Valentin Nikolaevich Voloshinov – Marksizm ve Dil Felsefesi (2020)

Valentin Nikolaevich Voloshinov’un 1929 yılında yayımlanan ‘Marksizm ve Dil Felsefesi’, yalnızca dilbilimdeki değil, aynı zamanda antropoloji, psikoloji, edebiyat ve kültür incelemelerindeki modern eğilimler açısından eşsiz bir eserdir.

Voloshinov’a göre, insan dili konusundaki incelemeler zaman ve mekân içindeki toplumsal varoluştan ve toplumsal-ekonomik koşulların etkisinden ayrı tutulamaz.

Düşünür burada, her şeyden önce dilsel olanın toplumsal rolüyle ilgilenir ve dili, en tipik haliyle diyalojik değiş tokuşlarda ve içselleştirme aracılığıyla iç konuşmalarda ve düşüncelerde sergilenen toplumsal etkileşim olarak görür.

Varoluşun insan bilincinin merceğinden geçerek kırılmasının yalnızca, doğası gereği toplumsal etkileşime demir atmış olan dilsel iletişimden kaynaklandığını düşünen Voloshinov’a göre, diyalektik yöntem çerçevesinde diyaloğu kavramlaştırmak, insan medeniyetinin tüm boyutları açısından dilin taşıdığı temel önemi anlamanın biricik yoludur.

Kitabın bir diğer muazzam katkısı ise, dil teorisi ve incelemeleri alanında, Humboldtçu/Vosslerci tez ile bunun karşısına dikilen Saussurecü antitezin yerini almaya aday olacak sıkı bir sentez sağlaması.

Fredric Jameson’ın, Voloşinov’un kitabı üzerine 1974’te kaleme aldığı kapsamlı tanıtım yazısında, ‘Marksizm ve Dil Felsefesi’ni “Bir bütün olarak dilbilim incelemeleri konusundaki en iyi giriş kitabı” olarak nitelediğini de belirtelim.

  • Künye: Valentin Nikolaevich Voloshinov – Marksizm ve Dil Felsefesi, çeviren: Mehmet Küçük, Ayrıntı Yayınları, dilbilim, 323 sayfa, 2020

Hayden White – Metatarih: Ondokuzuncu Yüzyıl Avrupa’sında Tarihsel İmgelem (2008)

Amerikalı tarihçi Hayden White’ın, ‘Metatarih: Ondokuzuncu Yüzyıl Avrupa’sında Tarihsel İmgelem’i, dönem Avrupa’sındaki tarih bilincinin bir “tarihi”ni sunuyor.

Çalışma bunun yanı sıra, günümüzde “tarihsel bilgi sorunu” etrafında dönen tartışmalara bir katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Dolayısıyla White’in analizi, hem evrimin özgül bir dönemindeki tarih düşüncesinin gelişimine ilişkin bir açıklamayı, hem de “tarihsel” denilen düşünce tarzının yapısına ilişkin genel bir teoriyi temsil ediyor.

White, tarihsel düşünce tarzını, esas unsurlarıyla inceledikten sonra, bu düşünce tarzının analizini, Hegel, Michelet, Ranke, Tocqueville, Marx, Burckhardt, Nietzsche ve Croce’un tarihsel metinleri üzerinden yapıyor.

White’a göre, bu isimlerin metinlerinde, tarihsel “gerçekliğin” farklı görünümleri bulunuyor.

  • Künye: Hayden White – Metatarih: Ondokuzuncu Yüzyıl Avrupa’sında Tarihsel İmgelem, çeviren: Mehmet Küçük, Dost Kitabevi, tarih, 547 sayfa

Mehmet Küçük (der.) – Modernite Versus Postmodernite (2011)

  • MODERNİTE VERSUS POSTMODERNİTE, derleyen: Mehmet Küçük, Say Yayınları, sosyoloji, 528 sayfa

 

Postmodern söylem ve bunun çevresinde gelişen tartışmalar, Türkiye’de genel olarak pek misafirperverce karşılanmadı. Bunun için dile getirilen gerekçelerden biri, postmodern söylemin “kafa karışıklığı” yaratıyor olmasıydı. İşte Mehmet Küçük’ün derlediği ve ilk baskısı 1993’te yapılan bu kitap, postmodern düşünce alanında kalem oynatmış belli başlı isimlerin üretimlerini bir araya getiriyor. Küçük’ün modernite ve postmoderniteyi anlaşılabilir bir üslupla değerlendirdiği sunuş yazılarından oluşan bölümle başlayan kitap, devamında, modernite ve postmodernite konularını geniş bir çerçevede irdeleyen farklı düşünürlere ait çeviri metinlere yer veriyor. Son bölümde de, modernite ve postmoderniteye dair öne çıkan tartışmaların benzeştiği ve ayrıştığı noktalar, yine muhtelif isimlerin makaleleri üzerinden ele alınıyor.