Tom Holland – Hanedan (2025)

Tom Holland’ın bu kitabı, Roma İmparatorluğu’nun en kritik dönemlerinden birini anlatıyor. ‘Hanedan: Caesar Hanesi’nin Yükselişi ve Çöküşü’ (‘Dynasty: The Rise and Fall of the House of Caesar’), Jül Sezar’dan başlayarak Augustus, Tiberius, Caligula, Claudius ve Nero’ya uzanan Julio-Claudian hanedanının hikâyesini merkezine alıyor. Bu hanedan, Roma’yı bir cumhuriyetten güçlü bir imparatorluğa dönüştüren ve aynı zamanda çöküşün tohumlarını eken bir soy olarak tasvir ediliyor. Holland, siyasi entrikalar, aile içi çekişmeler ve kanlı iktidar mücadeleleri üzerinden Roma’nın dönüşümünü aktarıyor.

Kitapta Augustus’un iktidarı sağlamlaştırmak için geliştirdiği sistemler, Tiberius’un kuşkucu yönetimi, Caligula’nın şiddet ve delilikle anılan dönemi, Claudius’un şaşırtıcı biçimde başarılı sayılabilecek hükümdarlığı ve Nero’nun sanata düşkün ama yıkıcı karakteri ayrıntılı biçimde ele alınıyor. Holland, bu kişilerin yalnızca bireysel zaaflarını değil, Roma toplumunun değerlerini, korkularını ve beklentilerini de gözler önüne seriyor. Böylece Julio-Claudian hanedanının hem Roma’nın kudretinin zirvesini hem de istikrarsızlığını temsil ettiği ortaya çıkıyor.

Anlatı boyunca yazar, antik kaynaklardan yararlanarak dramatik bir üslup kuruyor; saray dedikodularını, senato entrikalarını ve halkın imparatorlarla kurduğu çelişkili ilişkileri canlandırıyor. Kitap yalnızca bir siyasi tarih değil, aynı zamanda Roma’nın toplumsal yapısını, dinini ve kültürel dönüşümünü de işliyor. Böylece hanedanın yükselişi ve çöküşü, imparatorluğun kaderiyle iç içe geçmiş bir öykü olarak sunuluyor.

  • Künye: Tom Holland – Hanedan: Caesar Hanesi’nin Yükselişi ve Çöküşü, çeviren: Yunus Emre Ceren, Kronik Kitap, tarih, 512 sayfa, 2025

Alan E. Steinweis – Nazi Almanyası Tarihi (2025)

Alan E. Steinweis’in bu kitabı, Nazi Almanyası’nı yalnızca baskıcı bir diktatörlük olarak değil, halkın aktif desteğiyle şekillenen bir rejim olarak inceliyor. Steinweis, sıradan Almanların bu yönetime ne ölçüde gönüllü olarak katıldığını ve katkı sunduğunu analiz ediyor. ‘Nazi Almanyası Tarihi’ (‘The People’s Dictatorship: A History of Nazi Germany’), geleneksel totaliterlik anlatılarını aşarak, kitlelerin rejimle kurduğu karmaşık ilişkiyi gözler önüne seriyor.

Nazi ideolojisi, yalnızca propaganda ve korku yoluyla değil, aynı zamanda aidiyet duygusu, toplumsal yükselme arzusu ve birlik söylemleriyle topluma nüfuz ediyor. Parti mitingleri, gençlik örgütleri ve sosyal programlar, halkı yalnızca kontrol etmekle kalmıyor, aynı zamanda seferber ediyor. Steinweis, rejimin duygusal bağ kurma biçimlerinin altını çiziyor ve bu bağların gönüllü katılımı nasıl teşvik ettiğini gösteriyor.

Kitap, antisemitizmin toplumdaki karşılığını da detaylı biçimde ele alıyor. Yahudilere yönelik şiddetin yalnızca yukarıdan dayatılmadığını, aksine sivil katılımla da beslendiğini ortaya koyuyor. Bu bağlamda Holokost’un, yalnızca Nazi elitlerinin değil, birçok sıradan bireyin sessiz onayı ve desteğiyle mümkün hale geldiğini savunuyor.

Steinweis ayrıca savaş ekonomisi, kadın politikaları, iş gücü seferberliği ve eğitim sistemi gibi alanlarda Nazi yönetiminin toplumu nasıl dönüştürdüğünü inceliyor. ‘Nazi Almanyası Tarihi’, Nazi rejimini yalnızca bir diktatörlük olarak değil, halkla kurduğu karşılıklı ilişki üzerinden tanımlıyor. Böylece okur, bu dönemi hem baskı hem de katılım çerçevesinde yeniden düşünmeye başlıyor.

