Desmond Morris – Sürrealistlerin Hayatları (2024)

Magritte ile Miró kadar birbirinden farklı iki sanatçının beraber yer aldığı başka hiçbir sanat hareketi tarihte görülmez.

Bunun nedeni sürrealizmin bir sanat hareketi olarak değil, bir felsefi strateji olarak doğmuş olmasıdır.

Sürrealizm bir yaşam tarzıydı; Birinci Dünya Savaşı’nda dünyaya korkunç bir kıyım yaşatmış yerleşik düzene karşı bir başkaldırıydı.

Bilinçdışının kuytuda kalmış, en karanlık yanlarından beslenen sürrealist yapıtlar gerçekten olağanüstüydü ve uluslararası bir nitelik taşıyordu.

Tanınmış yazar ve sürrealist sanatçı Desmond Morris kitabında sürrealistlerin çalışmalarını çözümlemeye çalışmak yerine onlara insan olarak, sıra dışı bireyler olarak bakıyor.

Bu sanatçıların kişilikleri nasıldı; güçlü ve zayıf karakter özellikleri, tercihleri nelerdi?

Sosyal bir hayat mı sürüyorlardı, yoksa münzevi miydiler?

Ayrıksı ve cüretkâr mı, yoksa içe kapanık ve çekingen miydiler?

Morris’in aktardığı komik, sarsıcı, eğlenceli anekdotlar sürrealist felsefeye yaklaşım açısından sanatçıların eserlerinde ve hayatlarında gözlenen çarpıcı değişkenliği de açığa çıkarıyor.

Yazarın kişisel tanıklıklarından faydalanılan kitapta, sürrealistlerin yaşam öyküleri, mizaçları ve çoğu zaman karmaşık aşk hayatları, sanatçıların fotoğrafları ve eserleriyle birlikte çok canlı bir tarzda resmediliyor.

  • Künye: Desmond Morris – Sürrealistlerin Hayatları, çeviren: Ebru Kılıç, İş Kültür Yayınları, sanat, 272 sayfa, 2024

Ervand Abrahamian – Darbe 1953 (2023)

Tam yetmiş yıl önce, 1953’te İran’da Başbakan Musaddık’ın seçilmiş hükümetine karşı gerçekleştirilen CIA darbesi, hem İran’ın hem de tüm Ortadoğu’nun kaderi üzerinde belirleyici bir etki yaptı, 1979’da Humeyni’yi iktidara taşıyan Devrim’e kadar uzanan etkileri oldu.

Ervand Abrahamian’ın British Petroleum, İngiltere ve ABD Dışişleri bakanlıkları arşivlerinden çıkan yeni belgelere, ayrıca dönemin İranlı siyasetçilerinin hatıralarına ve söyleşilerine dayanarak kaleme aldığı ‘Darbe 1953: Modern ABD-İran İlişkilerinin Kökleri’ adlı kitabı, darbe sürecini İran’da petrolün millileştirilmesi mücadelesinden başlayarak adım adım anlatıyor.

Darbe’yi Soğuk Savaş bağlamında ele alan geleneksel yorumlara karşı çıkan Abrahamian, konuyu emperyal güçlerle yükselen ulus-devletler arasındaki mücadele çerçevesine yerleştiriyor.

İngiltere ve ABD gizli servisleriyle “Yedi Kızkardeş” diye bilinen dev petrol şirketlerinin, Musaddık’ın Petrolü Millileştirme Yasası karşısında nasıl paniğe kapıldıklarını, bunun diğer petrol üreticisi ülkelere örnek olmasından nasıl ürktüklerini, İran içindeki geniş işbirliği ağlarını belgelerin dilinden gözler önüne seriyor.

Sadece dünün değil günümüzün uluslararası ilişkileri açısından da aydınlatıcı bir eser.

Noam Chomsky bu kitap için “Çağdaş dünyayı anlamak konusunda çok büyük bir katkı.” diyor.

  • Künye: Ervand Abrahamian – Darbe 1953: CIA ve Modern ABD–İran İlişkilerinin Kökleri, çeviren: Zeynep Rona, İş Kültür Yayınları, tarih, 200 sayfa, 2023

Guillaume Pitron – Dijital Cehennem (2023)

Kablolu dünyanın maddi etkileri, ekonomik ve jeopolitik meseleleri hakkında gözlerimizi açan, gerilim filmi gibi sürükleyici bir araştırma.

