Bedri Rahmi Eyüboğlu – Sabır ile Koruk (2008)

Türkiye’nin önemli gazeteci-yazarlarından Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun toplu yazılarının beşinci cildi olan ‘Sabır ile Koruk’, kendisinin 1952-1953 arasında kaleme aldığı, bazıları dönemin dergi ve gazetelerinde yayınlanmış yazılarını bir araya getiriyor.

Eyüboğlu’nun üslubunu bilenlerin de tahmin edebileceği gibi, gezi izlenimleri, güzel sanatlar ve toplumsal sorunlar gibi pek çok konuda kaleme alınmış bu yazılar, güncel yazıların aksine, birer deneme niteliğinde.

Eyüboğlu’nun herhangi bir yerde yayınlanmamış yazıları da, kitapta kronolojik olarak yer alıyor.

  • Künye: Bedri Rahmi Eyüboğlu – Sabır ile Koruk, İş Kültür Yayınları, deneme, 322 sayfa

Sine Boran Art – Çerkes Kızından Tarifler (2017)

Çerkes mutfağı hem çok lezzetlidir hem de hiçbir yiyeceği asla ziyan etmemesiyle oldukça tutumludur.

Bu kitabın yazarı Sine Boran Art da, Çerkes mutfağından yemeklerin sunulduğu İstanbul Rahmanlar’daki Çerkes Kızı lokantasını 1997-2013 arasında annesiyle birlikte işletmişti.

Lokanta, bilindiği gibi kapandı. Fakat bu, Sine Boran Art’ın Çerkes mutfağı konusundaki çabasını sonlandırmadı.

Yazar, elimizdeki kitabından da görüleceği üzere, bu zengin kültürü tüm özgünlüğüyle tanıtmaya devam ediyor.

Görsel açıdan oldukça zengin olan kitap,

Çorbalar,

Et yemekleri,

Kümes hayvanı ve yumurta yemekleri,

Sebze yemekleri ve salatalar,

Hamur işleri ve pilavlar,

Ekmekler ve pastalar,

Sütle yapılan yiyecekler,

Soslar,

Ezmeler,

Tatlılar,

Pestiller

Ve içeceklerden oluşan, 130’a yakın birbirinden lezzetli tarif sunuyor.

Kitapta Vedat Milor’un kaleme aldığı bir sunuş yazısı da yer alıyor.

  • Künye: Sine Boran Art – Çerkes Kızından Tarifler, İş Kültür Yayınları, yemek, 300 sayfa

Dina Rizk Khoury – Musul 1540-1834 (2008)

Dina Rizk Khoury, bu çalışmasında, Musul’un üç yüzyılını merkeze alarak, Osmanlı İmparatorluğu’nda devlet ve taşra toplumu ilişkilerini analiz ediyor.

Kitabını, Osmanlı ve Irak arşivlerini tarayarak gerçekleştiren Khoury, merkezi bir devlet ile bir sınır kentinin taşra toplumu arasındaki alışverişle ilgilenmekte.

Khoury’nin, bu ilişkinin söz konusu zaman aralığında, farklı biçimlere bürünerek dönüşüp güçlendiği, kitabın başlıca tezi.

Yazar, sınır kentindeki önde gelen iki hanedan olan Ömerzadeler ve Celilzadeler’in yükseliş ve düşüş hikâyeleri üzerinden, dönemin Osmanlı siyasal iktidarının niteliğini araştırıyor.

  • Künye: Dina Rizk Khoury – Musul 1540-1834, çeviren: Ülkün Tansel, İş Kültür Yayınları, tarih, 328 sayfa

Michael Forrest – Çanakkale Boğaz Savunması (2017)

Osmanlı, 18 Mart 1915’te, kendilerinden kat kat güçlü donanmaya sahip İtilaf Devletleri’ni büyük bir yenilgiye uğratmıştı.

Bu muharebe, Çanakkale Savaşları’nın kaderini yeniden belirlemişti.

Michael Forest elimizdeki nitelikli çalışmasında, bu zorlu muharebenin kapsamlı bir fotoğrafını çekiyor.

İstanbul’u elinde bulunduran İtilaf Devletleri için Çanakkale Boğazı neden önemliydi?

İtilaf Devletleri ile Osmanlı’nın deniz güçleri nasıldı?

Tarafların muharebe hazırlıkları nasıl yapıldı?

Muharebe sürecindeki taktik hatalar nelerdi?

Osmanlı’nın muharebeyi kazanmasını sağlayan faktörler neydi?

Forest’in çalışması, bu ve bunun gibi sorulara doyurucu yanıtlar sunmasıyla önemli.

