Bill Gates – Kaynak Kod (2025)

Bill Gates’in bu kitabı, teknoloji dünyasının en tanınan figürlerinden birinin kişisel ve entelektüel serüvenini, erken dönem deneyimleri üzerinden anlatıyor. Gates, çocukluk yıllarından Harvard günlerine, Microsoft’un kuruluşuna uzanan bu süreçte merak, rekabet, öğrenme ve yenilik tutkusunun kendi yaşamındaki belirleyici gücünü yansıtıyor. Kitap, bir başarı hikâyesinden çok, teknolojik dönüşümün insan zihninde ve toplumsal yapıda nasıl kök saldığını gösteren bir bellek çalışması niteliğinde. Gates, kod yazmayı yalnızca teknik bir beceri değil, düşünmenin, yaratmanın ve sorun çözmenin bir biçimi olarak görüyor.

‘Kaynak Kod: Yolun Başı’ (‘Source Code: My Beginnings’), 1960’ların bilgisayar laboratuvarlarından 1980’lerin kişisel bilgisayar devrimine kadar uzanıyor. Gates, dönemin sınırlı donanımlarında yazılım geliştirme sürecinin hem yaratıcılıkla hem sabırla nasıl iç içe geçtiğini hatırlatıyor. Kendi hikâyesini anlatırken, aynı zamanda dijital çağın başlangıcına tanıklık eden bir kuşağın zihinsel atmosferini de canlandırıyor. Arkadaşı Paul Allen’la birlikte Microsoft’u kurarken taşıdığı vizyon, bilgisayarları yalnızca uzmanların değil herkesin kullanabileceği bir araç haline getirmekti. Bu vizyon, teknolojiyi demokratikleştiren büyük bir dönüşümün zeminini hazırlıyor.

Kitap, aynı zamanda Gates’in gençlik dönemindeki başarısızlıklarını, kuşkularını ve öğrenme süreçlerini dürüst bir dille paylaşıyor. Onun hikâyesi, zekânın tek başına yeterli olmadığını; merakın, çalışma disiplininin ve sürekli yeniden denemenin belirleyici rol oynadığını gösteriyor. ‘Kaynak Kod’, yalnızca bir teknoloji kurucusunun değil, dijital çağın ilk mimarlarından birinin zihinsel kaynak kodunu okura açıyor.

  • Künye: Bill Gates – Kaynak Kod: Yolun Başı, çeviren: Ramazan Kılınç, Domingo Kitap, otobiyografi, 320 sayfa, 2025

Thomas Halliday – Öteki Diyarlar (2025)

Thomas Halliday’in bu kitabı, Dünya’nın 4 milyar yıllık jeolojik tarihini, canlıların evrimini ve gezegenimizin geçirdiği dramatik değişimleri ele alan kapsamlı bir eserdir. ‘Öteki Diyarlar: Kayıp Dünyaya Yolculuk’ (‘A World in the Making’), okuyucuları zamanın derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkararak, Dünya’nın oluşumundan günümüze kadar olan süreci canlı ve etkileyici bir şekilde anlatıyor. Kitap, gezegenimizin ilk oluşumundan, tek hücreli organizmaların ortaya çıkışına, dinozorların yükselişine ve yok oluşuna, memelilerin evrimine ve nihayetinde insanın ortaya çıkışına kadar olan önemli dönüm noktalarını detaylandırıyor.

Halliday, fosil kayıtları, jeolojik veriler ve bilimsel araştırmaları ustaca bir araya getirerek, okuyuculara Dünya’nın geçmişine dair zengin bir tablo sunuyor. Kitapta, kıtaların kayması, volkanik patlamalar, buz çağları ve kitlesel yok oluşlar gibi gezegenimizi şekillendiren dramatik olaylar anlatılıyor. Halliday, bu olayların canlıların evrimini nasıl etkilediğini ve gezegenimizin bugünkü halini nasıl aldığını açıklıyor. Ayrıca, farklı canlı türlerinin evrimsel süreçteki rollerini, birbirleriyle olan etkileşimlerini ve gezegenimizin ekosistemine katkılarını da inceliyor.

Kitapta, Dünya’nın geçmişine dair bilimsel keşiflerin yanı sıra, bu keşiflerin ardındaki bilim insanlarının hikâyelerine de yer veriliyor. Halliday, okuyuculara, fosil bilimcilerin, jeologların ve diğer bilim insanlarının çalışmalarını anlatarak, bilimsel araştırmanın heyecanını ve zorluklarını aktarıyor. Ayrıca, bilimsel keşiflerin, Dünya’nın geçmişine dair anlayışımızı nasıl değiştirdiğini ve evrim teorisinin gelişimine nasıl katkı sağladığını da açıklıyor.

