Gürsel Korat – Sokakların Ölümü: Kayseri’de ve Şehirlerimizde… (2009)

Gürsel Korat imzalı ‘Sokakların Ölümü’nün ilk baskısı 1997 yılında yapılmıştı.

Gözden geçirilmiş, genişletilmiş bir baskıyla yeniden raflardaki yerini alan çalışmasında Korat’ın, Kayseri, Kapadokya ve Akdeniz havzasında buralara benzeyen başka şehirler üzerine kaleme aldığı yazılardan oluşuyor.

Buradaki yazıları özgün kılan bir hususun da, görülen yerleri tasvir etmekle yetinmeyip, önemli birer abide olan sokakların yok edilmesine duyulan bir tepkiyi ve öfkeyi dile getirmeleridir diyebiliriz.

“Sokakların sözünün” izini süren Korat, kayıp geçmişimizin izlerini bulmak için Kayseri’den yola çıkarak, Akdeniz havzasındaki Pompoeii’ye kadar uzanıyor.

  • Künye: Gürsel Korat – Sokakların Ölümü: Kayseri’de ve Şehirlerimizde…, İletişim Yayınları, şehir, 189 sayfa

Gürsel Korat – Dil, Edebiyat ve İletişim (2008)

‘Dil, Edebiyat ve İletişim’, Ankara’da Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Gürsel Korat’ın özellikle iletişim fakültelerinde okuyan öğrenciler için kaleme aldığı bir kitap.

Fakat Korat’ın çalışmasında dil, edebiyat ve iletişim ilişkisini örnekler üzerinden anlatmasının da, öğrencilerin yanı sıra konuyla ilgilenen her okur-yazar için ilgi çekici olacağını söylemekte fayda var.

Tarihsel süreçte basın dilinin gelişimi; yazı türleri ve basın ilişkisi; basın dili ve söylemin yapısı; edebiyat ve iletişim; imge iletişiminin ne anlama geldiği; edebiyat, siyaset, “öteki” ilişkisi ve edebi iletinin kaynakları, Korat’ın ele aldığı konulardan birkaçı.

  • Künye: Gürsel Korat – Dil, Edebiyat ve İletişim, İletişim Yayınları, dil, 223 sayfa

Gürsel Korat – Kalenderiye (2017)

  • KALENDERİYE, Gürsel Korat, Yapı Kredi Yayınları

kalenderiye

Kalenderiye, Gürsel Korat’ın Kapadokya konulu romanlarının üçüncüsü. Roman, Mazzone, Yusuf Pîr ve Bahri Paşa isimli karakterleri üzerinden 14. ve 16. yüzyılların İtalya ve Kayseri’sinde bir yolculuğa çıkıyor. İnsanın zaafları, aşk, aidiyet, arayış ve inanç gibi temalar etrafında örülen bu hikâye, 2009’da Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü’nü de kazanmıştı.