Charles Jarrett – Kafası Karışmışlar İçin Spinoza (2023)

Benedict de Spinoza, Batı felsefesiyle ilgilenen herkesin karşısına çıkan büyük bir filozoftur.

Etik, din ve siyaset felsefesi alanlarındaki çalışmaları halen ufuk açıcı eserler olarak görülmektedir.

Ama aynı zamanda, günümüz okuyucularını ciddi biçimde zorlayan metinlerdir bunlar.

Geç Ortaçağ skolastiğinin söz dağarı ve terminolojisinin yanı sıra, Spinoza’nın eserlerindeki kolayca nüfuz edilemeyen temalar çoğu zaman açıklığa kavuşturulmaya ihtiyaç duyar.

‘Kafası Karışmışlar İçin Spinoza’, düşünürün felsefi projesinin ve başlıca eserlerinin kapsamlı bir açıklamasını ve çözümlemesini yaparak bu ihtiyacı karşılıyor.

Spinoza’nın anlaşılması güç dili ve terminolojisiyle başa çıkmanın yollarını sergiliyor, onun “geometrik” yaklaşımını ve karmaşık felsefi sistemini anlaşılır hale getiriyor.

Ayrıca, Spinoza’nın halen devam eden etkisine ve çağdaş felsefi tartışmalardaki yerine dair bir değerlendirme sunuyor.

  • Künye: Charles Jarrett – Kafası Karışmışlar İçin Spinoza, çeviren: Aydın Gelmez, Dipnot Yayınları, felsefe, 304 sayfa, 2023

Cemal Bâli Akal – Spinoza ve Sürekli Demokrasi (2023)

 

Spinoza’yı hayatımızın ortasına yerleştirmeliyiz.

Cemal Bâli Akal, Spinoza’nın özgürlük ve demokrasi anlayışının demokrasiye ve her gün daha da yakıcı hale gelen göç sorununa nasıl yanıt verdiğini tartışarak filozofun felsefesinin rasyonelliği oranında gerçek hayatla temas ettiğini gösteriyor.

‘Spinoza ve Sürekli Demokrasi’, yaygınlaşmaya hep açık bedensel-zihinsel özerklikleri, bunlara denk düştüğü için sınırlanması saçmalık olan bir ifade özgürlüğünü, göç sorununu içeren bir iletişim hakkını ve bunların sürekli devinimini anlatır: Tabiatla özdeşleşen sonsuz “bir” demokrasi.

İfade özgürlüğü, özerklik ve göç sorunları 2004’te yayımlanan ‘Varolma Direnci ve Özerklik’te ele alınmıştı.

Bu kitabı, Akal’ın Spinoza üzerine aynı fikri taşıyan bazı metinlerinin bulunduğu ‘Kimlik Bedenin Hapishanesidir’ başlıklı (Reyda Ergün’le) ortak çalışma izlemişti.

İki kitapta ele alınan sorunlar, göç konusunda görüldüğü gibi güncelliklerini ağırlaşarak korudular, hatta artık iyice görünür oldular.

Kitapların tükenmesi, ana çizgiye sadık kalan, ama özellikle Epikuros, Lucretius, Machiavelli, Nietzsche ve Kelsen’e odaklanmış okumalar üzerinden, onlara farklı biçim ve içerik kazandıran bir bütünün oluşturulmasını gerektirdi.

Bu bütüne yeni metinler eklenirken, çalışmanın tamamı gözden geçirildi, değişiklikler ve kısaltmalar yapıldı.

Bazı ekler bölüm ya da dipnot olarak metne dahil edilirken, aralarından çıkarılanlar da oldu.

  • Künye: Cemal Bâli Akal – Spinoza ve Sürekli Demokrasi, Dost Kitabevi, felsefe, 317 sayfa, 2023

George L. Kline – Sovyet Felsefesinde Spinoza (2023)

İlkin 1952’de yayımlanan bu kitap, Spinoza yorumunun çatışan Marksist okulların ortaya çıkışı da dahil olmak üzere, 1920’ler ve 30’larda Sovyetler Birliği’nde Spinoza biliminin yeniden canlanması üzerine çok sayıda çalışmayı bir araya getiriyor.

Bu çalışma, bağlama dair referanslar sağlayan uzun bir girişle birlikte, 1923-1932 yılları arasında Spinoza üzerine yayımlanan yedi nitelikli makalenin Kline tarafından yapılan çevirilerini içeriyor.

Bu gelişmeler, bir Batı Avrupa diline önceden çeviri yapılmaması nedeniyle Rusya dışında genellikle bilinmiyordu.

Spinoza’nın Marksist yorumu, yalnızca Batı biliminin baskın geleneklerinden değil, aynı zamanda Devrim öncesi Rusya’nın eleştirel ve olumsuz görüşlerinden de bir kopuşu temsil ediyor.

Bu kitap hem Sovyet felsefesinde Spinoza’nın hem de Spinoza aracılığıyla Sovyet felsefesinin incelenmesini sağlıyor.

