Zygmunt Bauman ve Carlo Bordoni – Kriz Hâli ve Devlet (2018)

En son 2008 ekonomik krizinde de gördüğümüz gibi, tek tek devletler küreselleşen dünyanın sorunlarını çözme konusunda yetersiz.

Bunun en önemli nedenlerinden biri de, ilk bakışta dünya devletler tarafından yönetiliyor görünse de, aslında tüm iplerin büyük şirketlerin elinde olmasıdır.

Bu durum aynı zamanda, siyaset ile iktidar arasında ne denli büyük bir ayrılık bulunduğunun en açık göstergesi.

Zygmunt Bauman ve Carlo Bordoni ise, kriz üzerine klasik bir analiz yerine, Batılı toplumların bugün karşı karşıya kaldıkları krize sebep olan tarihsel dönüşümlerin izini sürüyor.

Krizin toplumsal ve siyasal alandaki yansımalarını ayrıntılı bir bakışla ele alan Bauman ve Bordoni, bugün yaşadığımız sorunun kökünün eskilere dayandığını ve yaşanan krizi aşmanın tek yolunun da bunların iyice bilincine varıp bu gerçeklerle yüzleşmek, onlarla mücadele etmek olduğunu gözler önüne seriyor.

  • Künye: Zygmunt Bauman ve Carlo Bordoni – Kriz Hâli ve Devlet, çeviren: Yavuz Alogan, İthaki Yayınları, siyaset, 192 sayfa, 2018

Sevinç Türkmen – Aşkın Ontolojisi (2018)

Spinoza’nın aşk bir aşk ilişkisi yaşadığına dair bilgi yok.

Fakat kendisi aşkın ne olduğunu da gayet iyi biliyordu.

Mesela, Clara Maria adında zekâsıyla kendisini cezbeden bir kadına âşık olduğunu, hatta onunla evlenmek istediğini söylemiştir.

Bu evlilik gerçekleşmemiştir ve ayrıca bunun dışında, Spinoza’nın aşk hayatına dair hiçbir bilgimiz yoktur.

Bu kitabın yazarı Sevinç Türkmen ise, “Spinoza felsefeyi aşktan, aşkı etkinlik gücünden, etkinlik gücünü özgürlükten, özgürlüğü ise doğadaki ve toplumdaki varoluş tarzlarından bağımsız düşünmemiştir,” diyerek özellikle düşünürün kült yapıtı ‘Ethica’ aracılığıyla, aşkın ve hakikatin özgürlükle, arzuyla, çabayla ve neşeyle ontolojik bağı araştırıyor.

Türkmen bu bağı irdelerken, aşkın doğası, başka bir deyişle aşkın ontolojisi üzerine düşünüyor.

Spinoza’nın ahlaki ve politik hassasiyetlerini ayrıntılı bir şekilde ortaya koyan kitap, en çok da buradaki aşk deneyimi vesilesiyle felsefeye hayatiyet kazandırması ve onu gündelik hayatın içinden anlamamıza kapı aralayacak şekilde somutlaştırmasıyla önemli.

  • Künye: Sevinç Türkmen – Aşkın Ontolojisi: Spinoza’ya Bir Yürüyüş, İthaki Yayınları, felsefe, 136 sayfa, 2018

Hüsnü Arkan – Uyku (2008)

‘Uyku’, 1993 yılından bu yana Ezginin Günlüğü’nde söz yazarı ve solist olarak çalışan Hüsnü Arkan’ın roman yazarlığının dördüncü durağı.

Daha önce ‘Ölü Kelebeklerin Dansı’, ‘Menekşeler, Atlar, Oburlar’, ‘Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer’ romanları ile ‘Hiç’e Doğru’ başlıklı şiir kitabından da bilindiği gibi Arkan, edebiyat alanındaki üretimleriyle de dikkat çeken bir isim.

Arkan bu son romanıyla, yazın yolculuğuna kaldığı yerden devam ediyor.

Gerçekle ütopyanın iç içe geçtiği bir kurguyla okurun karşısına çıkan ‘Uyku’dan bir alıntı:

“Bence her insan iki kişidir. Birincisi önden gidip yolu açar. Ama belki de kapatır; emin değilim. Öteki bazen irkilerek, korkuyla; bazen de umut ederek peşine takılır.”

Roman, muhalif düşünceleri nedeniyle rüyaya sürgün edilmiş bir adamın hikayesini anlatıyor.

  • Künye: Hüsnü Arkan – Uyku, İthaki Yayınları, roman, 219 sayfa

Dennis R. MacDonald – Homeros Destanları ve Markos İncili (2018)

Klasik Yunan edebiyatı ile Hıristiyanlığın temel metinleri arasında önemli bir ilişki olduğu tezi, uzun zamandır dile getiriliyor.