Guillaume Pitron, internetin sözde gayrimaddiliğinin, teknoloji simsarlarının en tehlikeli masallarından biri olduğunu ortaya koyuyor.

Dijital dünya bizi kapitalizmin yıkıcı eğilimlerinden kurtarmak bir yana, bu eğilimleri daha da yoğunlaştırıyor; teknoloji şirketleri çevre üzerindeki etkilerine aldırmaksızın katlanarak hızlanan, plansız bir büyümeye kendilerini adamış durumdalar.

Çoktan berbat hale getirdiğimiz analog dünyamızdan dijital bir alternatife kaçamayacağımızı ikna edici bir şekilde gösteren bir kitap.

Sorunlarımız maddi ve maddi çözümler gerektiriyor.

Ünlü bir gazeteci ve program yapımcısı olan Pitron iki yıl boyunca dört kıtada sürdürdüğü titiz araştırmasıyla dijital dünya serabının ardındaki karanlık gerçeği, sadece adı sanal olan bir teknolojinin anatomisini gözler önüne seriyor.

İletişim kurmak, çalışmak ve tüketmek için kullandığımız dijital teknolojinin sandığımızdan çok daha somut olduğunu ve önümüzdeki onyıllarda dünyanın biyofizik sınırlarının aşılmasında başrolü oynayacağını öne sürüyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Ekolojik ayakizinin en iyi şekilde küçültülmesini sağlayan araç olarak göklere çıkartılan dijital yaşam tarzı, küresel ısınmaya en büyük katkıda bulunan ve en kalıcı damgayı vuran malzemeleri oburca tüketmektedir.”

  • Künye: Guillaume Pitron – Dijital Cehennem: Bir Like’ın Ucuna Yolculuk, çeviren: Alp Tümertekin, İş Kültür Yayınları, inceleme, 264 sayfa, 2023

Robin Milner-Gulland – Ruslar (2023)

Halkların Tarihi dizisi içinde yer alan bu kitap, özellikle 17. yüzyıldan bu yana dünya tarihinde her zaman önemli bir yer işgal eden bir halkı, kuzey komşumuz Ruslar’ı anlatıyor.

Rus edebiyatı, sanatı ve kültür tarihi alanının önde gelen uzmanlarından Robin Milner-Gulland, bu çalışmasında, bir “zihin arkeolojisi”, farklı çağları kat eden bir kültür tarihi perspektifinden hareket ediyor.

Rusya tarihini genellikle Büyük Petro ve modernleşme süreciyle başlatan baskın eğilimin aksine, 1700 öncesi döneme, “Eski Rusya”ya da önemli bir yer ayıran Milner-Gulland, ilk kroniklerden modern döneme dek Rus kültürünün evrimine damgasını vuran temel dinamikleri, inanç yapılarını, “ikonalar âlemi”ni zengin örneklerle anlatıyor.

Ruslar’ın zihniyet dünyasını anlamak için önemli bir giriş kitabı.

  • Künye: Robin Milner-Gulland – Ruslar, çeviren: Bahar Tırnakçı, İş Kültür Yayınları, tarih, 352 sayfa, 2023

Kolektif – Cumhuriyetin İlk Sayımı (2023)

Cumhuriyetin ilk nüfus sayımı (tahrir-i nüfus), Haziran 1926’da TBMM’de kabul edilen kanun çerçevesinde 28 Ekim 1927 tarihinde yapıldı.

Ülke nüfusunu, toplumsal ve iktisadi özelliklerini modern yöntemlerle sayabilmek ve izleyebilmek için güvenilir verilere ihtiyaç duyan yeni devlet, okuryazarlıktan anadile, cinsiyetten mesleklere kadar pek çok bilginin toplanarak bir araya getirilmesini sağladı.

Böylece bu sayım, Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye nüfusunun özellikleri hakkında çok değerli bilgiler sağlıyor.

İlk nüfus sayımı, yasama, yargı, eğitim, sağlık, ekonomi ve kültür alanlarındaki yenileşme hareketi için de kritik önemdeydi.