‘Öteki Diyarlar’, sadece bilimsel bir eser değil, aynı zamanda edebi bir anlatıya da sahip. Halliday, okuyucuları zamanın derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarırken, gezegenimizin geçmişine dair canlı ve etkileyici bir tablo çiziyor. Kitap, Dünya’nın tarihine ilgi duyan herkes için okunması gereken bir eser.

  • Künye: Thomas Halliday – Öteki Diyarlar: Kayıp Dünyaya Yolculuk, çeviren: Ramazan Kılınç, Domingo Kitap, bilim, 392 sayfa, 2025

Pascal Boyer – Dinin Açıklanması (2025)

Pascal Boyer’in ‘Dinin Açıklanması: Dini Düşüncelerin Evrimsel Kökenleri’ (‘Religion Explained: The Evolutionary Origins of Religious Thought’) adlı kitabı, dinin insan zihnindeki kökenlerini evrimsel bir bakış açısıyla inceliyor. Boyer, dinin doğaüstü varlıklara olan inançtan ziyade, insan zihninin evrimsel olarak gelişmiş bilişsel mekanizmalarının bir ürünü olduğunu savunuyor. Ona göre, din, insan zihninin bazı temel özelliklerinin, özellikle de neden-sonuç ilişkilerini anlama, sosyal etkileşimleri takip etme ve tehlikelerden kaçınma gibi yeteneklerinin bir yan ürünü olarak ortaya çıkıyor.

Boyer, dinin yaygınlığını ve çeşitliliğini, insan zihninin evrensel özellikleriyle açıklıyor. İnsanların, doğaüstü varlıklara olan inançlarını, mantık ve kanıtla çelişmesine rağmen sürdürebilmelerini, zihnin bu varlıklarla ilgili kavramları işleme biçimiyle ilişkilendiriyor. Ona göre, doğaüstü varlıklar, insan zihninin “doğal” olarak kabul ettiği kategorilere uymayan, ancak yine de anlaşılabilir olan varlıklar olarak algılanıyor. Bu durum, insanların bu varlıklara dair inançlarını sürdürmelerini kolaylaştırıyor.

Kitap, dinin sadece inançlardan ibaret olmadığını, aynı zamanda ritüeller, mitler ve sosyal kurumlar gibi karmaşık bir sistem olduğunu vurguluyor. Boyer, bu unsurların da insan zihninin evrimsel olarak gelişmiş özellikleriyle nasıl bağlantılı olduğunu açıklıyor. Örneğin, ritüellerin, insanların sosyal bağlarını güçlendirmeye ve grup içi iş birliğini artırmaya yardımcı olduğunu savunuyor. Mitlerin ise, insanların dünyayı anlamlandırma ve belirsizliklerle başa çıkma çabalarının bir ürünü olduğunu belirtiyor.

Boyer, dinin insanlık tarihi boyunca nasıl değiştiğini ve geliştiğini de ele alıyor. Ona göre, dinler, farklı toplumsal ve çevresel koşullara uyum sağlayarak evrimleşiyor. Bu süreçte, bazı dinler yaygınlaşırken, bazıları yok oluyor. Ancak, dinin temelinde yatan insan zihninin bilişsel mekanizmaları, evrensel ve kalıcı kalıyor.

Sonuç olarak, ‘Dinin Açıklanması’, dinin insan zihnindeki kökenlerini ve işleyişini anlamak için evrimsel bir çerçeve sunuyor. Boyer, dinin doğaüstü bir olgudan ziyade, insan zihninin doğal bir ürünü olduğunu savunarak, dinin bilimsel olarak incelenebileceğini gösteriyor.

  • Künye: Pascal Boyer – Dinin Açıklanması: Dini Düşüncelerin Evrimsel Kökenleri, çeviren: Ramazan Kılınç, Monografi Yayıncılık, antropoloji, 400 sayfa, 2025

Andrew Leigh – Kısa İktisat Tarihi (2024)

Bu küçük kitap büyük bir hikâye anlatıyor.

