Yevgeni Primakov – Politikanın Mayınlı Tarlası (2008)

Yevgeni Primakov’un anıları, Rus politik ve toplumsal yaşamının çok katmanlılığını göstermesiyle dikkat çekiyor.

Primakov, Rusya’da Dış İstihbarat Servisi Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık gibi önemli görevler üstlendi.

Gorbaçov ve Yeltsin dönemlerinde görev almış bir siyasetçi olan Primakov, Sovyetler Birliği’nin dağılmasına; toparlanma sürecinde yaşananlara; Çeçenistan ve Balkanlar’daki sıkıntılara; Körfez Savaşı’nda Rusya’nın diplomatik faaliyetlerine; Ortadoğu’daki gelişmelere ve Soğuk Savaş’ın ardından gelen yeni dünyaya tanık olmuş bir isim.

Kitap, bu çalkantılı dönemi yaşayan bir siyasetçinin birebir tanıklığını sunmasıyla önemli bir tarihi belge niteliğinde.

  • Künye: Yevgeni Primakov – Politikanın Mayınlı Tarlası, çeviren: Fatma Arıkan, Selis Kitaplar, anı, 464 sayfa

İsmet Üzen (haz.) – 1. Dünya Harbinde Sina Cephesi (2007)

  • 1. DÜNYA HARBİNDE SİNA CEPHESİ VE ÇÖL HATIRALARI, hazırlayan: İsmet Üzen, Selis Kitaplar, anı, 252 sayfa

1-dunya-harbinde-sina-cephesi

‘1. Dünya Harbinde Sina Cephesi ve Çöl Hatıraları’, Sina cephesinde ve çölünde görev yapanların hatıra eserlerinden, askerî harekâtların yanında, ağırlıklı olarak da bireysel faaliyetlerle ilgili olanlarına yer veriyor. Seçilen metinler,  Sina çölünde görev yapanların çöl hayatını, üzüntüleri, sevinçleri, cesaretleri, hayal kırıklıkları, mahrumiyetleri, komutanlar arasındaki rekabetleri yorumlayışları çerçevesinden veriliyor.

Nesime Ceyhan – 1. Dünya Savaşı Hikâyeleri (2007)

  • 1. DÜNYA SAVAŞI HİKÂYELERİ, Nesime Ceyhan, Selis Kitaplar, öykü, 246 sayfa

1-dunya-savasi-hikayeleri

‘1. Dünya Savaşı Hikâyeleri’, Nesime Ceyhan’ın hazırladığı ‘Osmanlı Dağılırken Ağlayan Hikâyeler’ dizisinin üçüncü ve son kitabı. Türkiyeli yazarlarca kaleme alınan bu hikâyeler, tahmin edilebileceği gibi, 1914-1918 zaman aralığında, savaşın yıkıp yok ettiği Osmanlı İmparatorluğu’nda geçiyor. Enis Tahsin, Hasan Dündar, Fâzıl Turgut, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Ömer Seyfeddin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Hüseyin Râgıb, Emine Semiha, Salime Servet Seyfi, Emin Ali, Âkil Koyuncu, Sadiye, Arif Oruç, Aziz Hûdâî, Raif Necdet, Ali Suad, Aka Gündüz ve Fatma Hayrünissâ gibi isimlerin metinlerinden oluşan kitapta, toplam otuz yedi öykü yer alıyor. Ceyhan’ın çalışması, dönem edebiyatına dair iyi örneklerden oluşuyor. Özellikle öykülerin, Türkiye’nin trajik dönemlerini hikâye etmeleri ve bu yönleriyle tarihi ayrıntılar barındırmalarıyla özgün olduklarını söyleyebiliriz.

İsmail Yılmaz – Türk Tarihinde Dalkavukluk ve İhanetler (2007)

  • TÜRK TARİHİNDE DALKAVUKLUK VE İHANETLER, İsmail Yılmaz, Selis Kitaplar, tarih, 352 sayfa

turk-tarihinde-dalkavukluk

İsmail Yılmaz’ın ‘Türk Tarihinde Dalkavukluk ve İhanetler’ sıkıcı olmayan tarih kitaplarına iyi örneklerden biri. Yılmaz, hep güncel bir konu olagelmiş ve görünürde böyle de devam edecek gibi görünen dalkavukluk ve ihanet gibi iki önemli konuyu ele alıyor. Kitap konuya dokuz bölümde ve Hunlardan Cumhuriyet dönemine uzanarak odaklanıyor. “Bu eser, tarihin kenarında durup, yönetenlerle dalkavuklar arasındaki hastalıklı ilişkileri ibretle seyredenler için yazılmıştır. Yalakaların yağlı elleriyle eserime dokunmasını, dalkavukların maskaralıklarıyla sayfalarımı buruşturmasını istemiyorum” diyen Yılmaz’ın kitabı, tarihte bu yönleriyle nam salmış aktörleri anlatıyor.

Niyazi Ahmet Banoğlu – Tarihi ve Efsaneleriyle İstanbul Semtleri (2007)

  • TARİHİ VE EFSANELERİYLE İSTANBUL SEMTLERİ, Niyazi Ahmet Banoğlu, Selis Kitaplar, tarih, 450 sayfa

“Doğu efsaneler diyarıdır” denir. Bu cümle, bir yanı Doğulu olan İstanbul için de neden geçerli olmasın. İstanbul’un çok eski bir tarihi var. Bu tarihten günümüze kadar gelen şehrin, efsanelerinin olmaması da mümkün değil. İşte, Niyazi Ahmet Banoğlu’nun, İstanbul şehir kültürüne dair önemli bir kaynak olan bu kitabı, yazarın 1935 yılında ‘Kurun’ gazetesinde yayımlanan yazılarının derlenmesiyle oluşturuldu. Kitapta, İstanbul’un Kadıköy, Üsküdar, Beykoz, Sarıyer, Beşiktaş, Beyoğlu, Kağıthane, Eyüp, Fatih ve Eminönü gibi ilk semtlerinin tarihi yer alıyor. Fakat Banoğlu, bu tarihi, her semtin kendi söylenceleri, kültürü ve efsaneleri çerçevesinden anlatıyor.