Kuşkusuz düşünceleriyle, fakat daha da ötesi o düşünceleri kendine has ifade ediş tarzıyla hayran kaldığımız Maurice Blanchot’dan eşsiz bir kitap daha.
Daha önce muhteşem kitaplarından ‘Bekleyiş Unutuş’u burada gösterdiğimiz Blanchot ‘Felaket Yazısı’ndaki parçalı metinlerinde, dilin sınırları, unutuş, sessizlik, felaket, geç kalmak, sonsuz ve sınırlı olan, bilmek, ölüm ve ebediyet gibi konular üzerine düşünüyor.
Bir filozof/şair olarak Blanchot’nun ellerinde kelimeler büyülüdür ve daha önce fark edemediğimiz güçlerle parıldar.
Bu kitapta yer alan metinler de, bunun en iyi örneği olarak okunabilir.
Kitaptan birkaç alıntı:
- Sen değilsin konuşacak olan; bırak, unutuşla ya da sessizlikle olsa bile, felaket konuşsun sende.
- Biz ki, zamanın yollarında hep dönüşteyiz, ne ilerliyoruz ne geç kalıyoruz: Geç erkendir, yakın uzak.
- Sonsuz-sınırlı, bu sen misin?
- Geriye, adına sustuğumuz adlandırılmamış kalır.
- Felaketin eliaçıklığı. Ki orada hayat, ölüm, daima aşılmıştır.
- Ebediyeti, onu geçici kılmak için, paylaşalım.
Künye: Maurice Blanchot – Felaket Yazısı, çeviren: Aziz Ufuk Kılıç, MonoKL Yayınları, felsefe, 204 sayfa