Vijay Prashad – Ulusun Ölümü ve Arap Devrimi’nin Geleceği (2017)

Bir emekçi devrimi olarak ortaya çıkan Arap Baharı, nasıl oldu da mezhepçi bir boğazlaşmaya dönüştü?

Trinity College’de profesör olan Vijay Prashad, bu önemli çalışmasında, rejim değişikliği felsefesini, Irak’ın mahvedilmesinden Libya’nın harap edilmesine, sahada kendini gösterdiği şekliyle izliyor.

Prashad’ın burada ifade ettiği şekliyle rejim değişikliği, silahlı eylemleri tanımlamaktan ziyade, IMF ve Dünya Bankası’nın dayattığı ekonomik kemer sıkma politikalarını ve mezhepçiliği kışkırtan sosyo-politik gündemleri de kapsamakta.

Yazar, yukarıdaki sorunun yanıtını ararken, bölgesel sorunlara tarihsel bir perspektiften bakıyor ve devrimin sönümlenmesine neden olan faktörlerin sağlam bir analizini ortaya koyuyor.

Kitap Arap Devrimlerinin akıbetini Ortadoğu boyunca adım adım izlerken, aynı zamanda IŞİD’in anatomisini, Türkiye’de AKP iktidarının başını çektiği karşı devrim kampını ve buna karşı mücadele edişte önemli bir güç olarak Rojava Devrimi’nin ortaya koyduğu olanakları da derinlemesine inceliyor.

Prashad, her ne kadar Arap Devrimi’nin artık sönümlenmiş olduğunu ortaya koysa da, ekonomik ve toplumsal eşitsizlikleri ortadan kaldıracak, farklılıkları içeren ve kucaklayıcı bir kültürel bakış açısına sahip bir geleceğin kurulmasının imkânlarının da elimizin altında bulunduğunu düşünmekte.

  • Künye: Vijay Prashad – Ulusun Ölümü ve Arap Devrimi’nin Geleceği, çeviren: Senem Erdoğan, Yordam Kitap, siyaset, 239 sayfa

Wang Hui – Çin’in Yirminci Yüzyılı: Devrim, Geri Çekilme ve Eşitliğe Giden Yol (2017)

Çalışmaları çağdaş Çin edebiyatı ve düşünce tarihi üzerine yoğunlaşmış olan Wang Hui, aynı zamanda Harvard’dan Bologna’ya, Edinburgh’tan UCLA’ya, dünyanın pek çok prestijli üniversitesinde dersler vermiş bir isim.

Yazar bu önemli kitabında, 20. yüzyıl Çin’ini ve bu sıra dışı ülkenin geçirdiği muazzam siyasi süreçleri serimliyor.

Çin açısından 20. yüzyılın 1911 Devrimi’yle başlayıp 1970’lerin ortalarındaki Kültür Devrimi’nin sonuna kadar süren bir süreç olduğunu belirten Hui, bu süreci siyasileşme, siyasetsizleşme ve yeniden siyasileşmeye dönme izlekleri üzerinden irdeliyor.

Hui, Çin’deki halk savaşının kırsal kesim, kentler ve ulusal kimliğin siyasi hareketliliği arasındaki ilişkileri kökten değiştirdiğini; sınıf, siyasi parti, devlet, halk gibi siyasi kavramların da halk savaşıyla dönüşerek yeniden yapılandığını belirtiyor.

Çin’in 20. yüzyıl boyunca yaşadığı politika değişikliklerine ve büyük devrimlere daha yakından bakmak isteyenlerin muhakkak okumak isteyeceği bir kitap.

  • Künye: Wang Hui – Çin’in Yirminci Yüzyılı: Devrim, Geri Çekilme ve Eşitliğe Giden Yol, çeviren: Ümit Şenesen, Yordam Kitap, siyaset, 383 sayfa

Neil Faulkner – Marksist Dünya Tarihi (2014)

Arkeolog ve tarihçi Neil Faulkner ‘Marksist Dünya Tarihi’nde, neandertallerden neoliberallere dünya tarihini Marksist bir perspektiften okuyor.

Geçmişi kavrama şeklimizin bugün nasıl hareket edeceğimizi etkilediğini hatırlatan Faulkner, tarihin aslında bu nedenle siyasi ve tartışmalı bir alan olduğunu söylüyor.

Yazar konuyu ele alırken, ilk çağların avcı ve çiftçi topluluklarından ilk sınıflı toplumlara, feodal toplumdan ilk burjuva devrimlerine, sanayi kapitalizminin yükselişinden emperyalist savaşlara ve büyük bunalımdan soğuk savaş ve yeni dünya düzensizliğine kadar, tarihin önemli kırılma anlarını kayıt altına alıyor.

