İpek Özbey, Onur Alp Yılmaz – Orta Sınıfın Düşüşü (2025)

İpek Özbey ve Onur Alp Yılmaz’ın ‘Orta Sınıfın Düşüşü’ adlı kitabı, hem Türkiye’de hem de dünyada demokrasinin ve toplumsal dengenin dayandığı omurganın nasıl çöktüğünü inceliyor. Yazarlar, orta sınıfın çöküşünü salt ekonomik bir hikâye olarak değil, siyasal, kültürel ve ahlaki bir kırılma olarak yorumluyor. Refah devletinin yükselişiyle 1945 sonrası güç kazanan bu kesim, neoliberal dönemde borç, güvencesizlik ve kimlik siyaseti arasında sıkışıyor. Eğitim, bir zamanlar sınıf atlamanın anahtarıyken bugün eşitsizlikleri yeniden üreten bir mekanizmaya dönüşüyor. Orta sınıfın çöküşüyle birlikte toplumun makul sesi, kamusal vicdanı ve ölçülülük kültürü de eriyor.

Kitap, bu sürecin tesadüfi değil, sistematik bir dönüşüm olduğunu savunuyor. 1980’lerden itibaren uygulanan neoliberal politikalar, devletin küçülmesi, sendikaların zayıflaması ve kamusal alanın daralmasıyla güçlü bir orta sınıfın tasfiyesini hızlandırıyor. Soğuk Savaş döneminde kapitalizmin meşruiyet zeminini oluşturan orta sınıf, sosyalizmin çöküşüyle “gereksiz maliyet” olarak görülmeye başlanıyor. Böylece hem ekonomik refah hem de demokratik temsil alanı daralıyor.

‘Orta Sınıfın Düşüşü’, Türkiye’deki rejim kriziyle birlikte yaşanan toplumsal savrulmayı da bu küresel çerçeveye oturtuyor. Orta sınıfın düşüşü, sadece gelir dağılımı değil; liyakat, kamusal ahlak ve temsil krizidir. Kitap, bu kaybın demokrasiyi nasıl temelsiz bıraktığını gösteriyor ve okuyucusunu geleceğe dair yeni bir toplumsal-siyasal tahayyül kurmaya davet ediyor.

  • Künye: İpek Özbey, Onur Alp Yılmaz – Orta Sınıfın Düşüşü, İnkılap Kitabevi, inceleme, 136 sayfa, 2025

Zeliha Bürtek – Sosyal Çürüme (2025)

Zeliha Bürtek’in ‘Sosyal Çürüme’ adlı kitabı, Türkiye’deki ekonomik sıkıntıların ötesine geçerek, toplumsal yapının derinlerinde biriken ahlaki, kültürel ve duygusal tahribatı görünür kılıyor. Kitap, bir sokak röportajında Zeliha Bürtek’in söylediği o yankı uyandıran cümleden yola çıkıyor: “Türkiye’de sosyal çürüme var, dönüşü olmayan bir yerdeyiz.” Bu cümle, yalnızca ekonomik krizlerin değil, bir toplumun iç dengelerini yitirmesinin ifadesine dönüşüyor.

Gülşen İşeri, Bürtek’le yaptığı uzun söyleşide, toplumsal çözülmenin gündelik hayatın her alanında nasıl hissedildiğini derinlemesine tartışıyor. Kadına yönelik şiddetten toplumsal dayanışmanın zayıflamasına, tahammülsüzlükten umutsuzluğa kadar birçok sorunu, ekonomik gerekçelerin ötesine taşıyor. Bürtek’in gözlemleri, toplumun yalnızca yoksullaşmadığını, aynı zamanda değer kaybına ve vicdani bir körleşmeye sürüklendiğini ortaya koyuyor.

Kitap, “sosyal çürüme”yi bir teşhis olarak değil, bir yüzleşme alanı olarak ele alıyor. Bürtek, sorunları konuşmaktan korkmayan, sessizliğe direnen bir ses olarak, insanın insana, topluma ve doğaya yabancılaşmasının tarihsel köklerini sorguluyor. Bu sorgulama, aynı zamanda bir umut çağrısına dönüşüyor: eğer çürüme insani bir süreçse, iyileşme de öyle olabilir.