  • Künye: Alan E. Steinweis – Nazi Almanyası Tarihi: Doğuşu, Yükselişi, Düşüşü, çeviren: Ali Kaan Cerit, Kronik Kitap, tarih, 336 sayfa, 2025

Aylmer Hunter-Weston – Taarruz ve Ölüm (2025)

Birinci Dünya Savaşı’nın en kanlı cephelerinden biri olan Çanakkale’de, İngiliz 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Aylmer Hunter-Weston’ın ‘Taarruz ve Ölüm’ (‘Private War Diary, Dardanelles’) adlı kitabı, Aylmer Hunter-Weston’ın savaş sırasındaki kişisel notlarını ve gözlemlerini içeriyor. Türkçede ilk kez yayımlanan günlükler, Hunter-Weston’ın savaşın gidişatına dair aldığı kritik kararları, stratejik düşüncelerini ve cephedeki zorlu koşulları ilk elden aktarıyor.

Günlükte, Hunter-Weston’ın Çanakkale’ye gelişinden itibaren cephedeki durumu değerlendirmesi, birliklerinin hareketleri, yapılan taarruzlar ve karşılaşılan zorluklar detaylı bir şekilde anlatılıyor. Hunter-Weston, Osmanlı ordusunun direncini, cephedeki coğrafi zorlukları ve ikmal sorunlarını açıkça ifade ediyor. Ayrıca, savaşın siyasi boyutlarına, İtilaf Devletleri arasındaki iş birliğine ve kendi komutanlarıyla olan ilişkilerine de değiniyor.

Günlük, Çanakkale Savaşı’nın sadece askeri bir mücadele olmadığını, aynı zamanda insan psikolojisinin, liderlik becerilerinin ve stratejik düşüncenin de sınandığı bir arena olduğunu gösteriyor. Hunter-Weston’ın notları, savaşın acımasızlığını, askerlerin yaşadığı zorlukları ve cephedeki belirsizliği gözler önüne seriyor. Günlük, Çanakkale Savaşı’na dair önemli bir tarihi belge niteliği taşıyor ve savaşın farklı bir perspektiften anlaşılmasına katkıda bulunuyor.

Kitap, Hunter-Weston’ın savaş sonrası Çanakkale Komisyonu’na verdiği ifade tutanakları da ilk kez gün yüzüne çıkıyor.

  • Künye: Aylmer Hunter-Weston – Taarruz ve Ölüm: Bir İngiliz Komutanının Çanakkale Savaşı Günlüğü, çeviren: Mehmet Kıbıl, Kronik Kitap, tarih, 256 sayfa, 2025

Melanie Clegg – Japon Mitolojisi (2025)

Melanie Clegg, Japon mitolojisinin zengin ve karmaşık dünyasına kapsamlı bir giriş sunuyor. ‘Japon Mitolojisi’ (‘Japanese Myths’) adlı kitabı, Japonya’nın yaratılış efsanelerinden başlayarak, tanrıların, tanrıçaların, kahramanların ve doğaüstü varlıkların hikayelerini anlatıyor. Clegg, Japon mitolojisinin Şinto ve Budist inançlarından nasıl etkilendiğini ve Japon kültüründe nasıl bir rol oynadığını açıklıyor.

Kitapta, İzanagi ve İzanami’nin Japon adalarını yaratması, Amaterasu’nun güneş tanrıçası olarak yükselişi, Susanoo’nun yılan canavarı Yamata no Orochi ile mücadelesi gibi temel mitler detaylı bir şekilde anlatılıyor. Ayrıca, Momotaro gibi popüler halk kahramanlarının ve kappa, tengu gibi efsanevi yaratıkların hikayeleri de yer alıyor. Clegg, mitlerin sadece eğlenceli hikayeler olmadığını, aynı zamanda Japon toplumunun değerlerini, inançlarını ve dünya görüşünü yansıttığını vurguluyor.

Kitap, Japon mitolojisinin farklı yönlerini keşfetmek isteyenler için değerli bir kaynak. Clegg, mitleri tarihi ve kültürel bağlamlarına yerleştirerek, okuyucuların Japon mitolojisinin derinliğini ve zenginliğini anlamalarına yardımcı oluyor. Kitap, aynı zamanda, Japon mitolojisinin günümüz popüler kültüründeki etkilerini de ele alıyor.

