Dan Jones – Taht ve İktidar (2024)

Alarik komutasındaki Vizigotlar Roma’yı üç gün boyunca yağmalayıp harabeye çevirdiğinde artık bir dönem kapanıyor ve bin yıl sürecek derin bir dönüşüm başlıyordu.

Öyle ki etkisi insanlığın bütün pratiklerini değiştirecek ve günümüz dünyasını şekillendirecekti.

Attila ve Charlemagne’dan Cengiz Han ve Fatih Sultan Mehmet’e kadar büyük isimlerle dolu sürükleyici anlatısında Dan Jones, Orta Çağ’ı baştan sona adımlıyor, gelişmekte olan Avrupa’da, geç Antik Çağ’ın büyük başkentlerinde ve İslam dünyasının etkili şehirlerinde bir yolculuğa çıkarıyor.

  • Roma’nın çöküşüyle Avrupa’da yaşanan otorite boşluğu nelere yol açtı?
  • Attila Papa’ya diz çöktürdü mü?
  • Cengiz Han dünyaya nasıl korku saldı?
  • Emeviler Avrupa’nın ortalarına kadar nasıl ilerledi?
  • Plantagenet, Habsburg, Hohenstaufen ve Osmanlı gibi dev hanedanlar nasıl doğdu?
  • Konstantinopolis nasıl İstanbul oldu?
  • Fatih Sultan Mehmet’e “Şeytanın, cehennemin ve ölümün oğlu” adını kim, neden verdi?
  • Ticaret rotaları Asya ve Avrupa’yı birbirine nasıl bağladı?

Bin yıldan fazla bir zaman dilimini başarıyla anlatan ‘Taht ve İktidar’, canlı ve eğlenceli üslubuyla “sıkıcı” tarih anlatımına yeni bir soluk getiriyor.

Kendinizi bir zaman kapsülünde hissedeceğiniz bu eserin sayfalarını çevirirken kah Batı Avrupa ovalarına, kah Arap çöllerine, kah Kuzey Denizlerine, kah İstanbul’a gidecek ve her bir dönemin ruhunu hissedeceksiniz.

‘Taht ve İktidar’, güç arayışına ve üstünlük için verilen ebedi mücadeleye tanık olmak isteyen herkes için vazgeçilmez bir kaynak.

  • Künye: Dan Jones – Taht ve İktidar: Orta Çağ’ın Yeni Tarihi, çeviren: Gaye Yavuzcan, Kronik Kitap, tarih, 584 sayfa, 2024

Nicola di Cosmo – Antik Çin ve Düşmanları (2022)

Birinci binyılda Doğu Asya dünyası kimi zaman barış içerisinde geçinen kimi zamansa çetin savaşlarda çarpışan iki süper güç arasında bölünmüştü:

Çin ve bozkırdaki göçebe halklar.

‘Antik Çin ve Düşmanları’ bozkır halklarının Çin ile amansız mücadelesine yeniden hayat veriyor.

Çin’in ilk dönem tarihî kayıtlarından başlayarak Çinli ve Batılı tarihçiler arasında, Çin yüksek kültürünün imparatorluk öncesi dönem boyunca büyük Asya bölgesinde en yüksek medeniyet seviyesini temsil ettiği bugün genel geçer bir bilgi halini aldı.

Nicola di Cosmo ‘Antik Çin ve Düşmanları’nda bu basitleştirilmiş imgenin kökenlerini irdeleyerek, gerçekliğini ele alıyor.

Hakim Çin medeniyeti anlatısına karşı, aslında hiç de ondan aşağı tarafı olmayan göçebe gücün hakkını tekrardan teslim ediyor.

Kitap, eski Çinlilerin, egemenlik alanlarının kuzeyinde varlıklarını sürdüren gayet teşkilatlı, gelişmiş, birleşik bir siyasî yapıya sahip, yükselen güçleriyle tehditkâr halk gruplarını nasıl algıladıklarını ve onlarla nasıl ilişki kurduklarını belgeliyor.

di Cosmo kuzeyde Hsiung-nu göçebe imparatorluğu ile güneyde Çin İmparatorluğu’nun teşekkül sürecinde, bu kutuplu iki dünya arasındaki gerilimi inceliyor.

Bununla birlikte “Çin Seddi” olarak birleştirilen erken duvarların yapımı; dünya tarihindeki ilk göçebe imparatorluk olan Hsiung-nu İmparatorluğu’nun oluşumu ve Çin ordularının kuzeybatı bölgelerini ele geçirerek Orta Asya’ya, daha sonra İpek Yolu haline gelecek, yeni bir ticaret yolu açmaları dâhil olmak üzere, bölgenin önemli tarihsel olaylarına yeni yorumlar getiriyor.

‘Antik Çin ve Düşmanları: Doğu Asya Tarihinde Göçebe Gücün Yükselişi’, hem arkeolojik hem de eldeki yazılı kaynaklardan hareketle, antik Çin tarihine ve gölgede bırakılmış göçebe imparatorluğa dair yeni bir metodolojik yaklaşım getiriyor.

Antik Çin ve ötesindeki dış ilişkiler üzerine çalışanlar yahut konuya ilgi duyanlar için vazgeçilmez bir kaynak.

  • Künye: Nicola di Cosmo – Antik Çin ve Düşmanları: Doğu Asya Tarihinde Göçebe Gücün Yükselişi, çeviren: Gaye Yavuzcan, Kronik Kitap, tarih, 448 sayfa, 2022