Bu kitabın yazarı Dennis MacDonald da, bu alanda yaptığı ufuk açıcı çalışmalarıyla biliniyor.

MacDonald’ın elimizdeki kitabı ise, söz konusu ilişkiyi Markos İncili ile Homeros destanları üzerinden izliyor.

Yazar, ağırlıklı olarak Homeros’un Odysseia destanını merkeze alarak, Homeros’un Markos İncilinden ne şekilde etkilendiğini kapsamlı bir bakışla ve ilginç koşutluklar kurarak inceliyor.

MacDonald’a göre Homeros, başka pek çok kaynağın yanı sıra Markos İncilinden de etkilenmişti.

Hem tarih,  hem dinler tarihi ve hem de karşılaştırmalı edebiyat çalışmalarına ilgi duyanların keyifle okuyacağı bir kitap.

  • Künye: Dennis R. MacDonald – Homeros Destanları ve Markos İncili, çeviren: Selen Ak, İthaki Yayınları, tarih, 304 sayfa, 2018

Boris Kagarlitski – Bugünkü Rusya (2008)

Sosyolog, gazeteci ve yayıncı Boris Kagarlitski ‘Bugünkü Rusya’da, Rusya’da yaşanan büyük dönüşümü analiz ediyor.

Bu analizi ağırlıklı olarak Putin dönemi üzerinden izleyen Kagarlitski, ülkenin yaşadığı restorasyonu, Putin’in bürokratik yönlerini, nev-i şahsına münhasır otoriterliğini, devlet yapısının batıdakilerden farklılaşmasının nedenlerini, Rus toplumunun dokusunu, Rus kapitalizminin dayandığı siyasal zemini, halkın mülkiyetinden özel mülkiyete nasıl geçildiğini, kısacası bugünkü Rusya’yı Rusya kılan karakteristik şartların ne olduğunu kapsamlı bir şekilde anlatıyor.

  • Künye: Boris Kagarlitski – Bugünkü Rusya, çeviren: Fatma Arıkan ve Serdar Arıkan, İthaki Yayınları, ülke, 562 sayfa

Charlie Jane Anders – Gökteki Bütün Kuşlar (2018)

Kuşların ve doğanın dilinden anlamak gibi sıra dışı bir yeteneğe sahip, kendisini “cadı” olarak tanımlayan Patricia Delfine…

Olduğu yaştan daha zeki, bir zaman makinesi icat etmiş Laurence Armstead…

Tesadüf eseri yolları kesişen ikilinin yaşadıkları, yalnızca onların değil, dünyanın kaderini de belirleyecek türdendir.

Birbirinden oldukça farklı bu iki kişiden ilki büyüyü, diğeri ise bilimi temsil etmektedir.

Dolayısıyla bu buluşma da iki güç arasındaki çekişmenin doruğa ulaşmasına vesile olacaktır.

Acımasız bir suikastçı, muazzam güçleriyle dudak uçuklatan cadılar ve büyücüler ve başka gezegenlere açılabilen kapılar inşa etmeye muktedir bilim insanları da, kahramanlarımızın yaşadıkları maceralara eşlik edecektir.

Bilimkurgu-fantazi türünün bu yetkin örneğinin, şu ana kadar Locus, Nebula ve Crawford gibi üç prestijli ödül kazandığını da belirtmeliyiz.

  • Künye: Charlie Jane Anders – Gökteki Bütün Kuşlar, çeviren: M. Boran Evren, İthaki Yayınları, roman, 384 sayfa, roman, 2018

Günther Anders – İnsanın Eskimişliği, 1. Cilt: İkinci Endüstri Devrimi Çağında İnsan Ruhu Üzerine (2018)

Bir süre önce yayınlanan ve burada da yer verdiğimiz ‘Kafka’dan Yana Kafka’ya Karşı’ adlı önemli çalışması Türkçeye kazandırılan Günther Anders’ten teknolojik gelişmeler hakkında tam bir kült kitap.

1992’da aramızdan ayrılan Anders’in kitabı, teknolojiye yönelik en erken ve en zengin eleştiriler sunmasıyla büyük öneme haiz.

“İddialı hiçbir yalan, gerçek olmayan bir şey içermez.” diyen Anders, burada “Prometheusçu Utanç” kavramını ortaya atan yazar,

  • Teknolojinin günlük hayatımıza nüfuz etmesinin beraberinde getirdiği çıkmazları,
  • Teknolojiyi dört başı mamur bir ideoloji olarak nasıl okuyacağımızı,
  • Teknolojik başarıların neden özünde büyük bir gerilemeye işaret ettiğini,
  • Teknoloji ile kapitalizm ve iktidar arasındaki ittifakı,
  • Teknolojiye karşı nasıl bir tavır takınacağımızı,
  • Ve bunun gibi, halen güncelliğini koruyan pek çok konuyu tartışıyor.

