Ivan T. Berend – 20. Yüzyıl Avrupa İktisat Tarihi (2025)

Ivan T. Berend’in ‘20. Yüzyıl Avrupa İktisat Tarihi’ (‘An Economic History of Twentieth-Century Europe’) Avrupa’nın yirminci yüzyıldaki ekonomik gelişimini kapsamlı bir şekilde ele alan bir eser. Genişletilmiş baskısıyla yeniden raflardaki yerini alan bu kitabında Berend, yüzyılın başından sonuna kadar Avrupa ekonomisini şekillendiren önemli olayları, eğilimleri ve yapısal değişimleri inceler. Kitap, Avrupa ekonomisinin iki dünya savaşı, Büyük Buhran, Soğuk Savaş ve Avrupa entegrasyonu gibi önemli olaylardan nasıl etkilendiğini analiz eder.

Berend, yirminci yüzyıl Avrupa ekonomisini üç ana döneme ayırır: 1900-1945, iki dünya savaşı ve Büyük Buhran’ın damgasını vurduğu bir dönemdir. Berend, bu dönemde Avrupa ekonomisinin nasıl çöktüğünü ve yeniden inşa edildiğini inceler. 1945-1973, “Altın Çağ” olarak da bilinen, Avrupa ekonomisinin hızlı bir şekilde büyüdüğü ve refahın arttığı bir dönemdir. Berend, bu büyümenin nedenlerini ve sonuçlarını analiz eder. 1973-2000, petrol krizleri, stagflasyon ve Soğuk Savaş’ın sona ermesi gibi olayların yaşandığı bir dönemdir. Berend, bu dönemde Avrupa ekonomisinin nasıl yavaşladığını ve yeniden yapılandığını inceler.

Kitapta ele alınan bazı önemli temalar şunlardır: Avrupa ekonomisinin küreselleşme, teknolojik değişim ve demografik değişim gibi uzun vadeli eğilimlerden nasıl etkilendiği. Avrupa ekonomisinin farklı bölgeleri arasındaki (Batı, Doğu, Kuzey ve Güney) farklılıklar ve benzerlikler. Avrupa ekonomisinin devlet müdahalesi, piyasa mekanizmaları ve sosyal politikalar gibi farklı kurumsal düzenlemelerden nasıl etkilendiği. Avrupa ekonomisinin çevre, enerji ve eşitsizlik gibi önemli sorunlarla nasıl başa çıktığı.

Berend, Avrupa ekonomisinin yirminci yüzyıldaki karmaşık ve dinamik gelişimini anlamak için zengin bir tarihsel bakış açısı sunuyor. Kitap, Avrupa ekonomisinin geleceği hakkında düşünmek için de değerli bir çerçeve sunuyor.

  • Künye: Ivan T. Berend – 20. Yüzyıl Avrupa İktisat Tarihi, çeviren: Serpil Çağlayan, İş Kültür Yayınları, iktisat, 392 sayfa, 2025

Renée Hirschon – Mübadele Çocukları (2022)

Eylül 1922’de İzmir’i terk eden Yunan ordusuyla birlikte mavnalara, sandallara binen Batı Anadolulu Rumlar adalara, İstanbullu ve Trakyalı Rumlar da Yunanistan’a kaçıyordu.

1922 sonbaharının sonunda bir milyonu aşkın Anadolulu Rum Yunanistan’a sığınmıştı.

Türkiye ve Yunanistan’ın 30 Ocak 1923’te Lozan’da nüfus mübadelesine karar vermeleri, doğdukları topraklara dönme umuduyla yaşayan bu insanlar için yeni bir hayatın başlangıcıydı.

‘Mübadele Çocukları’, bu insanların hazin öykülerini anlatıyor.

Renée Hirschon’un, Pire Limanı yakınındaki Kokinya’nın yoksul bir semti olan Yeranya’da Albaylar Cuntası’nın en karanlık dönemlerinde yaptığı saha araştırmasının ürünü olan bu kitap, aşkları, evlilikleri, barınakları, komşuluk ilişkileri ve dinsel yaşamlarıyla suyun öte yanından insan manzaraları sunuyor.

  • Künye: Renée Hirschon – Mübadele Çocukları, çeviren: Serpil Çağlayan, Islık Yayınları, tarih, 368 sayfa, 2022

Ebru Boyar ve Kate Fleet – Osmanlı İstanbul’unun Toplumsal Tarihi (2014)

Yüzyıllarca imparatorluğa başkentlik etmiş İstanbul’un toplumsal tarihi için arşivlik bir eser.

Saray ve halk kesimi arasındaki ilişkiler, kentin kozmopolit ve ekonomik yapısı, İstanbul’un tüketim alışkanlıkları, şehirdeki bahçeler, mesireler ve hamamların toplumsal rolleri ve fazlası…

  • Künye: Ebru Boyar ve Kate Fleet – Osmanlı İstanbul’unun Toplumsal Tarihi, çeviren: Serpil Çağlayan, İş Kültür Yayınları, tarih, 464 sayfa

Zoran Zivkovic – İmkânsız Karşılaşmalar (2007)

  • İMKÂNSIZ KARŞILAŞMALAR, Zoran Zivkovic, çeviren: Serpil Çağlayan, İstiklal Kitabevi, öykü, 104 sayfa

imkansiz-karsilasmalar

‘Armağan Zamanlar’ ve ‘Başka Zaman Kütüphaneleri’, Zoran Zivkovic’in Türkçe’de daha önce yayınlanmış kitapları. Zivkovic’in ‘İmkânsız Karşılaşmalar’ı ise, yazarın altı öyküsünü bir araya getiriyor. Buradaki ‘Pencere’ isimli birinci öykü, ölümden sonra yaşanan tuhaf bir karşılaşmaya; ‘Koni’, on yıl sonra kendi kendisiyle karşılaşan birinin anlamsız ve imkânsız öyküsüne; ‘Kitapçı’, bir kitapevinde umutsuzca sıradan bir bilimkurgu hikâyesini arayan bir ziyaretçinin başından geçenlere; ‘Tren’, bir insanın Tanrı’yla trende gerçekleşen beklenmedik karşılaşmasına; ‘Günah Çıkarma Kabini’, bir kilisede Şeytan’la bir insanın karşılaşmasına ve son öykü olan ‘Atölye’ de, ölmek üzere olan bir yazarın kendisine armağan olarak imkânsız bir kitap getiren kahramanıyla tanışmasına yer veriyor.