  • Künye: Melanie Clegg – Japon Mitolojisi, çeviren: Bahar Çetiner, Kronik Kitap, mitoloji, 224 sayfa, 2025

Paul Strathern – Borgialar (2025)

Paul Strathern’in bu kitabı, Rönesans İtalya’sının en tartışmalı ailelerinden biri olan Borgia ailesinin yükselişini ve düşüşünü detaylı bir şekilde ele alıyor. ‘Borgialar: Tarihin En Kötü Şöhretli Ailesi’ (‘The Borgias’), ailenin siyasi entrikalarını, skandallarını ve Rönesans dönemindeki etkilerini inceliyor. Strathern, Borgia ailesinin kökenlerinden başlayarak, Rodrigo Borgia’nın Papa VI. Alexander olarak seçilmesine ve ailesinin Vatikan’daki gücünü artırmasına kadar olan süreci anlatıyor. Papa VI. Alexander’ın liderliğinde, Borgia ailesi, siyasi manevralar, evlilik ittifakları ve hatta cinayet gibi yöntemlerle İtalya’daki etkilerini genişletiyor.

Kitap, ailenin en dikkat çekici üyelerinden Cesare ve Lucrezia Borgia’nın hayatlarına da odaklanıyor. Cesare Borgia’nın askeri dehası ve siyasi hırsları, onu dönemin en güçlü figürlerinden biri haline getirirken, Lucrezia Borgia’nın evlilikleri ve sosyal konumu, ailenin siyasi stratejilerinin bir parçası olarak kullanılıyor. Strathern, Borgia ailesinin iktidar hırsının ve acımasız yöntemlerinin, onları hem hayranlık uyandıran hem de korkulan bir aile yaptığını vurguluyor. Ancak, ailenin yükselişi kadar düşüşü de hızlı oluyor. Papa VI. Alexander’ın ölümü ve Cesare Borgia’nın siyasi hataları, ailenin Vatikan’daki gücünü kaybetmesine neden oluyor.

Kitap, Borgia ailesinin Rönesans İtalya’sındaki etkisini ve mirasını değerlendirerek sona eriyor.

Strathern, ailenin siyasi entrikalarının ve skandallarının, onları tarihin en tartışmalı ailelerinden biri yaptığını belirtiyor.

  • Künye: Paul Strathern – Borgialar: Tarihin En Kötü Şöhretli Ailesi, çeviren: Gökçen İleri, Kronik Kitap, tarih, 416 sayfa, 2025

Charles Stephenson – Sovyet-Japon Savaşı (2025)

Charles Stephenson’ın ‘Sovyet-Japon Savaşı: Stalin’in Uzak Doğu Seferi’ (‘Stalin’s War on Japan’) adlı kitabı, II. Dünya Savaşı’nın son aşamalarında Sovyetler Birliği’nin Japonya’ya karşı yürüttüğü askeri operasyonları detaylı bir şekilde inceliyor.

Kitap, Sovyetler Birliği’nin Uzak Doğu’daki stratejik hedeflerini, askeri hazırlıklarını ve Japon Kwantung Ordusu’na karşı gerçekleştirdiği büyük çaplı taarruzu ele alıyor.

Stephenson, Sovyet birliklerinin Mançurya’daki hızlı ilerleyişini, Japon savunma hatlarının çöküşünü ve savaşın sona ermesindeki Sovyet katkısını ayrıntılı bir şekilde anlatıyor.

Kitap, Sovyetler Birliği’nin Japonya’ya karşı savaşa giriş nedenlerini, savaşın seyrini ve sonuçlarını analiz ederek, bu çatışmanın II. Dünya Savaşı’nın genel gidişatındaki ve Soğuk Savaş’ın başlangıcındaki rolünü vurguluyor.

Stephenson, askeri operasyonların yanı sıra, siyasi ve diplomatik gelişmeleri de ele alarak, Sovyetler Birliği’nin Uzak Doğu’daki nüfuzunu artırma çabalarını ve bu durumun bölgedeki güç dengelerini nasıl etkilediğini inceliyor.

Kitap, Sovyet-Japon Savaşı’nın genellikle göz ardı edilen önemini ortaya koyarak, II. Dünya Savaşı tarihine yeni bir perspektif getiriyor.

