William H. McNeill – Avrupa’nın Bozkır Sınırları (2018)

Osmanlı’nın Doğu Avrupa’nın bozkırlarında, bölgenin diğer büyük imparatorluklarıyla mücadelesi neden ve nasıl yenilgiyle sonuçlandı?

William McNeill’ın bu önemli çalışması, Osmanlı’nın Batı’daki ilerleyişi hakkında dikkat çekici saptama ve değerlendirmeler barındırmasıyla önemli.

McNeill, söz konusu dönemde, büyük imparatorluklar arasındaki güç çekişmelerinin yanı sıra, burada bulunan çiftçi ve göçebe çoban halklar arasındaki ilişkilerin tarihe yön verecek denli önemli olduğunu ortaya koyuyor.

Çalışmanın en büyük katkılarından biri ise, Osmanlı’nın Batı’daki ilerleyişinin dönüm noktalarını saptarken, aynı zamanda o süreçteki kültürel etkileşimlerin rolünü de ihmal etmemesidir diyebiliriz.

  • Künye: William H. McNeill – Avrupa’nın Bozkır Sınırları: Osmanlı’nın Batıdaki İlerleyişi Neden Durdu?, çeviren: S. Erdem Türközü, Nika Yayınevi, tarih, 240 sayfa, 2017

Ilan Pappé – İsrail Hakkında On Mit (2018)

Bu kitap hakkında yazmaya başlamadan önce, şunu vurgulayalım:

Ilan Pappé , sürgünde yaşayan ve İsrail’in Filistin’de yürüttüğü politikalara karşı çıkan önemli bir tarihçi.

Aynı zamanda empati sahibi bir İsrailli aydın olarak Pappé, çalışmalarında hep Filistin’den yana tavır koydu.

Pappé’nin elimizdeki kitabı ise, İsrail-Filistin sorunuyla yeni yeni ilgilenmeye başlayanlar için aydınlatıcı bir rehber.

Kitap her şeyden önce, İsrail tarafından dillendirilen mitlerin, Filistin halkı üzerinde kurduğu baskıyı sürdürmek için nasıl muazzam bir propaganda yürüttüğünü ve İsrail tarafından yapılan bu dayatmaların Batılı ülkelerce nasıl da sorgusuz sualsiz kabul edildiğini gözler önüne seriyor.

  • Balfour Deklarasyonu döneminde Filistin boş bir ülke miydi?
  • Siyonizm nasıl oluştu ve ulus inşasının erken dönemlerinde nasıl roller üstlendi?
  • Filistinliler, 1948’de anavatanlarını gönüllü bir şekilde mi terk etti?
  • Haziran 1967’deki büyük savaş, hep söylenegeldiği gibi “seçeneksiz bir savaş” mıydı?
  • İsrail Ortadoğu’daki tek demokrasi midir?
  • Siyonizm, Musevilik ve sömürgecilik arasında nasıl bir ilişki bulunmaktadır?

Pappé, bu sorulara tatmin edici yanıtlar verirken, aynı zamanda İsrail’in nasıl kötücül bir propaganda mekanizmaları oluşturarak Filistin’deki varlığını meşruymuş gibi gösterdiğini de ortaya koyuyor.

Bölgeyi daha iyi kavramak ve İsrail-Filistin sorunu hakkında aydınlanmak için muhakkak okunması gereken bir çalışma.

  • Künye: Ilan Pappé – İsrail Hakkında On Mit, çeviren: S. Erdem Türközü, Nika Yayınevi, siyaset, 224 sayfa, 2018

Herman Melville – Kâtip Bartleby (2018)

‘Kâtip Bartleby’ bir klasik yapıt olduğu kadar, pasif direnişin kült kitaplarından.

Bartleby’nin çalıştığı işyerinin patronunun gözünden anlatılan hikâye, sıradan bir insanın egemenlerin keyfini nasıl kaçırabileceğini, hatta onlar için ne denli aşılamaz bir kâbus haline gelebileceğini anlatıyor.

Hikâyenin en vurucu yanı da, hiç kavgaya gürültüye gerek kalmadan, sadece güçlüyü güçlü kılan ana etkenlerden olan karizmasını aştığımız zaman, özünde onun tüm gücünü elinden aldığımızı, onun nezaketle örülmüş ikiyüzlü maskesinin ardındaki gerçek kötülüğü gün yüzüne çıkarabileceğimizi ortaya koyması.

Herman Melville’in eşi benzeri olmayan novellası, işleri gibi insanları da malları bellemiş güler yüzlü zorbalarla mücadele etmek için muhteşem bir anahtar.

