Henri Lefebvre – Şehir Hakkı II (2022)

Henri Lefebvre’in ‘Şehir Hakkı’, yayımlandığı ilk günden itibaren antikapitalist kent hareketinin rehber kitabı oldu.

Kitabın bu ikinci cildi, ilkinin gölgesinde de kalmış olsa da, aslında ilk ciltte çizilen çerçeveyi derinleştirmesiyle çok önemli.

1968 ayaklanmasının arifesinde yayımlanan ‘Şehir Hakkı’, tek kelimeyle bir manifestodur.

Şehir denen gerçeğin artık geçmişte kalmış tarihsel bir olgu olduğunu, uğradığı süregiden dönüşüm içerisinde yeni bir kentsel gerçekliğin ve buna göre yeni bir hümanizmin doğmakta olduğunu müjdelemesiyle, ‘Komünist Manifesto’nun “Katı olan her şey buharlaşıyor…” savsözünün ardındaki diyalektik mantığı akla getiriyor.

Yurt işgaliyle yükselecek ve tüm dünyayı kasıp kavuracak isyan dalgasının fitilini ateşleyen Nanterre Üniversitesi’nde öğrencileriyle birlikte saf tutacak olan Henri Lefebvre’in bu savsözü de, 21. yüzyılın başında gezegenin dört bir yanında tırmanan antikapitalist kent hareketlerinin başlıca sloganlarından biri haline gelecektir.

Kitabın 1972’de yayımlanan bu ikinci cildiyle Lefebvre, ilk ciltte çizdiği çerçeveye derinlik kazandırıyor.

Bütün Avrupa’da olduğu gibi şehirlerinde köklü bir mekânsal dönüşümün yaşandığı dönemin Fransası’nda, konuyla ilgili gözlem ve kaygıların dile getirildiği düşünsel bir buluşma noktası olan Espaces et Sociétés dergisindeki yazıları, özellikle dikkat çekiyor.

Bunlardan “Şehir ve Kentsel”, Lefebvre’in başlı başına bir ideoloji olarak tanımladığı şehircilik karşısında avadanlığının anahtar kavramlarından biri olan “kentsel” sözünü anlamamızı sağlayacak önemli ipuçları içeriyor.

  • Künye: Henri Lefebvre – Şehir Hakkı II: Mekân ve Siyaset, çeviren: Metin Yetkin, Sel Yayıncılık, kent çalışmaları, 136 sayfa, 2022

Hikmet Kuran – Şehir Hakkı (2021)

Kentler bugün, sermayenin yeniden üretiminin bir aracına dönüştü.

Hikmet Kuran da, Henri Lefebvre’in özgün kent hakkı kavramından yola çıkarak kentlere yeniden sahip çıkmamıza olanak sağlayacak devrimci bir perspektifin olanakları üzerine düşünüyor.

Kapitalist üretim tarzında sermaye-mekân etkileşiminin işleyişine yönelik çarpıcı çözümlemeleri ve isabetli öngörüleri Lefebvre’i özgün bir noktaya taşıdı.

Örneğin şehir ve kent arasında tanımladığı ve çözümlediği ayrım, kapitalizmin kent sorunsalına tüm boyutlarıyla temas eder.

Kullanım değeri ve sahiplenmeye endeksli, belirlenim, tahakküm ve sömürü süreçlerinden bağımsız bir nitelik arz eden ‘şehir’ ile söz konusu süreçlerin küresel ölçekte somutlaştığı ve özgün nitelikleri yok ettiği, tüm unsurlarıyla sermayenin yeniden üretiminin bir aracına dönüşen ‘kent’ arasındaki bu ayrım, bu anlamda dikkat çekicidir.

İşte Lefebvre’in şehir hakkı olarak kavramsallaştırdığı çözüm arayışı, tam da bu ayrım üzerinden somutluk kazanmasıyla çok önemli.

Bu bağlamda şehir hakkı kavramsallaştırması, hem üretim ilişkilerinin ürettiği/yeniden ürettiği ve ekonomik, toplumsal, siyasal ve mekânsal düzlemde gözlemlenen sorunları anlamlandırma hem de bunları ve bir bütün olarak kapitalist üretim ilişkilerini ortadan kaldıracak devrimci dönüşümü formüle etme açısından kilit bir unsur olarak ön plana çıkar.

Kuran da bu çalışmasında, şehir hakkı kavramının kapitalizmi aşmaya koşullu bir devrimin kuramsal yol haritasına karşılık geldiğini savunuyor.

Bu iddiasını da Lefebvre’in mekân-sermaye, gündelik hayat ve toplumsal mücadele pratiklerine yönelik öne sürdüğü argüman ve kavramsallaştırmalara dayandırıyor.

Kuran bunu yaparken de, özellikle neoliberal politikalarla daha da görünür hâle gelen, Lefebvre tarafından başarıyla öngörülen ve çözümlenen, şehrin özgün nitelikleri ile kapitalizme içkin temel yasalar arasındaki çatışma noktalarını aydınlatıyor ve şehir hakkının gerçekleşmesinin kapitalist üretim ilişkilerinin ortadan kalkması anlamına geldiğine yönelik iddiayı kuramsal ve pratik boyutlarıyla gerekçelendiriyor.

  • Künye: Hikmet Kuran – Şehir Hakkı: Neoliberal Kentleşme ve Sınıf Mücadelesi, Nika Yayınevi, kent çalışmaları, 296 sayfa, 2021

Henri Lefebvre – Şehir Hakkı (2016)

Kaleme alındığı 1967’de, düşünce tarihindeki şehir algısına özgün bir boyut kazandırdığı gibi, bugün de kentsel hareketlerin, kent çalışmalarının en önemli referans çalışmalarından biri olmaya devam eden bir kitap.

Henri Lefebvre’nin klasik yapıtı, şehirleşme sorununun ana hatlarını ve şehircilik ideolojisini derinlemesine irdelemek açısından iyi bir fırsat.

Kitaptan birkaç alıntı:

“Mimarlar ve yazarlar kentin insancıl taraflarını ele alırken, devlet bilimsel yaklaşır katıdır. Müteahhitler ise tamamen kenti pazarlama peşinde olmuştur.”

“İnsanlık ancak çözebileceği sorunları önüne koyar, der Marx.”

“Şehirler var, bizler bu şehirlerde yaşıyoruz. Ve ‘Şehir Hakkı’ diye bir hak da var.”

“Şehir (ve kentsellik) teorisine, tarihe ve sosyolojiye zamansal ve mekânsal süreksizliklerin dahil edilmesi, bunları istismar etme hakkını vermez.”

Kent, dağılmış ve yabancılaşmış güncellik halinde, tohum ve potansiyel olarak ayak direr.”

“Kent yaşamından yoksun kalmış işçi sınıfı için pratik dolayısıyla politik bir sorun vardır.”

  • Künye: Henri Lefebvre – Şehir Hakkı, çeviren: Işık Ergüden, Sel Yayıncılık, kent çalışmaları, 167 sayfa, 2016