‘Sosyal Çürüme’, yalnızca bir röportaj değil; Türkiye’nin ruh haline tutulmuş bir ayna. Okurunu, içinde yaşadığı düzeni yeniden düşünmeye ve dayanışmanın, adaletin ve vicdanın yeniden inşasına davet ediyor. Çünkü, Bürtek’in de dediği gibi, bu çürüme yalnızca bireysel değil — hepimizin ortak hikâyesi.

  • Künye: Zeliha Bürtek – Sosyal Çürüme, söyleşi: Gülşen İşeri, İnkılap Kitabevi, inceleme, 184 sayfa, 2025

Vybarr Cregan Reid – Modern İnsanın Evrimi (2025)

 

Vybarr Cregan Reid’in bu çalışması, modern yaşamın insan bedenini nasıl dönüştürdüğünü inceliyor. ‘Modern İnsanın Evrimi: Kendi Yarattığımız Dünya Bizi Nasıl Değiştiriyor?’ (‘Primate Change: How the World We Made is Remaking Us’) teknolojik, çevresel ve toplumsal değişimlerin evrimsel süreci nasıl etkilediğini sorguluyor ve insan bedeninin bu yeni dünyaya uyum sağlamakta zorlandığını ortaya koyuyor.

Kitap, insanın binlerce yıl süren evrimine karşılık son birkaç yüzyılda yaşanan ani değişimlerin; duruş bozukluklarından uyku sorunlarına, ruh sağlığı problemlerinden obeziteye kadar pek çok fiziksel ve zihinsel sorunu beraberinde getirdiğini savunuyor.

Reid, ayakkabılarla yürümekten ofis sandalyelerinde oturmaya, ekranlara bakmaktan yapay ışığa kadar pek çok alışkanlığın bedenimizi doğal ortamdan kopardığını belirtiyor. Modern insanın, evrimsel olarak tasarlanmadığı bir yaşam biçimini sürdürmeye çalıştığını vurguluyor.

Yazar, bu dönüşümün sadece olumsuz olmadığını da kabul ediyor; mesela tıptaki gelişmelerin ve bazı teknolojik olanakların yaşam kalitesini artırdığını belirtiyor. Ancak bu değişimin bedenimizle olan ilişkimizi kökten değiştirdiğine dikkat çekiyor.

‘Modern İnsanın Evrimi’, insan bedeniyle çağdaş yaşam arasındaki çatışmayı anlamak isteyenler için bilimsel verilerle zenginleşmiş, düşündürücü bir çalışma.

  • Künye: Vybarr Cregan Reid – Modern İnsanın Evrimi: Kendi Yarattığımız Dünya Bizi Nasıl Değiştiriyor?, çeviren: Mirhan Petek, İnkılap Kitabevi, bilim, 424 sayfa, 2025

John O’Neill – Müsrif Deha Nikola Tesla (2024)

John O’Neill imzalı ‘Müsrif Deha Nikola Tesla’, okuru, sıra dışı bir zekâ ve çığır açan icatlarla dolu olan Nikola Tesla’nın hayatına dair derinlemesine bir yolculuğa davet ediyor.

Tesla’nın elektrik alanındaki öncü araştırması, onu bilimin tanrısı konumuna yükseltiyor.

O’Neill, mucit olma arzusu ve bilime olan tutkusuyla şekillenen Tesla’nın çocukluktan başlayan kariyerine, bilim dünyasındaki yükseliş ve düşüşlerine odaklanıyor.

Tesla’nın bilim dünyasındaki çığır açan başarılarını içtenlikle ele alırken, içsel çatışmalarına, yalnızlığına ve hayal kırıklıklarına da adil bir yaklaşım sergiliyor.

‘Müsrif Deha Nikola Tesla’, sadece bir bilim kitabı değil, aynı zamanda bir insan hikâyesi.

Tesla’nın hayatını okurken bir yandan dehasını ve karmaşık kişiliğini keşfedecek, bir yandan da onun hayatındaki dönüm noktalarını deneyimleyecek ve bilim dünyasındaki unutulmaz bir figürle tanışacaksınız.