Şevket Pamuk’un değerli katkısıyla hazırlanan bu çalışmada, 1927 sayımından sonra yayımlanan verileri orijinal haliyle sunuluyor, sayım hazırlıkları, sayım günü ve sonrasında toplumun bu faaliyete katılımına dair dönem basınında yer alan yazılar, fotoğraflar, karikatürler ve belgeler de paylaşılıyor.

  • Künye: Kolektif – Cumhuriyetin İlk Sayımı (1927 Nüfus Tahriri), İş Kültür Yayınları, inceleme, 272 sayfa, 2023

Reiner Stach – Bu Kafka mı? (2023)

Edebiyat tarihinin en özgün isimlerinden Franz Kafka’nın gerçek kişiliği, yıllar boyunca yaşam öyküsüne ilişkin rivayet ve varsayımların gölgesi altında kaldı.

Yarattığı Gregor Samsa, Josef K. gibi absürt olduğu kadar realist karakterler yazarın imajı üzerinde egemenlik kurdu.

2000’li yıllarda hakkında 130.000’e yakın internet sitesi bulunan Kafka, çoğunlukla ürkütücü, bazen patolojik, anlaşılmayacak kadar derin, rahatsız bir ruh olarak düşünülüyor, betimleniyordu.

Alman yazar ve araştırmacı Reiner Stach, uzun yıllara yayılan incelemesiyle Kafka üzerine bu rivayetler ve varsayımlar yığınına meydan okuyor.

Yazarın yaşamının çeşitli evrelerine, kişiliğinin farklı yönlerine ilişkin 99 keşif üzerinden, Kafka üzerindeki devasa gizem perdesini aralıyor.

  • Künye: Reiner Stach – Bu Kafka mı?: 99 Keşif, çeviren: Regaip Minareci, İş Kültür Yayınları, biyografi, 368 sayfa, 2023

Lincoln Paine – Deniz ve Uygarlık (2023)

‘Deniz ve Uygarlık’, şimdiye kadar yazılmış en iyi dünya denizcilik tarihi çalışması olabilir.

Kitap, insanlık tarihini insanın denizle ilişkisinin başlangıcından günümüze kadar süregelen öyküsü üzerinden anlatan anıtsal bir eser.

İnsanların birbirleriyle ve doğayla çağlar boyunca okyanuslar, denizler ve nehirler üzerinden nasıl bağlantı kurduklarını gözler önüne seren bu hayranlık verici tarih çalışması, yeryüzünü kaplayan sularda dillerin, dinlerin, kültürlerin ve malların dolaşımının, deniz savaşlarıyla deniz ticaretinin, korsanlıkla keşiflerin sürükleyici öyküsünü paylaşıyor.

Lincoln Paine bizi tüm dünya okyanuslarında ve denizlerinde seyrüsefere çıkardığı bu kitabında, uzak atalarımızın Afrika ve Avrasya’dan deniz yoluyla çıktıkları uzun mesafeli göç maceralarından günümüzün nükleer denizaltılarına ve konteyner taşımacılığına kadar denizin ve denizciliğin çok kapsamlı bir tarihini sunuyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Dünyayı görme şeklinizi değiştirmek istiyorum. Özel olarak, dikkatinizi, önünüzdeki görüntünün yüzde 70’ini örten mavilere odaklayarak ve toprak tonlarının solmasını sağlayarak, dünya haritasını görme şeklinizi değiştirmek istiyorum.”

  • Künye: Lincoln Paine – Deniz ve Uygarlık: Dünya Denizcilik Tarihi, çeviren: Nurettin Elhüseyni, İş Kültür Yayınları, tarih, 760 sayfa, 2023

Christine Ulivucci – Fotoğrafların Anlattığı (2023)

‘Fotoğrafların Anlattığı’, aile fotoğraflarına bambaşka bir gözden bakmak, yahut daha iyi fotoğraf okumak isteyenler için birebir.

Bir nevi psiko-şecere.

  • Neden bazı insanlar tüm zamanlarını çevrelerinin fotoğrafını çekerek geçirirler?
  • Fotoğraflar neden bazı ailelerde daha göz önündeyken başka ailelerde ortada görünmez?
  • Fotoğraflar ailemizin bilinçdışıyla ilgili neleri açığa vurur?