Kitap, bugün gibi, artık teknolojinin neredeyse elimiz, ayağımız hatta aklımız olduğu bir çağda, hayatımıza farklı bir gözle bakmak ve ne yapabileceğimize dair kafa yormak için birebir.

Çalışmanın ikinci cildinin de, yakın zamanda yayınlanacağını belirtelim.

  • Künye: Günther Anders – İnsanın Eskimişliği, 1. Cilt: İkinci Endüstri Devrimi Çağında İnsan Ruhu Üzerine, çeviren: Herdem Belen ve Hüseyin Ertürk, İthaki Yayınları, felsefe, 440 sayfa, 2018

Raphael Honigstein – Dördüncü Yıldız (2018)

Alman futbolu, 90’ların sonundan itibaren çökmeye başlamıştı.

Ta ki, 13 Temmuz 2014, Dünya Kupası Finali’nde, Mario Götze’nin golüne kadar.

İşte futbol yorumcusu Raphael Honigstein, Alman futbolunun bu çöküşten sonra nasıl bir geri dönüş yaptığını ve bu başarının ardındaki muazzam emeği gözler önüne seriyor.

Bunun basit bir başarıdan ziyade, üzerinde uzun süre çalışılmış bir stratejinin ürünü olduğunu belirten Honigstein, tüm futbol severlerin zevkle okuyacağı bu kitabında,

  • Almanya’nın futbolda neden başarısız olduğunu,
  • Göçmen aile çocuklarının Alman milli takımında önemli başarılar ortaya koymalarını,
  • Bayernli ve Dortmundlu oyuncuların ezeli rekabetini,
  • Ve bunun gibi, Alman futbolu tarihindeki belli başlı dönüm noktalarını kayıt altına alıyor.

Kitabın, Honigstein’ın gözlemlerinin yanı sıra röportajlarla zenginleştiğini de ayrıca belirtelim.

Künye: Raphael Honigstein – Dördüncü Yıldız: Alman Futbolunun Kendini Yeniden Keşfi ve Dünyayı Fethi, çeviren: Bora İşyar, İthaki Yayınları, futbol, 344 sayfa, 2018

Andy Weir – Marslı (2014)

Zor anlar yaşayan bir astronotun başından geçenleri konu edinen, ilginç bir bilimkurgu ve gerilim hikâyesi.

Mark Watney, altı gün önce Mars’a ayak basan ilk insanlardan biri olarak, haklı bir üne kavuşmuştur.

Fakat bilinmeyen nedenlerle Watney, buraya hapsolur.

Şimdi tüm gözler, burada ölüm kalım savaşı vermekte olan kahramanımıza çevrilmiştir.

  • Künye: Andy Weir – Marslı, çeviren: Emre Aygün, İthaki Yayınları

Maurice Merleau-Ponty – Algının Fenomenolojisi (2017)

Maurice Merleau-Ponty fenomenolojinin önde gelen filozoflarından.

Varoluşçu felsefe alanındaki çalışmalarıyla da bilinen Merleau-Ponty, öznellik ve algı kuramlarıyla tanınır.

Merleau-Ponty’nin ilk olarak 1945’te yayınlanan oylumlu çalışması ‘Algınının Fenomenolojisi’, kendisinin başyapıtı olarak kabul ediliyor.

Merleau-Ponty burada, Edmund Husserl’e ait olan fenomenolojik yöntemi bu sefer estetik bir bakışla yeniden yorumluyor.

Analitik felsefenin olduğu kadar kıta felsefesinin çağdaş sorunlarını apaçık bir şekilde ortaya koymasıyla dikkat çeken kitapta, düşünürün irdelediği kimi konular şöyle:

  • Klasik önyargılar ve fenomenlere geri dönüş,
  • Nesne olarak beden ve mekanist fizyoloji,
  • Kişinin kendi bedeninin mekânsallığı ve motor becerileri,
  • Kişiye has bedenin sentezi,
  • Cinsiyetli varlık olarak beden,
  • İfade olarak beden ve söz,
  • Algılanan dünya,
  • Kendi-için-varlık ve dünyada-varlık…

Daha önce bölümler halinde ayrı ayrı yayınlanmış ‘Algının Fenomenolojisi’nin, ilk kez tam haliyle Türkçeye çevrildiğini de belirtelim.

  • Künye: Maurice Merleau-Ponty – Algının Fenomenolojisi, çeviren: Emine Sarıkartal ve Eylem Hacımuratoğlu, İthaki Yayınları, felsefe, 624 sayfa, 2017