  • Künye: George L. Kline – Sovyet Felsefesinde Spinoza, çeviren: Akın Sarı, Ayrıntı Yayınları, felsefe, 192 sayfa, 2023

Joseph Ratner – Spinoza (2022)

Yaşadığı dönemde ötekileştirilen ve görmezden gelinen Spinoza’nın devrimci düşünceleri son yıllarda büyük ilgiye mazhar oldu.

Joseph Ratner’ın Spinoza’nın başlıca eserlerinin bazı kişisel mektuplar ve diğer küçük makalelerle zenginleştirilmiş iyi bir özeti olan bu kitabı, Spinoza’nın düşüncelerini ve O’nun fikirler tarihindeki yerini ayrıntılı bir şekilde ortaya koyarak konuya giriş yapmak isteyenler için sağlam bir çalışmaya imza atmış.

Spinoza’nın felsefesi, insan ve tanrı arasındaki ilişki, ahlaki eylemin doğası ve kavramların görelileştirilmesi konularında çığır açıcıydı.

Ratner da, Spinoza’nın bütün eserlerini ele alarak filozofun sistemini ayrıntılı bir şekilde aydınlatıyor, ayrıca düşünürü yaşadığı dönemin merkezine yerleştirerek anlamaya koyuluyor.

  • Künye: Joseph Ratner – Spinoza, çeviren: Zeynep Yerişenoğlu, Gece Kitaplığı, felsefe, 314 sayfa, 2022

Ahmet İlhan – Spinoza, Kant, Schopenhauer ve Nietzsche Felsefesinde Duyguların Anatomisi ve Şiirsel İzdüşümleri (2021)

Duygular felsefesi, bilhassa son yıllarda büyük ilgi çeken konulardandır.

Ahmet İlhan da bu özenli çalışmasında Spinoza, Kant, Schopenhauer ve Nietzsche’nin duygu tanımlarına ve bunun şiirsel izdüşümlerine odaklanıyor.

Çalışma, bir yandan söz konusu dört büyük filozofun duygu tanımları, çözümlemeleri ve betimlemelerini aydınlatırken, diğer yandan da şairlerin güçlü sezgilerini ve yaratıcı imgelemlerini felsefenin canlı yaşam akışına çekiyor.

İlhan’ın bu kapsamlı felsefi duygu çalışmasında karşımıza,

  • Spinoza’nın, duyguların matematiksel hassasiyetle incelenebileceği, duygu tarafından motive edilen insan davranışının tamamen anlaşılabilir ve açıklanabilir olması gerektiği düşüncesi,
  • Kant’ın duygu, akıl ve eylem arasındaki bağları çözümlemeye çalışırken eylemlerimizin bilgiyle nasıl iç içe geçtiği ve eylemlerimizin duygu ile akıl arasındaki gerginliğe nasıl vesile olduğu yaklaşımı,
  • Schopenhauer’un insanın sürekli bir gereksinme “isteme” halinde kaçınılmaz olarak hayal kırıklıkları ve acılar çekmeye yazgılı olduğu biçimindeki yaklaşımı,
  • Ve Nietzsche’nin kadim duygularımızla ilgili olarak bize inandığımız, bildiğimiz, sandığımız ve düşündüğümüz her şeyin büyük bir yanlışın parçası olabileceği ihtimalini fikri gibi pek çok ilgi çekici konu çıkıyor.

Künye: Ahmet İlhan – Spinoza, Kant, Schopenhauer ve Nietzsche Felsefesinde Duyguların Anatomisi ve Şiirsel İzdüşümleri, Sümer Yayıncılık, felsefe, 304 sayfa, 2021

Sevinç Türkmen – Ekopraksisin Ontolojisi (2021)

İlk bakışta birbirinden farklı gibi görünen Spinoza ile Karl Marx’ı, ekolojik bir varoluş tarzı bağlamında bir araya getiren özgün bir çalışma.

Sevinç Türkmen, iki büyük filozofun düşüncelerini insan, doğa ve etik bağlamında irdeleyerek bunun çağdaş sorunlarımıza nasıl yanıt verebileceğini tartışıyor.

Türkmen bunu yaparken de iki filozofun doğa felsefelerini merkeze alıyor, zira kendisine göre, ekolojik bir araştırmanın nesnelliğini temin edecek birincil disiplin doğa felsefesi, yani esasen ontolojidir.

Kitabın ikinci önemli katkısı ise, toplumların kuruluşunun mantığına dair tarihsel bir okumaya girişmesi.

  • Künye: Sevinç Türkmen – Ekopraksisin Ontolojisi: Spinoza ve Marx, İthaki Yayınları, felsefe, 360 sayfa, 2021

Jon Miller – Spinoza ve Stoacılar (2021)

Spinoza, Stoacı olarak tanımlanabilir mi?