  • Künye: John O’Neill – Müsrif Deha Nikola Tesla, çeviren: Yusuf Tolga Şar, İnkılap Kitabevi, bilim, 264 sayfa, 2024

Gillian Rose – Görsel Metodoloji (2023)

  • Keşfetmek istediğiniz, ancak araştırmanıza nasıl başlayacağınızı veya hangi yöntemleri seçeceğinizi bilmediğiniz bazı heyecan verici resimler mi buldunuz?
  • Görsel kültürün bir yönü hakkında cevaplamak istediğiniz bir sorunuz mu var?

Hangi düzeyde deneyime sahip olursanız olun, bu klasik metin size bir görsel yöntemler araştırma projesini tamamlamak, her adımın arkasındaki mantığı anlamak ve görsel görüntüleri yorumlamamızı şekillendiren bağlamlar ve güç ilişkileriyle meşgul olmak için ihtiyaç duyduğunuz temel becerileri sağlayacak türden.

Kitap adım adım net bir yaklaşımla şunları içeriyor:

  • Yöntemlerin pratikte ve farklı görsel materyallerle nasıl çalıştığını göstermek için her yöntem bölümündeki anahtar örnekler
  • Yöntemlerin belirli bölümlerinde becerilerinizi uygulamanıza ve yöntemin bazı karmaşıklıklarını anlamanıza yardımcı olan ‘Odaklanma’ ve ‘Tartışma’ özellikleri
  • Kitap boyunca entegre edilmiş, Instagram ve TikTok gibi dijital görsel medyayı kullanarak araştırma yapma konusunda rehberlik

Bu çok satan kritik kılavuz, sosyal bilimler ve beşeri bilimler genelinde lisans öğrencileri, mezunlar, araştırmacılar ve akademisyenler için görsel yöntem projeleri için mükemmel bir arkadaştır.

  • Künye: Gillian Rose – Görsel Metodoloji, çeviren: Gizem Akgülgil, İnkılap Kitabevi, inceleme, 504 sayfa, 2023

Yankı Yazgan – Romantik Bilim (2023)

Bilimin romantiği olur mu, demeyin.

“Bilimsel bakış değişmezlik içeren bir dogma değildir. Örneğin, tıp ve hekimlikte bilimin güncel verileriyle ele alınan her sorun kişinin yaşantısına ve kişiliğine bağlı etkenlere göre yaşanır. Bir yandan sosyal ve ekonomik belirleyicilerin gölgesi bu yaşantının üzerine düşer. Hekimler, klinisyenler ne olup bittiğini moleküler düzeyden kişinin yaşantısına kadar taşıyıp hastanın ve çevresinin dünyası içinde yer aldıklarında, romantik bilim ilkeleri işlemeye başlar.”

Yankı Yazgan ‘Romantik Bilim’deki yazılarının bazılarında 1980’lerin başında henüz oturduğu hekim koltuğundan, bazılarında gazete köşelerinden okuruyla adeta karşılıklı sohbet ediyor.

Son 40 yıllık dönemin geçen yüzyıldaki kısmında yazdığı yazılarda, beyin ve davranış bilimleri ile gündelik yaşantılar arasındaki bağlantıları anlamaya çalışırken öğrendiklerini paylaşıyor.

Yetişkin hayata yaşanabilir bir yeryüzü, barışçı ve eşitlikçi bir toplum ve mutluluk ve sağlık arayışları ile başlamış bir genç hekim/araştırmacının bilim, ruh sağlığı ve gündelik hayat hakkında yazdıklarında hayatlarımızda yıllar içinde aynı kalanları ve değişenleri de izliyoruz.

  • Künye: Yankı Yazgan – Romantik Bilim: Bilim, Ruh Sağlığı ve Hayata Dair, İnkılap Kitabevi, deneme, 264 sayfa, 2023

Cecilia Klynne ve Allan Klynne – Antik Dönemin Rekorları (2023)

Şaşırtıcı olaylar, büyük başarılar ya da başarısızlıklar tarihin ilk dönemlerinden beri insanların dikkatlerini çekmeyi başarmıştır.

En edepsiz imparatoriçe, en büyük tribün kavgası, olimpiyatlardaki ilk şike, ilk olimpiyat şampiyonu, en çok hayvan öldüren imparator, en pahalı parfüm, en güzel model, en yıkıcı deprem, en zalim imparator, en pahalı kitap, en kuvvetli imparator, en uzun kişi…

İsveçli arkeologlar Allan ve Cecilia Klynne, klasik edebiyat ve kültürel belleğimizin ayrılmaz bir parçası haline gelen anekdotları, hikâyeleri, efsaneleri ve eserleri tarayarak antik Yunan ve Roma dönemine ait şaşırtıcı, eğlenceli ve tüyler ürpertici yaklaşık 800 başlığı bir ciltte derlemiş.