  • Künye: Charles Stephenson – Sovyet-Japon Savaşı: Stalin’in Uzak Doğu Seferi, çeviren: Selçuk Uygur, Kronik Kitap, tarih, 328 sayfa, 2025

Tom Holland – Rubicon (2025)

Tom Holland’ın ‘Rubicon: Roma Cumhuriyeti’nin Zaferi ve Trajedisi’ (‘Rubicon: The Triumph and Tragedy of the Roman Republic’) adlı kitabı, Roma Cumhuriyeti’nin son yüzyılını, MÖ 146’dan MÖ 44’e kadar olan dönemi ele alıyor. Holland, bu dönemi, cumhuriyetin yavaş yavaş çöküşüne ve imparatorluğa dönüşmesine yol açan bir dizi olay ve karakter üzerinden anlatıyor. Kitap, Roma’nın Akdeniz’deki yükselişini, Kartaca’nın yıkılışını ve ardından gelen iç savaşları detaylı bir şekilde inceliyor.

Holland, Marius, Sulla, Pompey, Caesar ve Cicero gibi dönemin önemli figürlerinin hayatlarını ve eylemlerini canlı bir şekilde tasvir ediyor. Bu karakterlerin hırsları, çatışmaları ve ittifakları, cumhuriyetin kaderini nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor. Kitap, Roma’nın siyasi ve sosyal yapısını, senatonun gücünü, halk meclislerinin rolünü ve ordunun önemini vurguluyor.

Holland, cumhuriyetin çöküşünü, bireysel hırsların ve siyasi çekişmelerin bir sonucu olarak görüyor. Ona göre, Roma’nın genişlemesi ve zenginleşmesi, aynı zamanda cumhuriyetin temel değerlerini aşındırdı. Kitap, Caesar’ın Rubicon Nehri’ni geçişini ve ardından gelen iç savaşı, cumhuriyetin sonunu getiren dönüm noktası olarak ele alıyor. Caesar’ın diktatörlüğü ve ardından suikastı, Roma’nın imparatorluğa geçişinin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.

Holland, ‘Rubicon’da, Roma Cumhuriyeti’nin son yüzyılını, sürükleyici bir anlatımla ve detaylı bir şekilde ele alıyor. Kitap, Roma tarihine ilgi duyanlar için önemli bir kaynak niteliğinde.

  • Künye: Tom Holland – Rubicon: Roma Cumhuriyeti’nin Zaferi ve Trajedisi, çeviren: Ilgın Yağmur Eker, Kronik Kitap, 440 sayfa, 2025

Michael Denis Higgins – Antik Dünyanın Yedi Harikası (2025)

Michael Denis Higgins’in ‘Antik Dünyanın Yedi Harikası: Bilim, Mühendislik ve Teknoloji’ (‘The Seven Wonders of the Ancient World – Science, Engineering and Technology’ adlı kitabı, antik dünyanın yedi harikası olarak bilinen yapıların ardındaki bilimsel, mühendislik ve teknolojik başarıları detaylı bir şekilde inceliyor. Higgins, bu yapıların inşasında kullanılan yöntemleri, karşılaşılan zorlukları ve bu zorlukların nasıl aşıldığını, dönemin bilimsel ve teknolojik bilgisi ışığında ele alıyor.

Kitap, sadece yapıların tarihi ve mimari özelliklerine değil, aynı zamanda bu yapıları inşa eden toplumların sosyal, ekonomik ve kültürel yapılarına da ışık tutuyor. Piramitlerin inşasındaki iş gücü organizasyonu, sulama sistemlerinin ve ticari yolların geliştirilmesi, dönemin teknolojik yeteneklerinin bir yansıması olarak ele alınıyor.

Higgins, her bir yapıyı ayrıntılı bir şekilde inceleyerek, o dönemin mühendislik dehasını ve teknik bilgisini gözler önüne seriyor. Örneğin, Mısır piramitlerinin inşasındaki taş blokların nasıl taşındığı, devasa heykellerin nasıl yapıldığı, İskenderiye Feneri’nin nasıl inşa edildiği gibi konular, kitabın temel odak noktalarını oluşturuyor.

Kitap, antik dünyanın yedi harikasının sadece birer anıt olmadığını, aynı zamanda o dönemin bilimsel ve teknolojik yeteneklerinin birer kanıtı olduğunu vurguluyor. Higgins, bu yapıları incelerken modern bilimsel ve mühendislik yöntemlerini kullanarak, o dönemin insanlarının ne kadar ileri görüşlü ve yetenekli olduğunu ortaya koyuyor.

Sonuç olarak bu eser, antik dünyanın yedi harikasına farklı bir bakış açısı getirerek, bu yapıların arkasındaki bilimsel ve teknolojik başarıları anlamamızı sağlıyor. Kitap, tarih, mühendislik ve arkeolojiye ilgi duyan herkes için önemli bir kaynak niteliği taşıyor.