  • Künye: Herman Melville – Kâtip Bartleby, çeviren: Eda Kara, Nika Yayınevi, roman, 80 sayfa, 2018

Nigel McCrery – Ölüler Sır Saklamaz: Adli Bilimler Tarihi (2017)

Özellikle son yirmi yılda adli tıp alanında kaydedilen yeni teknikler, dudak uçuklatacak türden.

Başarılı adli tıp dizisi Silent Witness’ın yaratıcısı Nigel McCrery de bu şahane kitabında, adli tıp disiplininin tarihinde keyifli bir gezinti eşliğinde, bu sıra dışı tekniklerin gelişimini anlatıyor.

Her suçlu, ne olursa olsun illa ki bir iz bırakır.

İster bir saç teli, ister bir iplik, ister parmak izi…

Bu kitap, pek çok yaşanmış vakadan yola çıkarak, suç mahallinde ne gibi delillerin mevcut olduğunu, adli tıpçıların bunları nasıl tasnif ettiğini ve bunlardan ipucu yaratırken balistik, liflerin analizi ve genetik parmak izi gibi teknikleri nasıl kullandıklarını aydınlatıyor.

Ölüler sır saklamaz ve insanların öldükten sonra bile anlatacak hikâyeleri vardır.

  • Künye: Nigel McCrery – Ölüler Sır Saklamaz: Adli Bilimler Tarihi, çeviren: Algan Sezgintüredi, Nika Yayınevi, adli tıp, 256 sayfa, 2017

 

Jim Ife – İnsan Hakları ve Sosyal Hizmet (2017)

Elimizdeki kitap, insani/sosyal hizmet faaliyetlerini bir insan hakları etkinliği olarak yorumluyor, bu anlamda özgün bir düşünme pratiği ve tartışma ortaya koyuyor.

Jim Ife, insan haklarının, sosyal hizmet alanında çalışanlara hem mesleki anlamda hem de hizmet verdikleri kişilerle gündelik ilişkilerinde sağlam bir ahlaki boyut kattığını düşünüyor.

Yine Ife’ye göre, insan haklarıyla harmanlanmış bir sosyal hizmet yaklaşımı, aynı zamanda hem bu alanda çalışanlara hem de sosyal hizmetten yararlananlara, evrensel bir insanlık ve küresel yurttaşlık perspektifi sunarak büyük bir zenginlik sağlayacaktır.

Kültür ve geleneklerden bağımsız, evrensel bir bakış açısıyla yazılmış kitabın, bu yönüyle farklı kültürlere hitap ettiğini de ayrıca belirtmemiz gerek.

  • Künye: Jim Ife – İnsan Hakları ve Sosyal Hizmet, çeviren: Durdu Baran Çiftci, Nika Yayınevi, insan hakları, 312 sayfa

Özhan Öztürk – Dünya Mitolojisi (2016)

Alfabetik biçimde hazırlanmış, dünya mitolojisi hakkında kapsamlı bir kaynak.

Özhan Öztürk kitabında Türk, İskandinav, Kelt, Yunan ve Roma mitolojileri ile pek bilinmeyen Amerika, Asya, Afrika ve Okyanusya mitolojilerine dair bilgiler de yer alıyor.

Ansiklopedik mitoloji sözlüğü olarak tanımlanabilecek kitap,  farklı ülke ve kültürlerdeki mitolojilerde tanrı, dünyanın yaratılışı, doğaüstü varlıklar, mitolojik kahramanlar hakkında aydınlatıcı bilgiler barındırmakta.

Çalışma, okurunu mitolojiler hakkında bilgilendirirken, mitolojilerin geçtiği ortaya çıktığı toplumlara dair önemli folklorik ayrıntılar da sunuyor.

  • Künye: Özhan Öztürk – Dünya Mitolojisi, Nika Yayınevi, mitoloji, 1264 sayfa

Kwame Anthony Appiah – Kozmopolitizm: Dünya Yurttaşlığının Felsefesi (2017)

Avrupa’da sağın yükseldiği, mülteci sorunu bahane edilerek “öteki”nin dışlandığı bir zamanda, “yabancılar”la nasıl diyalog kurulabilir?

Kwame Anthony Appiah, diğer adıyla dünya yurttaşlığı olan kozmopolitizm üzerine yeniden düşünmemizi öneriyor.

Tamamıyla somut örneklerden yola çıkan Appiah, farklılıklardan bahsettiğimizde aslında ne dediğimizi ve ne demek istediğimizi, ahlak ile davranışlar arasındaki çatışmayı, kozmopolitizm konusunda ortaya konmuş deneyimleri de yedeğine alarak tartışıyor.