18 Mart 1915 zaferini getiren Çanakkale Boğazı’ndaki savunmayı oluşturan tahkimatları, ağır topları, mayınları ve torpilleri ayrıntılarıyla öğrenmek isteyenlere.

  • Künye: Michael Forrest – Çanakkale Boğaz Savunması, çeviren: İsmail Hakkı Yılmaz, İş Kültür Yayınları, tarih, 368 sayfa

İbrahim Şimşek – Köy Enstitüsünden Öğretmenliğe, Öğretmenden Öğrenciye (2017)

Köy Enstitülerinin ne denli büyük bir devrim anlamına geldiğini geçen zamanla birlikte daha iyi anlıyoruz.

İbrahim Şimşek de, yolu Köy Enstitüleriyle kesişmiş ve bu ekolün ortaya koyduğu toplumsal, kültürel ve eğitsel dönüşüme birebir tanık olmuş.

İbrahim Şimşek, Ihlara Vadisi’nde Cumhuriyet’in ilk yıllarında, dört çocuklu bir ailenin oğlu olarak doğdu.

Okula çok geç başladı. Zira köyünde ne okul, ne de öğretmen vardı.

Şimşek geç de olsa, meşhur İvriz Köy Enstitüsü’nde eğitim almayı başarır.

Burası, kendisini yeni şeyler öğrenmek ve onları başkalarıyla paylaşmak için öylesine teşvik eder ki, Şimşek bu tutkusunu sonraki kuşaklara aktarmak amacıyla öğretmen olmaya karar verir.

Daha sonra Anadolu’nun farklı yerlerinde görev almaya başlar Şimşek.

Şimşek’in, ülkenin 1930’lardan 1970’lere uzanan dönemiyle iç içe geçen anıları, hem bir eğitimcinin meslek hayatı boyunca yaşadıklarını aktarıyor hem de Köy Enstitüleri deneyimini birinci elden paylaşıyor.

Bu kitap, yalnızca eğitim alanında denenmiş, başarılı olmuş, fakat iktidarın daha sonra korkup yasaklayacağı bir eğitim sistemini anlatmıyor, aynı zamanda ülkenin 1930’lardan bugüne uzanan bir panoramasını da sunuyor.

Şimşek, Atatürk’ün devrimci çizgisine sonuna kadar inanıyor ve bu inançla yazıyor.

  • Künye: İbrahim Şimşek – Köy Enstitüsünden Öğretmenliğe, Öğretmenden Öğrenciye, İş Kültür Yayınları, anı, 400 sayfa

Timothy W. Childs – Trablusgarp Savaşı ve Türk-İtalyan Diplomatik İlişkileri (2008)

Trablusgarp Savaşı, İtalya’nın 1911’de Libya topraklarını işgalinin ardından, İtalya ve Osmanlı İmparatorluğu arasında yaşanmış, tarihe yön veren savaşlardan.

Timothy W. Childs’ın çalışması, İtalya’nın Roma İmparatorluğu hayalleri kurarak gerçekleştirdiği bu emperyalist girişimi, Osmanlı İmparatorluğu’nun o dönemdeki durumu çerçevesinden izliyor.

Yazarın, İtalyan kaynaklarının ve devlet arşivlerinin yanı sıra, Osmanlı Hariciye arşivlerinde de yaptığı incelemelerin ürünü olan kitap, savaşın diplomatik ve askeri yönlerini ele alıyor.

Childs ayrıca, savaş alanındaki ve pazarlık masasındaki süreçleri, dönemin uluslararası dengeleriyle birlikte yorumluyor.

  • Künye: Timothy W. Childs – Trablusgarp Savaşı ve Türk-İtalyan Diplomatik İlişkileri, çeviren: Deniz Berktay, İş Kültür Yayınları, tarih, 333 sayfa

François Dosse – Ufalanmış Tarih (2008)

François Dosse, ‘Ufalanmış Tarih’te, Annales ekolünün tarih konusunda getirdiği yorumun, günümüzde hegemonik bir yapıya büründüğü eleştirisini sunuyor.

Batı’da iki dünya savaşı arasında, Fransa’da yayınlanan Annales dergisi, tarih biliminin ve yazımının geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmasında etkili oldu.

Dosse, bu dergi ve derginin getirdiği tarih yazımı anlayışını masaya yatırıyor.

Yazar ayrıca, “tarihin tarihini” yazan Georges Duby, Emmanuel Le Roy Ladurie, Pierre Chaunu, Jean Bouvier, Marc Ferro ve Fernand Braudel gibi tarihçilerin hikâyesini de eleştirel bir gözle veriyor.

