Timur Kuran – Ertelenen Özgürlükler (2025)

Timur Kuran bu çalışmasında, İslam hukukunun tarihsel mirasının Orta Doğu toplumlarında siyasal özgürlüklerin kurumsallaşmasını nasıl geciktirdiğini ele alıyor. Yazar, sorunu kültürel bir özcülük üzerinden değil, kurumsal yapılanmalar üzerinden değerlendiriyor ve şeriat temelli düzenin ekonomi, hukuk ve siyaset alanlarında baskıları yeniden ürettiğini savunuyor. Bu yapı, bireysel hakların yerleşmesini sınırlandırıyor ve anayasal gelişmenin önünde kalıcı engeller oluşturuyor.

‘Ertelenen Özgürlükler: Ortadoğu’da İslam Hukukunun Politik Mirası’ (‘Freedoms Deyaled: The Political Legacies of Islamic Law’), İslam hukukunun ticaret, miras, sözleşme ve vakıf sistemleri üzerinden toplumsal yaşamı düzenlediğini, ancak bu düzenin uzun vadede girişimciliği ve kurumsal yenilenmeyi zayıflattığını gösteriyor. Modern hukuki çerçevelerle bütünleşemeyen bu miras, siyasal çoğulculuğun gelişmesini de yavaşlatıyor ve devlet-toplum ilişkisini hiyerarşik bir zeminde tutuyor.

Yazar, Osmanlı ve diğer İslam toplumlarında görülen gecikmenin kader olmadığını, Batı’da yaşanan kurumsal dönüşümlerin sonucunda özgürlüklerin daha erken kökleştiğini belirtiyor. Eğitim, mülkiyet ve temsil mekanizmalarının farklı evrim izlemesi, iki dünya arasındaki siyasal açı farkını derinleştiriyor. Bu durum, modernleşme süreçlerinde eşitsiz bir ilerleme yaratıyor.

Eser, özgürlük fikrinin yalnızca ideolojik değil, kurumsal altyapıya bağlı olduğunu vurguluyor ve hukuki geleneklerin siyasal kültürü nasıl biçimlendirdiğini ortaya koyuyor. Kuran, gecikmiş özgürlüklerin tarihsel nedenlerini çözümleyerek günümüz reform tartışmalarına eleştirel bir zemin sunuyor ve İslam dünyasında demokratikleşmenin önkoşullarını daha berrak biçimde okumayı sağlıyor.

  • Künye: Timur Kuran – Ertelenen Özgürlükler: Ortadoğu’da İslam Hukukunun Politik Mirası, çeviren: Mustafa Batman, Yapı Kredi Yayınları, inceleme, 560 sayfa, 2025

Mehmet Akan ve Timur Kuran – Türkiye’de Postanın Mikrotarihi (2019)

Posta denince aklımıza ilkin mektup, pul veya damga gelir.

Hâlbuki posta koleksiyonerlerinin de çok iyi bildiği gibi, posta söz konusu olunca en az bunlar kadar yaygın olarak kullanılan posta formları da vardır.

Posta formlarını meraklısı dışında pek kimse bilmez, öte yandan bunların tarihsel gelişimi bize çok şey söyler.

Ne yazık ki, bu konuyu ele alan yeterli kaynak bulunmamaktadır.

Bu kitabın koleksiyoner olan iki yazarı, tam da bu eksiklikten yola çıkarak posta formlarının Osmanlı’dan günümüze gelişimini kapsamlı bir şekilde izliyor.

Bu alanda bir başvuru kaynağı olarak öne çıkan çalışmanın, tam 816 sayfalık elimizdeki ilk cildinde yazarlar, posta formlarının Osmanlı döneminde başlayan tarihini belgeliyor ve bunların derli toplu bir kataloğunu çıkarıyor.

Çalışma, çeşitli form kategorilerine dair teknik bilgiler vermekle kalmıyor.

Yazarlar aynı zamanda, tarihten bugüne dönemlerin siyasi, iktisadi, kültürel, sanatsal ve toplumsal dokusunun formlara nasıl yansıdığını, ayrıca formları kullananların üzerlerine düştükleri kayıtların bize neler söylediği gibi daha özel ve merak uyandırıcı pek çok bilgiyi de sunuyor.

İlk cilt, posta formlarının ortaya çıktığı Osmanlı dönemine genel bir bakışın ardından İstanbul’da ve Ankara’da iki ayrı hükümetin bir arada var olduğu 1920’lere ve oradan çok partili dönemin başladığı 1950’lere uzanıyor.

Kurtuluş Savaşı dönemine ait bazıları Osmanlı formülerlerine sürşarjla, bazıları elle hazırlanmış, bazıları kısıtlı şartlarda basılmış nadir ve benzersiz posta formlarıyla başlayan inceleme, otuz yıllık döneme dair nadide form örnekleriyle sürüyor.

  • Künye: Mehmet Akan ve Timur Kuran – Türkiye’de Postanın Mikrotarihi, 1920-2015, Cilt 1: 1920-1950, İş Kültür Yayınları, tarih, 816 sayfa, 2019

Timur Kuran – Yollar Ayrılırken (2012)

  • YOLLAR AYRILIRKEN, Timur Kuran, çeviren: Nurettin Elhüseyni, Yapı Kredi Yayınları, inceleme, 447 sayfa

 

Ortadoğu ve Osmanlı sosyo-ekonomik tarihiyle ilgilenen Timur Kuran ‘Yollar Ayrılırken’de, Ortadoğu’nun geri kalma sürecinde İslam hukukunun rolünü irdeliyor; Ortadoğu’yla Batı’nın ekonomik gelişim yollarının neden ayrıldığını tartışıyor. Ortadoğu’nun ekonomik bakımdan ileri bir bölgeden hantal bir bölgeye dönüşmesini, modern ekonomik yaşam açısından kritik kimi alanlarda Ortaçağ şartlarına uyarlanmış İslam hukukunun, değişen şartlara ayak uydurmamasına bağlayan Kuran, İslam’la kapitalizm arasında derin bir bağdaşmazlık olmadığını, 1000 yılında Ortadoğu ekonomisinin Avrupa ekonomisinden daha az gelişkin olmadığını vurguluyor.