Gilles Deleuze – Sacher-Masoch’un Takdimi (2008)

  • SACHER-MASOCH’UN TAKDİMİ, Gilles Deleuze, çeviren: İnci Uysal, Norgunk Yayıncılık, biyografi, 269 sayfa

Sacher-Masoch’un adı, ünlü psikiyatrist Krafft-Ebing tarafından mazoşizmi tanımlamak için kullanılmıştı. Bunun nedeni de, kendisinin edebi eserlerindeki yoğun mazoşist kurguydu. Masoch’a uygun görülen bu yazgının, kendisinin edebi eserlerini gölgede bıraktığı için adil olmadığını söyleyen Deleuze, bu çalışmasında, hem bu karakterin biyografisine yer veriyor hem de onun eserlerini Marquis de Sade’ın eserleriyle karşılaştırıyor. Deleuze, iki karakteri dilleri, betimlemeleri, birbirini tamamlayan ya da birbirini yok sayan yönleri üzerinden değerlendiriyor.

 

Gilles Deleuze – Spinoza: Pratik Felsefe (2011)

  • SPİNOZA: PRATİK FELSEFE, Gilles Deleuze, çeviren: Ulus Baker ve Alber Nahum, Norgunk Yayıncılık, felsefe, 141 sayfa

 

Gilles Deleuze, yeni bir baskıyla raflardaki yerini alan ‘Spinoza’da, “filozofların prensi” olarak tanımladığı düşünüre dair okumalarını derinleştiriyor. Deleuze, kendisinden sonraki Spinoza okumalarını çokça etkileyecek olan bu çalışmasında, Spinoza’nın son derece gelişmiş, sistematik ve bilgince kurulmuş olağanüstü bir kavramsal aygıtı olduğunu belirtiyor. Spinoza’nın hayatıyla kitabına başlayan Deleuze, ilerleyen bölümlerde de, düşünürün en ünlü eseri ‘Ethika’nın ahlaka getirdiği yorum; ‘Ethika’daki temel kavramlar; Spinoza’nın evrimi ve Spinoza’yla günümüz felsefesi arasında nasıl bir ilişki kurulabileceği gibi konuları tartışıyor.

Emine Ceylan -Kış Yolculuğu (2007)

  • KIŞ YOLCULUĞU, Emine Ceylan, Norgunk Yayıncılık, öykü, 160 sayfa

Emine Ceylan ‘Kış Yolculuğu’ adlı kitabında kasaba ile kenti ayıran-birleştiren çizgi üzerine kuruyor öykülerini. Böylelikle kahramanlarını 360 derecelik bir bakış açısıyla gözlemleyebiliyor. Sabit kalanla hareket eden hep karşıtlaşıp duruyor Ceylan’ın öykülerinde, aralarından akıp giden de tereddüt ya da pişmanlık değil, hep o iki uçluluk duygusu, ikiye bölünmüşlük suskunluğu. Okurlar, yazarın kitabında, Kardeşi Nuri Bilge Ceylan’ın ilk uzun metrajlı filmi Kasaba’nın öyküsünü de bulacak. ‘Mısır Tarlası’na ulaşmadan önce tabiatı gönüllerince geçen iki kardeşin serüveni, sinema perdesinde ete kemiğe bürünmeden önce Emine Ceylan’ın yalın sözcüklerinde hayat bulmuştu.

Gilles Deleuze – Kritik ve Klinik (2007)

  • KRİTİK VE KLİNİK, Gilles Deleuze, çeviren: İnci Uysal, Norgunk Yayıncılık, felsefe, 189 sayfa

 

‘Kritik ve Klinik’, Gilles Deleuze’ün edebiyat felsefesine odaklanan metinlerinden oluşuyor. Deleuze, kitabı için, “yazı meselesi etrafında dönen metinlerden oluşuyor” diyor. Deleuze, “yazı meselesi”ni merkeze alırken, bu meseleyi, Lewis Carrol, Louis Wolfson, Nietzsche, Aziz Pavlus, Walt Whitman, Herman Melville, T. E. Lawrence, Platon ve Spinoza gibi isimlerden örnekler vererek ayrıntılandırıyor. Deleuze, yazmanın kişisel bir mesele olmaktan çok, hep yeniden icat edilen bir Tarihin ve bir coğrafyanın yapıtaşlarını oluşturduğunu belirtiyor. Kitap, bu yeniden icat sürecinde, yazma ediminin, Deleuze’ün deyimiyle “sabuklama”, yani “klinik” boyutunu ele alıyor.

Paul Hindemith – Ses İşçiliği (2007

  • SES İŞÇİLİĞİ, Paul Hindemith, çeviren: Yavuz Oymak, Norgunk Yayıncılık, müzik, 260 sayfa

‘Çoksesli Müzikte Temel Kompozisyon Eğitimi’, ‘Ses İşçiliği’nin alt başlığı. 20. yüzyılın önemli bestecilerinden olan Hindemith’in bu kitabı, çağdaş müzik kuramı ve 20. yüzyıl müzik hareketi üzerine kapsamlı ayrıntılar barındırıyor. Bilindiği gibi, Hindemith, Almanya’da Nazizmin yükseldiği yıllarda Türkiye’ye gelerek, Ankara Konservatuvarı’nın kuruluşuna önemli katkılarda bulunmuştu. Bu kitabının önemiyse, yüzyıl müziğinin Stravinski, Schönberg ve Bartok ile aşmaya çalıştığı krizi göğüsleyen önemli bir müzik adamının kaleminden çıkmış olması. Dolayısıyla kitap, müzik kuramına, alanın bütünselliğini olabildiğince gözeterek yaklaşan özellikleriyle önemli.

Gilles Deleuze – Nietzsche ve Felsefe (2011)

  • NIETZSCHE VE FELSEFE, Gilles Deleuze, çeviren: Ferhat Taylan, Norgunk Yayıncılık, felsefe, 248 sayfa

Gilles Deleuze’ün 1962’de yayımlanan ‘Nietzsche ve Felsefe’ adlı eseri, hem Deleuze’ün Friedrich Nietzsche ilgisinin en somutlaştığı, hem de Nietzsche çalışmalarına yeni bir boyut getiren incelemelerden. Nietzsche’nin yayımlanmış tüm çalışmaları üzerinden hareket eden Deleuze burada, Nietzsche ile Hegel arasında bir uzlaşmanın neden mümkün olmadığını ve Nietzsche felsefesinin anlamını, kapsamlı bir şekilde araştırıyor. Nietzsche felsefesinin kavgacı yanının çok önemli olduğunu söyleyen Deleuze, Nietzsche’nin mutlak bir anti-diyelektik oluşturduğunu belirtiyor. Elimizdeki kitap, bu kavgacı ve çığır açan felsefenin izini sürmesiyle dikkat çekiyor.