  • Künye: François Dosse – Ufalanmış Tarih, çeviren: Işık Ergüden, İş Kültür Yayınları, tarih, 282 sayfa

Türkan Şoray – Sinemam ve Ben (2017)

Türkan Şoray…

O sıradan bir oyuncu değil. Bir oyuncudan da ve kesinlikle güzel bir kadından da öte bir şey…

1960’larda sinemayla tanışmış, ilk ödülünü 1964’te Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Acı Hayat filmiyle en başarılı kadın oyuncu seçilerek almış ve toplamda 222 filmde rol alarak rekor kırmış, yaşayan bir efsane.

Aynı zamanda senarist, aynı zamanda yönetmen…

Türkan Şoray ‘Sinemam ve Ben’de, hayatına ve Yeşilçam günlerine dair bilinmeyenleri bizimle paylaşıyor.

İstanbul’da orta halli bir ailenin üç çocuğundan biri olarak başlayan hayat…

Eski İstanbul mahallelerinde insan ilişkileri…

Erken yaşlarda başlayan sinema tutkusu…

Yeşilçam’da ilk günler…

Sinemanın büyülü dünyasında tanık olduğu ilginç olaylar…

Bu dünyadan edindiği arkadaşlıklar ve dostluklar…

Bunlar ve ilgi çekici daha pek çok şey, Türkan Şoray’ın sahici anlatımıyla okurunu karşılıyor.

Kitap, yalnızca Türkan Şoray’ın hayatının değil, Türkiye sinemasının ve toplumunun yaşadığı büyük dönüşümün de hikâyesi.

  • Künye: Türkan Şoray – Sinemam ve Ben, İş Kültür Yayınları, anı, 496 sayfa

Jean Bottéro ve Samuel Noah Kramer – Mezopotamya Mitolojisi (2017)

Mezopotamya’da keşfedilmiş en eski mitlerden günümüze gelebilmiş elli mitin çevirisi, derlemesi ve yorumu.

Şu ana kadar, alanında Türkçeye kazandırılmış en kapsamlı ve bütünlüklü derleme.

Jean Bottéro ve Samuel Noah Kramer, Antik Yakın Doğu uygarlıkları denince ilk akla gelen uzmanlardan.

Bu iki önemli ismin hazırladığı kitap ise, hem mitoloji gibi büyülü ve ilginç bir alanla ilgilenenlere hem de başta Ortadoğu tarihi olmak üzere tarihle ilgilenen tüm okurlara fazlasıyla hitap edecek nitelikte.

Buradaki mitolojilerden en eskisi, bundan tam üç bin yıl öncesine dayanıyor ve bu mitolojiler toplamının sunduğu hikâyeler de, eski insanların düşünme biçimleri, toplumsal/ekonomik yaşamları ve inanç sistemleri hakkında bize altın değerinde bilgiler veriyor.

‘Mezopotamya Mitolojisi’, yıllar ve çağlar geçse de, insanın büyük ve evrensel sorular sorma, bunların yanıtlarını arama sevdasının hiçbir zaman sona ermeyeceğini gösteren bir yapıt.

  • Künye: Jean Bottéro ve Samuel Noah Kramer – Mezopotamya Mitolojisi, çeviren: Alp Tümertekin, İş Kültür Yayınları, mitoloji, 896 sayfa

Ahmet Raşit Bey – İmparatorluğun Son Döneminde Gördüklerim, Yaptıklarım (2014)

Ahmet Reşit Bey, kâtip olarak Mabeyin Başkitabeti’ne girdikten sonra, 32 yıl farklı mevkilerde görev üstlendi.

Ahmet Reşit Bey’in 1890-1922 yıllarını kapsayan bu hatıraları da, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yaşananlara dair pek çok ayrıntı sunmasıyla önemli.

Yazar burada, dönemin önde gelen devlet adamları olan Sultan Abdülhamid, Sultan V. Mehmed, Tevfik Paşa ve Damat Ferid Paşa’yı; İttihat ve Terakki Partisi’ni; bu dönemde yaşanan gelişmelerin Kudüs, Halep, Manastır, Ankara, İzmir ve İstanbul’daki izdüşümlerini; Balkan Harbi ile 1. Dünya Savaşı’nı ve Sevr Antlaşması’nın arka planında yaşananları anlatıyor.

Muazzam bir kaynak!

  • Künye: İmparatorluğun Son Döneminde Gördüklerim, Yaptıklarım, Ahmet Reşit Bey, hazırlayan: Nur Özmel Akın, İş Kültür Yayınları, anı, 480 sayfa