer gladyatörlerin kökenlerini, günlük yaşamlarını, eğitimlerini ve hayranlarının kan ve gösteri tutkusuna karşı hayatta kalma arzularını anlatarak, onların gerçek hikâyelerini çağdaş kanıtları kullanarak ustalıkla bir araya getiriyor ve tarihin bu ilk kurumsal eğlence yıldızlarının itibarlarını iade ediyor.

Kitap, gladyatörlerin sadece kölelerden oluşmadığını, aynı zamanda suçlular, savaş esirleri ve hatta özgür vatandaşlardan da seçildiğini vurguluyor, gladyatörlerin sadece eğlence için değil, siyasi propaganda, sosyal kontrol ve dini ritüellerde de kullanıldığını gösteriyor.

‘Gladyatörler: Tarihin En Ölümcül Sporu’, binlerce belgeyi, kalıntıyı, görgü tanıklarının ifadesini bir araya getirerek Antik Roma’daki gladyatörlere yeniden hayat veriyor.

Fik Meijer’in bu kitabı her tarihseverin okuması gereken bir eser.

  • Künye: Fik Meijer – Gladyatörler: Tarihin En Ölümcül Sporu, çeviren: Uzay Can Ardal, Kronik Kitap, tarih, 240 sayfa, 2024

Fik Meijer – İmparatorlar Yataklarında Ölmez (2023)

Roma devletinde cumhuriyet, Iulius Caesar’ın “ömür boyu diktatör” unvanı almasıyla ilk ciddi darbesini aldı ve üç kıtaya yayılan topraklar üzerinde bir imparatorluk yönetimi kurulmasının tohumları atılmış oldu.

Sınırları bilinen dünyanın sınırlarına denk bu devlet çok geçmeden tek kişi tarafından tek elden yönetilecekti.

Roma tahtı ışıltılı olmakla birlikte bir o kadar da karanlık bir yön barındırıyordu: Bu makam kendisine sahip olmak isteyenlere adeta dünyanın faniliğini hatırlatacak şekilde sıkıntılı sonlar sunuyordu.

Pek az Roma imparatoru doğal sebeplerden ölmüştü.

Çılgın Caligula tiyatrodan çıkarken, Caracalla da ihtiyacını giderirken suikasta uğramıştı.

Caesar en yakınında bulunanlar tarafından yirmi üç kez hançerlenmiş, Otho ise bir et kancasına takılarak Tiber Nehri’ne atılmıştı.

İmparatorlar her ne kadar dünya hâkimiyetine talip olabilecek bir kudrete sahip olsalar da tahttan indirilme tehlikesi her an kapıda bekliyordu.

‘İmparatorlar Yataklarında Ölmez’, MÖ 44’te öldürülen Iulius Caesar’dan MS 476’da tahttan feragat eden Romulus Augustulus’a kadar başa geçmiş bütün Roma imparatorlarının bu dünyadaki son anlarına eğiliyor.

Bunu yaparken imparatorların ölüm biçimlerinin hayatlarına dair neler anlattığını da işaret ediyor.

Fik Meijer Roma’da imparator olmanın, tehlikelere ve tahtı ele geçirmek için birbiri ardına ortaya çıkan aç gözlü rakiplere rağmen çekiciliğini nasıl koruduğunu gösteriyor.

‘İmparatorlar Yataklarında Ölmez’, imparatorların kişisel tarihlerini açık bir şekilde anlatırken, aynı zamanda Roma İmparatorluğu’ndaki siyasi entrikaları ve dramları gözler önüne seriyor.

  • Künye: Fik Meijer – İmparatorlar Yataklarında Ölmez: Caesar’dan Romulus Augustulus’a, MÖ 44 – MS 476, çeviren: Gürkan Ergin, Kronik Kitap, tarih, 288 sayfa, 2023