Muzaffer Şerif Başoğlu – Irk Psikolojisi (2025)

Muzaffer Şerif Başoğlu’nun ‘Irk Psikolojisi’ adlı kitabı, sosyal psikolojinin henüz yeni geliştiği 1940’lı yılların Türkiye’sinde ırk, kimlik ve grup aidiyeti gibi kavramlara bilimsel bir perspektiften yaklaşan öncü bir çalışmadır. Kitap, ırkın biyolojik bir kategori olmaktan ziyade, sosyal ve psikolojik süreçlerle inşa edilmiş bir kavram olduğunu savunuyor. Şerif, bireylerin kendi ırksal veya etnik gruplarına karşı geliştirdiği tutumları, önyargıları ve diğer gruplara yönelik ayrımcı davranışları sosyal öğrenme teorisi ve grup normları üzerinden açıklamaya çalışır. Dönemin ideolojik tartışmalarına rağmen, bilimsel metodolojiye vurgu yaparak objektif bir analiz sunmayı hedefler.

Kitap, ırkın kalıtsal özelliklerle açıklanamayacağını, aksine sosyal çevrenin ve kültürel etkileşimlerin bireylerin ve grupların ırk algılarını nasıl şekillendirdiğini gösterir. Şerif, ırkçılığın temellerinde psikolojik mekanizmaların yattığını, örneğin dış grup düşmanlığının ve iç grup dayanışmasının, bireylerin kendi gruplarına duydukları bağlılık ve diğer gruplara karşı önyargıları nasıl beslediğini inceler. Bu bağlamda, stereotiplerin oluşumu, grup içi ve gruplar arası çatışmaların dinamikleri ve bu çatışmaların psikolojik sonuçları üzerinde durulur.

Şerif, ırkçılığın ve önyargıların azaltılması için eğitim ve toplumsal farkındalığın önemini vurgular. Bireylerin farklı ırksal veya etnik gruplardan insanlarla doğrudan ve eşit koşullarda etkileşim kurmasının, önyargıları kırabileceğini ve hoşgörüyü artırabileceğini öne sürer. Kitap, sosyal psikolojinin temel ilkelerini kullanarak, ırk sorununa bilimsel bir çözüm bulma arayışındadır ve bu alandaki ilk kapsamlı Türkçe eserlerden biri olmasıyla dikkat çeker.

Eser, özellikle II. Dünya Savaşı döneminde dünya genelinde yükselen ırkçı ideolojilere karşı bilimsel bir duruş sergiler. Muzaffer Şerif, ırkın insan davranışlarını belirleyen doğuştan gelen bir faktör olmadığını, bunun yerine sosyal ve kültürel faktörlerin etkili olduğunu göstermeyi amaçlar. Bu, o dönem için oldukça cesur ve ilerici bir bakış açısıdır.

‘Irk Psikolojisi’, sadece Türkiye’deki sosyal psikoloji literatürüne değil, aynı zamanda toplumsal tartışmalara da önemli bir katkı sunmuştur. Muzaffer Şerif’in bu erken dönem çalışması, onun ileride uluslararası alanda sosyal psikolojinin kurucu figürlerinden biri olacağının da bir göstergesidir. Kitap, ırk ve etnisite üzerine güncel tartışmalar için hala değerli bir başlangıç noktası sunuyor.

  • Künye: Muzaffer Şerif Başoğlu – Irk Psikolojisi, Telemak Kitap, psikoloji, 236 sayfa, 2025

Taner Özbenli – Muzaffer Şerif ve Sosyal Psikolojinin Nörolojk Temelleri (2022)

‘Muzaffer Şerif ve Sosyal Psikolojinin Nörolojik Temelleri’ adlı kitap, Şerif’in, disiplinlerarasılık yaklaşımının erken öncülerinden biri olduğunu da gösteriyor. Onunkisi, sosyal psikolojiyi hem felsefe, sosyoloji ve antropolojiyle, hem psikofizik ve otokinetik deneylerle etkileşim içinde düşünen bir yaklaşımdır

Taner Özbenli, burada bir sosyal nörolojinin de imkânlarını görüyor.

Kitap, Muzaffer Şerif’in bir düşünsel portesini çizerken, ders notlarını tutan öğrencisi eğitimci Hüseyin Avni Özbenli’yle de tanışmamızı sağlıyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Sosyal psikoloji araştırmacıları, sosyal kuramlar ve sosyal pratik arasında köprü kurmalıdır. Birey ve toplumun, birbirlerini karşılıklı olarak yapılandırdığını hesaba katan bir genel perspektifle, sosyal yapıdaki iç çelişkilerin, değişim ve gelişmeyle ilişkileri değerlendirilmelidir. Sosyal psikolojinin krizinin, önceden gündeme gelmeyen epistemolojik, etik ve politik sorunları tartışma fırsatı verdiği de unutulmamalıdır. Kuramsal ve pratik temelleri sağlam biçimde oluşturulmuş sosyal nöroloji, sosyal psikolojinin bunalımının aşılmasına katkı sağlayabilir.”

  • Künye: Taner Özbenli – Muzaffer Şerif ve Sosyal Psikolojinin Nörolojk Temelleri, İletişim Yayınları, inceleme, 243 sayfa, 2022

Hasan Ünal Nalbantoğlu – Arayışlar (2009)

‘Arayışlar’, Hasan Ünal Nalbantoğlu’nun bilim, kültür ve üniversite konularına odaklandığı yazılarından oluşuyor.

Nalbantoğlu metinlerinde, günümüzde kültürün, bilimin, üniversitenin geçirdiği dönüşümleri eleştiriyor; bunun aşılması için alternatiflerin neler olabileceğine odaklanıyor.

Yazar, Türkiye insanının bilgiyle ilişkisini sakatlayan, kültürel anlamda “kitch”leşmeye neden olan etkenleri irdelerken, ulus-devletin öncelikleri ile ticarileşmenin kıstırdığı üniversiteyi de kıyasıya eleştiriyor.

Kitapta ayrıca, Nalbantoğlu’nun Behice Boran, Muzaffer Şerif Başoğlu, Mübeccel Kıray ve Şerif Mardin gibi bilim insanlarının üretimlerini değerlendirdiği metinleri de yer alıyor.

  • Künye: Hasan Ünal Nalbantoğlu – Arayışlar, İletişim Yayınları, bilim, 430 sayfa

Kolektif – Muzaffer Şerif’e Armağan (2007)

 

muzaffer-serife-armagan

Türkiye yakın tarihinde, Muzaffer Şerif Başoğlu adı daha çok, 1948 yılındaki ‘Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Olayları’ vesilesiyle geçer. Muzaffer Şerif bu dönemde, “Komünistlik” karalamasıyla cadı avına maruz bırakılan ve üniversiteden uzaklaştırılan akademisyenlerden biridir. Bu olaydan sonra Türkiye’den ayrılan Muzaffer Şerif, daha sonra sosyal psikoloji alanında uluslararası literatüre girecektir.

Kendisinin doğumunun yüzüncü yılı vesilesiyle hazırlanan kitap, bu bilim insanının sosyal psikoloji alanına yaptığı katkılara odaklanıyor. Böylesi önemli bir ismin çalışmaları üzerinden, Türkiye’nin bilimsel-toplumsal-politik ortamı da masaya yatırılıyor.

  • Künye: Kolektif – Muzaffer Şerif’e Armağan, derleyen: Sertan Batur ve Ersin Aslıtürk, İletişim Yayınları, armağan, 262 sayfa