  • Künye: Cecilia Klynne ve Allan Klynne – Antik Dönemin Rekorları, çeviren: Ufuk Çoksürer, İnkılap Kitabevi, tarih, 280 sayfa, 2023

Andrew Less – Şehirlerin Tarihi (2022)

İlk şehirler, MÖ 4. binyılın ortalarından başlayarak, dünyanın çeşitli yerlerinde çoğunlukla birbirinden bağımsız olarak ortaya çıktı ve bazı aksiliklere rağmen, büyümeleri günümüze kadar devam etti.

Şehirler, kırsal kesimden, sakinleri öncekilerden ve kırsal çağdaşlarından oldukça farklı koşullar altında yaşayan yeni insan yerleşimleri biçimleri olarak ortaya çıktı.

Uzun zamandır dünya nüfusunun sadece küçük bir azınlığını barındırdıkları gerçeğine rağmen, doğdukları toplumlar üzerinde derin etkileri oldu.

‘Şehirlerin Tarihi’, antik çağlardan 21. yüzyıla kadar kentsel merkezlerin yükselişi ve gelişiminin hikayesini anlatıyor.

MÖ 4. binyılda Yakın Doğu’daki ilk şehirlerin kurulmasıyla başlar ve Hindistan’daki İndus Nehri Vadisi’ndeki kentsel büyümenin yanı sıra Mısır ve Akdeniz’i çevreleyen bölgeleri incelemeye devam eder.

Atina, İskenderiye ve Roma hem siyasi hem de kültürel olarak öne çıkar.

Batıda Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla birlikte Avrupa şehirleri uzun bir zayıflama ve gerileme dönemine girdi.

Kitap, bu uzun ve oldukça inişli çıkışlı hikâyeyi kapsamlı bir bakışla izliyor.

  • Künye: Andrew Less – Şehirlerin Tarihi, çeviren: Tuğba Bektaş Sünnetçi, İnkılap Kitabevi, şehir, 156 sayfa, 2022

Meri Çevik Simyonidis – Unutulmaz Hayatların Reçeteleri (2020)

İstanbul mutfağının böylesi zengin oluşunda, Rum lezzetlerinin büyük payı vardır.

Meri Çevik Simyonidis’in bu harikulade eseri de, müziğin hiç dinmediği meyhanelerden, mis kokulu pastanelere, şekerlemecilerden çikolata fabrikalarına, bu lezzetlerin izini sürüyor.

Bizi, İstanbul’un o eski güzel günlerinde yolculuğa çıkaran ‘Unutulmaz Hayatların Reçeteleri’, İnci Pastaneleri, Elit Çikolata, Todori Meyhanesi ve Neşe Taverna gibi, İstanbul’un geçmişi ve kültürel tarihinde silinmez izler bırakmış pek çok mekânın işletmecileriyle yapılan söyleşiler barındırıyor.

Bu söyleşiler de, özel yemek tarifleri, altın değerinde tavsiyeler ve Rum ustaların hayat hikâyelerinden çarpıcı detaylarla zenginleşmiş.

  • Künye: Meri Çevik Simyonidis – Unutulmaz Hayatların Reçeteleri, İnkılap Kitabevi, yemek, 344 sayfa, 2020

Orhan Bahtiyar – Ateş Kırmızısı (2016)

Başrolünde Osmanlı’nın saray ressamı Fausto Zonaro’nun bulunduğu, II. Abdülhamit döneminin İstanbul’unu farklı karakterlerin yaşadıkları ekseninde tasvir eden bir roman.

İttihat ve Terakki liderleri ve Osman Hamdi gibi ünlü sanatçılarla dostluklar kuran Zonaro, meşrutiyetin ilanıyla sıkıntılı zamanların yaşandığı İstanbul’da yönünü bulmaya çalışacaktır.

  • Künye: Orhan Bahtiyar – Ateş Kırmızısı, İnkılap Kitabevi