‘Kısa İktisat Tarihi’ antik çağlardan modern dünyaya savaşın, yeniliklerin ve toplumsal dönüşümün ardındaki gizli ekonomik güçleri ortaya çıkarırken, kapitalizm ve piyasa sisteminin nasıl ortaya çıktığının izini sürüyor ve ekonomi disiplinini şekillendiren temel fikirleri ve kişileri tanıtıyor.

Andrew Leigh, Monopoly oyununun kökenlerini, sabanın icadının neden cinsiyet eşitsizliğine yol açtığını, bazı hastalıkların sömürgeciliğin kalıplarını nasıl şekillendirdiğini, gökdelenin ilk olarak Amerikan kentlerinde ortaya çıkmasının nedenlerini ve çok daha fazlasını ortaya koyuyor.

Kitaptan bir alıntı:

“Birçoğumuz iktisat araştırmacısı olmayacağımıza göre iktisadın bize en büyük katkısı, daha iyi bir hayat yaşamamıza yardımcı olmasıdır. Bir konuda kararsız kaldığınızda maliyetler ile faydaları kıyaslayın. Fırsat maliyetlerini dikkate alın; nelerden vazgeçiyorsunuz? Marjı da düşünün; bir şeyden bir tane daha almanıza değip değmeyeceğini kendinize sorun. Elbette dışsallıkları, yani kararlarınızın diğer insanlara olumlu ya da olumsuz etkilerini de değerlendirmeyi unutmayın. Eğitimden girişimciliğe, sosyalleşmekten hisse piyasasına, her alanda iktisat daha iyi bir hayat yaşamanızı sağlayabilir.”

  • Künye: Andrew Leigh – Kısa İktisat Tarihi, çeviren: Ramazan Kılınç, Say Yayınları, iktisat, 224 sayfa, 2024

Rachel Laudan – İmparatorluklar ve Mutfaklar (2022)

‘İmparatorluklar ve Mutfaklar’da, ilkel atalarımızın tahıl aşçılığında ustalaşmalarıyla ortaya çıkan; İslam, Hıristiyanlık, Budizm ve diğer dinlerle şekillenen; imparatorluklarla birlikte alt ve üst sınıflara ayrışan; özellikle son iki yüzyıldır, ulus devletlerle orta sınıflaşan mutfakların tarihi anlatılıyor.

Rachel Laudan ulusların bugün kendilerine has olduğunu düşündükleri, gurur ve hatta kıskançlıkla sahiplendikleri mutfakların artık büyük oranda yiten izlerini sürüp ortak kökenlerinin peşine düşüyor.

‘İmparatorluklar ve Mutfaklar’da, aynı zamanda buğdayın ve diğer tahılların dünyanın farklı yerlerinde benzer ve birbirleriyle alakalı süreçler sonunda beslenmemizin temeline yerleşmesinin; tuz, şeker ve baharatın lüks ürünler olmaktan çıkıp herkesin ulaşabileceği gıdalara dönüşümünün; kahve ve çay gibi dinle ilişkilendirilen içeceklerin sosyal içecekler haline gelişinin, hazır gıda ve konserve endüstrisinin gelişimiyle orta sınıf mutfakların dünyanın dört bir yanına dağılımının; mantının, dondurmanın, mangoların, patatesin ve mısırın kıtadan kıtaya yolculuğunun hikâyesi de anlatılıyor.

‘İmparatorluklar ve Mutfaklar’ insanların yemek pişiren hayvanlar olduğu gerçeğinin ciddiye alındığı bir çalışma.

Toplumlar tarihin erken dönemlerinden beri pişmiş yiyeceklerle beslenmiş, çiğ besinleri ancak takviye olarak kullanmışlardır.

Pişirme -çoğu hasat edilmiş bitkilerle hayvansal ürünlerden oluşan çiğ gıdaların yenebilir şeylere dönüştürülmesi muazzam bir insan enerjisi gerektirir; zaman alır ve zordur.

Hem geçmişte hem de günümüzde elimizdeki en önemli teknolojilerden olmuştur.

Ezelden beri analizlere, tartışmalara neden olmuş; sosyal, siyasal, ekonomik sistemlerimizle; dini inançlarımız, etik, hastalık ve sağlıkla ilişkilendirilmiştir.

İşte bu kitapta Laudan, pişirmenin son beş bin yılda nasıl evrimleştiği sorusunun peşine düşüyor.

  • Künye: Rachel Laudan – İmparatorluklar ve Mutfaklar: Dünya Tarihinde Pişirme, çeviren: Ramazan Kılınç, Monografi Yayınları, tarih, 544 sayfa, 2022