Jon Miller’ın bu kitabı, Spinoza düşüncesi ile Stoacılık arasındaki ilişkiyi irdeleyen ilk sistematik çalışma olmasıyla çok değerli.

Spinozacılığın ana unsurlarından metafiziğin, epistemolojinin, felsefi psikolojinin ve etiğin Stoacılıktaki muadilleriyle ilişkisini gözler önüne seren Miller’ın, bunu yaparken birincil metinler üzerine yaptığı titiz inceleme dikkat çekiyor.

Aynı zamanda literatürdeki tüm ikincil kaynaklara başvuran Miller, Spinoza’nın Stoacı olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine doyurucu yanıtlar verdiği gibi, her iki sistemin özgünlüklerini de ortaya koyuyor.

  • Künye: Jon Miller – Spinoza ve Stoacılar, çeviren: Berk Utkan Atbakan, Albaraka Yayınları, felsefe, 360 sayfa, 2021

Antonio Negri – Yaban Kuraldışılık (2021)

Antonio Negri’den Spinozacılığın özünü ortaya koyan harika bir çalışma.

Negri’nin Spinoza düşüncesinde güç ve iktidar olgusunun kendine nasıl yer bulduğunu irdelediği bu kitabını, alıkonulduğu hapishanede yazması ise tarihin bir başka ironisi.

Düşünür, Spinoza’nın fikirlerini çok yönlü bir bakışla irdelerken, aynı zamanda ideolojinin bugün içinde bulunduğu çok yönlü krizi, gerçekliğin kuruluşu ve Spinoza’nın felsefesinde politikanın kurucu rolü gibi ilgi çekici konular üzerine de derinlemesine düşünüyor.

  • Künye: Antonio Negri – Yaban Kuraldışılık: Spinoza’da Güç ve İktidar, çeviren: Eylem Canaslan, Zoe Kitap, felsefe, 392 sayfa, 2021

Steven Nadler – Spinoza’nın Etika’sı (2021)

Spinoza’nın ‘Etika’ adlı başyapıtı, felsefe tarihinin hem en önemli hem de en zor kitaplarından biridir.

Steven Nadler’in bu çalışması ise, söz konusu eserin katkıları üzerine eşsiz bir inceleme.

Nadler burada, ‘Etika’nın argümanlarını ve öğretilerini açıkladığı gibi, Spinoza’nın özgün fikirlerinin o zamanki dünyayı neden bu denli korkuttuğunu da irdeleyerek dönemin düşünce atmosferinin iyi bir fotoğrafını çekiyor.

Nadler bunun yanı sıra, Spinoza’nın düşüncesinin bugün neden güncelliğini koruduğunu da ele alıyor.

‘Etika’ bize Tanrı, doğa, insan ve mutluluk üzerine neler söyler sorusunun yanıtını arayanların muhakkak okuması gereken çalışma, Spinoza düşüncesinin felsefi arka planını ve Spinoza’nın girdiği diyalogları inceliyor, örneğin Descartes ve Hobbes da dahil çağdaşlarıyla ve Stoacılar başta olmak üzere antik düşünürlerle ve nihayet ataları Yahudi rasyonalistleriyle nasıl bir diyalog kurduğunu ortaya koyuyor.

  • Künye: Steven Nadler – Spinoza’nın Etika’sı, çeviren: Özgür Şahin, Say Yayınları, felsefe, 408 sayfa, 2021

Diego Tatián – Yabanın İhtiyatı (2021)

İçinde yaşadığımız modernite çağında politika hepten itibarsızlaştırılmıştır.

Arjantinli düşünür Diego Tatián, var olma gücümüzü geliştirecek üstün bir yol olarak politikayı hayatımıza nasıl dâhil edeceğimizi, Spinoza’nın düşüncelerini merkeze alarak açıklıyor.

‘Yabanın İhtiyatı’, politikasızlaştırılmış bir dünyada yepyeni bir politikanın ve yeniliğin engellendiği her durumda da “impolitik” bir direnişin imkânını arıyor.

Tatián’a göre, topyekûn hâkimiyet ve güç istencinin mutlak emrediciliği karşısında, o eski politik ideali koruyan ve gerçekleştiren ‘impolitik’ davranış ve buluşmaları ortaya koymamız, ayrıca önderlik mantığını merkezsiz, bürokrasisiz, hiyerarşisiz biçimde tersine çevirmemiz gerekiyor.

Varolma direncini her türlü iradenin iktidarı ve iktidarın iradesinin önüne geçirmek konusunda Spinoza’nın bize neler verebileceğini irdeleyen Tatián’ın çalışması, hem bugün içinde bulunduğumuz çıkmaz hem de Spinoza’nın mirası üzerine düşünmek için çok iyi fırsat.

  • Künye: Diego Tatián – Yabanın İhtiyatı: Spinoza’da Tutkular ve Politika, çeviren: Ali Dokuzlu ve İsmet Şebin, Zoe Kitap, felsefe, 184 sayfa, 2021