  • Künye: Michael Denis Higgins – Antik Dünyanın Yedi Harikası: Bilim, Mühendislik ve Teknoloji, çeviren: Ilgın Yağmur Eker, Kronik Kitap, tarih, 320 sayfa, 2025

 

Martin J. Dougherty – Yunan Mitolojisi (2025)

‘Yunan Mitleri’, Yunan mitolojisinin zengin dünyasına kapsamlı bir bakış sunuyor. Kitap, Titanların doğuşu ve tanrıların egemenliği için yaptıkları mücadele ile başlıyor. Ardından, Olimpos tanrılarının öyküleri, onların aşkları, kavgaları, kahramanlarla olan ilişkileri detaylı bir şekilde anlatılıyor. Zeus’un tanrıların kralı olarak yükselişi, Poseidon’un denizlere hükmetmesi ve Hades’in ölüler diyarına hükmetmesi gibi önemli mitolojik olaylar canlı bir dille aktarılıyor.

Kitapta, Herakles’in 12 görevinden İason’un Altın Post’u arayışına, Perseus’un Medusa’yı öldürmesinden Theseus’un Minotaur’u yenmesine kadar birçok ünlü kahramanlık öyküsü yer alıyor. Yazar, bu kahramanların cesaretini, zekasını ve karşılaştıkları zorlukları okuyuculara aktarırken, Yunan kültürünün değerlerini ve inançlarını da yansıtıyor.

‘Yunan Mitolojisi’, sadece tanrıların ve kahramanların öykülerini anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda Yunan mitolojisinin sembolik anlamlarını ve kültürel önemini de açıklıyor. Yazar, mitlerin Yunan toplumunun yaşam biçimini, ahlaki değerlerini ve evren anlayışını nasıl şekillendirdiğini okuyuculara gösteriyor. Kitap, mitolojiye ilgi duyan herkes için keyifli ve bilgilendirici bir okuma deneyimi sunuyor.

  • Künye: Martin J. Dougherty – Yunan Mitolojisi, çeviren: Bahar Çetiner, Kronik Kitap, mitoloji, 256 sayfa, 2025

Paul Stephenson – Büyük Konstantin (2025)

Paul Stephenson’ın bu eseri, Roma İmparatoru Konstantin’in hayatını ve özellikle Hristiyanlığa geçişini detaylı bir şekilde inceliyor. Kitap, Konstantin’in sadece siyasi bir lider değil, aynı zamanda Hristiyan dünyası için de dönüm noktası olan bir figür olduğunu vurguluyor.

Stephenson, Konstantin’in çocukluğundan başlayarak, Roma İmparatorluğu’nun içine düştüğü kargaşa dolu dönemi ve Konstantin’in bu kargaşadan nasıl sıyrılıp imparatorluğun tek hâkimi haline geldiğini anlatıyor.

Yazar, Konstantin’in zaferlerinin arkasındaki askeri dehayı ve siyasi zekayı gözler önüne sererken, aynı zamanda onun Hristiyanlığa olan ilgisinin ve bu dinin imparatorluk üzerindeki etkilerinin de altını çiziyor.

Kitapta, Milvian Köprüsü Muharebesi öncesinde Konstantin’in gördüğü iddia edilen vizyon ve bu vizyonun Konstantin’in Hristiyanlığa olan inancını nasıl etkilediği gibi önemli olaylara da yer veriliyor. Stephenson, Konstantin’in Hristiyanlığı devlet dini ilan etmesi ve bu kararın Roma İmparatorluğu’nun geleceği üzerindeki derin etkilerini analiz ediyor.

Yazar, Konstantin’in Hristiyan dünyası için neden bu kadar önemli bir figür olduğunu açıklamak için, onun Hristiyanlığın yayılmasındaki rolünü, kilise konseylerindeki etkinliğini ve Hristiyanlık ile devlet arasındaki ilişkiyi şekillendirmesindeki çabalarını detaylı bir şekilde inceliyor.

Stephenson’ın kitabı, Konstantin’i sadece bir imparator olarak değil, aynı zamanda Hristiyanlığın tarihini şekillendiren önemli bir figür olarak sunuyor.

Kitap, hem tarih meraklılarına hem de Hristiyanlık tarihi üzerine çalışanlara hitap edecek nitelikte.

  • Künye: Paul Stephenson – Büyük Konstantin: Yenilmez İmparator, çeviren: Gürkan Engin, Kronik Kitap, biyografi, 464 sayfa, 2025