Yazar bunları yaparken de, Batı düşüncesindeki “biz” ve “öteki” bağlamında yer etmiş bölünmüşlüğü eleştiriyor ve kozmopolit, eşitlikçi bir ilişki için çatışmanın karşısına diyalogu ve kültürler arası karşılıklı etkileşimi çıkarıyor.

Kozmopolitizm üzerine yeniden düşünmek için iyi bir fırsat.

  • Künye: Kwame Anthony Appiah – Kozmopolitizm: Dünya Yurttaşlığının Felsefesi, çeviren: Fezal Gülfidan, Nika Yayınevi, kültür, 200 sayfa

Thomas Benedikter – Modern Özerklik Sistemleri (2014)

Dünyadan pek çok örnek eşliğinde ele alınan modern özerklik sistemleri, başka bir dünyanın mümkün olduğunu gözler önüne seriyor.

Benedikter, İspanya, Nikaragua, Kanada ve İtalya gibi dünya çapındaki özerk bölgeleri incelemekle kalmıyor, siyasal özerkliğin işlevsel unsurlarını ve başarı koşullarını da tartışıyor.

  • Künye: Thomas Benedikter – Modern Özerklik Sistemleri, çeviren: Ümit Kaya, Mehmet Salim, Özgür Demirel, Yasemin Salar ve Hülya Türker, Nika Yayınevi, siyaset, 512 sayfa

Kolektif – Laikliği Yeniden Düşünmek (2017)

Bugün Türkiye’nin gündeminde en yoğun tartışılan konuların başında laiklik geliyor.

Bundan daha 10-15 yıl önceye kadar bizim laiklikten anladığımız şey, bugün anladıklarımızdan oldukça farklı.

Bunun başlıca nedeni de, dinin toplumsal görünümünün son yıllarda daha çok artması.

İşte bu çalışmada bir araya gelen pek çok yazar, laikliğin türleri ve algılanma biçimlerinde zaman içinde gözlemlenen dönüşümleri saptamasıyla dikkat çekiyor.

Kitapta,

  • Dünyanın farklı bölgelerindeki laiklik deneyimleri,
  • Yurttaşlık ve kamusal alan tartışmaları,
  • Demokrasi ve laiklik ilişkisi,
  • Dinsel fundamentalizmin tehlikeleri,
  • İfade özgürlüğü ile laiklik ilişkisi ve bunun gibi pek çok konu tartışılıyor.

Çalışma her şeyden önce, dinin toplum içindeki yerini ve siyaset olan ilişkisini yerli yerine koymasıyla, ayrıca bunu yaparken dünya üzerinde birbirinden farklılık gösteren laiklik yaklaşımlarını karşılaştırmalı bir perspektifle ele almasıyla büyük önem arz ediyor diyebiliriz.

  • Künye: Kolektif – Laikliği Yeniden Düşünmek, derleyen: Craig Calhoun, Jonathan VanAntwerpen ve Mark Juergensmeyer, çeviren: Menekşe Sözbilir, Önder Özden, S. Erdem Türközü, Noyan Özatik, Tuğçe Kılınç, Nupelda Yüce, Müge Durusu-Tanrıöver, Cemre Güneş Şengül ve Ayşegül Avcı, Nika Yayınevi, siyaset, 440 sayfa

Roy Bhaskar – İnsan Bilimlerinin Felsefi Eleştirisi: Natüralizmin Olanaklılığı (2017)

Yayımlanmasının üzerinden geçen kırk yılın ardından sosyal bilim alanında kült hale gelmiş bir kitap.

Kitabın asıl özgünlüğü, pozitivist olmayan bir natüralizm arayışını ortaya koyarak sağlam bir düşünsel alt yapı inşa etmesi ve böylece sosyal bilim yapmak isteyenler için alternatif bir yol ortaya koymasıydı.

Pozitivizm-hermenutik ikilemine düşmeden yönünü tayin etmek isteyen, farklı disiplinlerle kurduğu ilişkilerle zengin bir perspektif kazanan kitap, sosyal teoride önemli yer tutan yapı-fail meselesini de tartışıyor.

Türkiye’de de, bilhassa ilişkisel sosyal bilim alanında çalışanlar için bir başucu çalışması olmaya aday.

  • Künye: Roy Bhaskar – İnsan Bilimlerinin Felsefi Eleştirisi: Natüralizmin Olanaklılığı, çeviren: Vefa Saygın Öğütle, Nika Yayınevi, felsefe, 296 sayfa