  • Künye: Neil Faulkner – Marksist Dünya Tarihi, çeviren: Tuncel Öncel, Yordam Kitap, tarih, 431 sayfa

Ellen Meiksins Wood – Sermaye İmparatorluğu (2014)

Ellen Meiksins Wood, Oya Köymen’in yetkin çevirisiyle Türkçeye kazandırılan ‘Sermaye İmparatorluğu’nda, Doğu-Batı ekseninde tarihsel bir gezintiye çıkarak yeni ve eski emperyalizmin özgüllüklerini ortaya çıkarıyor.

Wood’un ayrıntıcı bakışının en iyi örneği diyebileceğimiz kitapta tartışılan kimi konular şöyle:

  • Kapitalizmde iktisadi ve siyasi güç arasındaki ilişkilerin dönüşümü,
  • Kapitalizmin iktisadi zorunluluklarının genişlemesi,
  • İngiltere’nin egemenliğinin İrlanda’ya ve denizaşırı Amerika’ya yayılması,
  • Tarihte Arap, Çin, Hollanda ve Roma gibi uygarlıklarda emperyalist güç ilişkileri,
  • Günümüzün ABD egemenliğindeki “küreselleşme” ve bu yeni emperyalizmin doğurduğu sonsuz savaş döngüsü.

Künye: Ellen Meiksins Wood – Sermaye İmparatorluğu, çeviren: Oya Köymen, Yordam Kitap, inceleme, 190 sayfa

Tülin Öngen – Prometheus’un Sönmeyen Ateşi (2014)

İlk baskısı 1994’te yapılan ve uzun zamandır tükenmiş ‘Prometheus’un Sönmeyen Ateşi’ gözden geçirilmiş üçüncü baskısıyla yeniden okurunun karşısına çıktı.

Tülin Öngen, kapitalist sistemin mutlak zaferini ilan ettiği, neoliberalizmin pervasızlıkta sınır tanımadığı bir dönemde kaleme aldığı çalışmasında, teknolojik gelişme süreçlerinin, üretimin ve emeğin örgütlenmesinde yol açtığı değişiklikleri ve bu değişikliklerin sınıf yapıları üzerindeki etkilerini araştırıyor.

Kitap, çağdaş sınıf gerçekliğinin yeni boyutlarını ortaya koyması ve kapitalist sınıf ilişkilerinin son yüzyıldaki serüvenini sergilemesiyle bilhassa önemli.

  • Künye: Tülin Öngen – Prometheus’un Sönmeyen Ateşi, Yordam Kitap, siyaset, 335 sayfa

Orhan Kurmuş – Emperyalizmin Türkiye’ye Girişi (2008)

Orhan Kurmuş’un elimizdeki çalışması, kendisinin İngiltere’de yıllar süren arşiv çalışmalarıyla elde ettiği bulguların ürünü.

Kurmuş kitabında, Türkiye’nin bugününü büyük ölçüde etkilemiş emperyalizme bağımlılığın tarihsel köklerine odaklanıyor.

Osmanlı tarihine dair önemli ayrıntılar barındıran kitap, İngiliz emperyalizminin Türkiye’ye girme sürecini, Türkiye’nin kapitalist gelişme sürecinin 1850-1913 arasındaki ilk döneminin ana hatları üzerinden ortaya çıkarmaya çalışıyor.

İngiliz şirketlerinin liman kenti olan İzmir ve Batı Anadolu’daki ticari etkinlikleri, doğrudan sermaye yatırımları ve bu yatırımlar bağlamında İzmir-Aydın demiryolunun ortaya çıkışı, kitapta ele alınan kimi dikkat çekici konular.

  • Künye: Emperyalizmin Türkiye’ye Girişi, Orhan Kurmuş, Yordam Kitap, iktisat tarihi, 303 sayfa

Ernst Werner – Büyük Bir Devletin Doğuşu: Osmanlılar (2014)

 

 

Ernst Werner’in bu kitabı, Osmanlı feodalitesini çok zengin kaynaklara dayanarak anlatan eşsiz bir çalışmadır.

Daha önce Yılmaz Öner’in çevirisiyle yayımlanan, şimdiki çeviriye Orhan Esen’in de katkıda bulunduğu çalışma, Osmanlıları tarihin bütünlüğü içindeki yerine oturtuyor.

Werner, benzer çalışmaların pek çoğunun düştüğü, anlamsız saray entrikaları tuzağına hiç düşmeden, Osmanlı Devleti’nin ve Türk feodalizminin ortaya çıkışını ve gelişimini ayrıntılı bir bakışla ortaya koyuyor.

Werner’in kitabını özgün kılan hususlardan biri de, Osmanlı’nın kuruluş sorununa bir “sınıflaşma süreci” ve bu sürecin yarattığı “üretim biçimi” bağlamında yaklaşması.