Aile fotoğraflarını, otoportreleri, tatil, ev ve manzara fotoğraflarını okumayı öğreten bu güzel denemede Christine Ulivucci, görüntülerin mahrem sırlarımızı ve yaralarımızı nasıl içinde barındırdığını ve bizi nasıl iyileştirebileceğini gösteriyor.

  • Künye: Christine Ulivucci – Fotoğrafların Anlattığı: Aile Belleğini Yeniden Okumak, çeviren: Zehranur Yılmaz Kahyaoğulları, İş Kültür Yayınları, inceleme, 240 sayfa, 2023

Paul Slack – Veba (2023)

Oxford Üniversitesi’nin cep kitapları serisinden yayımlanan bu kitapta Paul Slack bizleri ne yazık ki hâlâ sonlanmamış bir küresel yolculuğa çıkarıyor.

Bu yolculukta 1347’de başlayıp Avrupa’yı büyük bir kırıma uğratarak Çin ve Hindistan’a dek uzanan Büyük Veba Salgını “Kara Ölüm”den 1665’teki Büyük Londra Salgını’na, bahsi geçen tarihlerin öncesinde karşımıza çıkmaya başlayıp günümüze dek uzanan büyük ölümcül felaketlere tanık oluyoruz.

Vebanın, pençesine düşen insanlar açısından ne anlama geldiğini araştıran yazar, büyük salgınların doğurduğu krizlerde insanların ölümle ve hastalıkla nasıl baş ettiklerini odağına alıyor.

Devletlerin onunla savaşa nasıl başladığını araştırıyor, bu illetin modern halk sağlığı yaklaşımını nasıl etkileyip tarihimizi nasıl şekillendirdiğini ortaya koyuyor.

Vebanın tarihte yüzyıllar boyunca yarattığı etkinin izini sürerek onun yorumlanma biçimlerine, sanatta ve edebiyatta doğurduğu güçlü imgelere özellikle dikkat çekiyor.

Ortaya çıkan salgın tablosu, yakın zamanda yaşanan COVID-19 pandemisine bakış açısından okurlara derin bir tarihsel perspektif sunuyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Veba tarihi kitapları bize salgınların ortaya çıkmasında ve onlara verilen tepkilerde kültürlerin ve kurumların, bağlamların ve etkenlerin önemini anlatır. İnsanların düşünce ve yaşam tarzlarının, ulaşabildikleri bilgi türlerinin ve benimsedikleri davranış biçimlerinin (kaçmak, mücadele etmek ya da düpedüz kaderci davranmak) fark yarattığını gösterir. Fakat bir salgının başlamasından sonra acısız zafer ihtimalini vaat etmezler.”

  • Künye: Paul Slack – Veba: Kısa Bir Giriş, çeviren: Nurettin Elhüseyni, İş Kültür Yayınları, tarih, 160 sayfa, 2023

Kemal Arı – Büyük Mübadele (2023)

1919-1922 tarihleri arasında yaşanan Milli Mücadele’nin kazanılmasının ardından Anadolu’daki Rumların bir kısmı Yunan ordusu ile birlikte yaşadıkları toprakları terk etmeye başladı.

Lozan Barış Konferansı toplandığında nüfus değişimi (mübadele) konusu ivedi olarak gündeme geldi ve Türkiye ve Yunanistan, savaş sonrası ortaya çıkan azınlık sorunlarının bir nüfus mübadelesi ile çözülmesini kabul etti.

Komisyonların tartışmalı konularda uzlaşma sağlamasıyla, 30 Ocak 1923 günü Türk ve Rum Nüfus Mübadelesi’ne İlişkin Sözleşme ve Protokol imzalandı.

Mübadele zorunlu olacak ve İstanbul dışında yaşayan Rum Ortodoks Türk uyruklular ile Batı Trakya dışında yaşayan Müslüman Yunan uyrukluları kapsayacaktı.

Kemal Arı bu çalışmasıyla, Türk-Yunan Savaşı’nın hemen sonrasında gerçekleştirilen mübadelenin 100. yılında, ağırlıkla Türkiye’ye zorunlu göç ile göçe ilişkin sorunları doğrudan yaşamış insanlara, toplumsal oluşumlara ve bu oluşumların siyasal düzeyde yansımalarına odaklanıyor.

  • Künye: Kemal Arı – Büyük Mübadele, İş Kültür Yayınları, tarih, 392 sayfa, 2023