Bu bağlamda yazar, Osmanlılarda feodalleşme sürecini ortaya koymakla yetinmeyerek bu sürecin yarattığı sömürüye karşı halk direnişini ve köylü ayaklanmalarını da anlatıyor.

Başka bir deyişle Werner, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu bir feodalleşme süreci şeklinde ele alıyor ve bu gelişimi feodalleşmeye direnen güçlerle birlikte, diyalektik bir evrim içinde inceliyor.

Yazara göre, Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa isyanı, tüm Türkiye tarihinin en önemli olayıdır.

Ernst Werner, Selçukluların devlet geleneğinden Osmanlı’ya nasıl bir miras kaldığını, Selçukluların zayıflamasıyla birlikte ortaya çıkan halk isyanlarını, bunların sonucunda “yeni”nin zaferi olarak yükselen Osmanlı’yı, ilk Türk fetihleri zamanında Osmanlı-Bizans ilişkilerini, I. Murad ve I. Bayezid zamanındaki devleti feodalleştirme mücadelelerini, bir anti-feodal tepki olarak ortaya çıkan halk ayaklanmalarını ve Osmanlı’nın bu bunalımı nasıl aşıp güç kazanmaya başladığını kapsamlı bir şekilde ele alıyor.

  • Künye: Ernst Werner – Büyük Bir Devletin Doğuşu: Osmanlılar 1300-1481, çeviren: Yılmaz Öner ve Orhan Esen, Yordam Kitap, tarih, 496 sayfa, 2020

Gavin Mooney – Ulusların Sağlığı (2014)

  • ULUSLARIN SAĞLIĞI, Gavin Mooney, çeviren: Cem Terzi, Yordam Kitap, sağlık, 319 sayfa

Sağlık ekonomisti Gavin Mooney ‘Ulusların Sağlığı’nda,  neoliberal politikaların sağlık alanında yarattığı eşi görülmemiş adaletsizliği, bunun kaynağının ne olduğunu, sağlığımızı ve yaşam kalitemizi nasıl etkilediğini titizlikle açıklıyor. Mooney, akademik jargona sıkışıp kalmayan sade üslubuyla ABD, İngiltere, Güney Afrika ve Küba’nın sağlık politikalarındaki önemli farklılıkları karşılaştırıyor; hekimler ve hükümetler üzerinde inanılmaz etkiye sahip ilaç endüstrisinin kâr hırsını gözler önüne seriyor ve küresel hastalık sorunlarının ne şekilde çözülebileceğini, sağlık için nasıl bir ekonomi politiğin gerektiğini anlatıyor.

Alexander Rabinowitch – Devrime Doğru (2014)

  • DEVRİME DOĞRU, Alexander Rabinowitch, çeviren: Serpil Pehlivan, Yordam Kitap, tarih, 237 sayfa

 

Tarihçi Alexander Rabinowitch ‘Devrime Doğru’da, 1917 Petrograd Haziran ve Temmuz gösterilerinin nedenleri ile Bolşevik Parti’nin bu gösterilerin örgütlenmesi ve gelişimindeki rolünü aydınlatıyor. Çalışmanın odak noktasını, yaz ortalarında kitlesel huzursuzluğun ve Bolşeviklere olan desteğin taşradakinden ve cephedekinden çok yoğun olduğu Petrograd’daki gelişmeler oluşturuyor. Bir tarihsel arka planın analiziyle açılan kitapta, Petrograd Bolşeviklerinin akim kalan 10 Haziran gösterisi, Temmuz ayaklanması sürecinde yaşananlar, Lenin ve Parti Merkez Komitesinin bu süreçteki tutumu gibi önemli olaylar ele alınıyor.

Kolektif – Neoliberalizm, İslamcı Sermayenin Yükselişi ve AKP (2014)

  • NEOLİBERALİZM, İSLAMCI SERMAYENİN YÜKSELİŞİ VE AKP, hazırlayan: Neşecan Balkan, Erol Balkan ve Ahmet Öncü, Yordam Kitap, siyaset, 416 sayfa

Pek çok yazarın katkı sunduğu kitap, neoliberalizm ile İslamcı sermayenin yükselişini ufuk açıcı bir bakışla irdeliyor. Son yirmi yılda yaşanan İslamcı sermaye birikiminin neoliberal politikalarla alakasını ve bunun sonucunda ortaya çıkan sınıf ilişkilerini ortaya koymasıyla dikkat çeken çalışmada, İslamcı büyük burjuvazinin Türkiye ekonomisinde yarattığı çatlak ve bunun küresel yansımaları, İslami orta sınıfın yeniden üretimi, AKP’nin hegemonya sorunsalı, İslami aktivizm bağlamında Fethullah Gülen hareketi ve Türkiye egemen sınıfında laik/İslami hizipleşmenin medyadaki izdüşümleri gibi önemli konular irdeleniyor.