
Mehmet Tepebaşı ‘Yaşanmamış Sayılan Anılar’da, yirmi yaşındayken 12 Eylül’ün baskısından bunalarak, büyük umutlarla yurt dışına çıkışını, sonra umutlarının nasıl bir hayal kırıklığına dönüştüğünü anlatıyor.
Solun geleneksel tavrı olan susmayı ve yazma işini başkalarına bırakmasını eleştiren Tepebaşı, anılarını anlatma nedeni olarak, bu dönemin bazıları tarafından “yaşanmamış yıllar” denilerek unutulmaya terk edilmesini gösteriyor.
12 Eylül darbesinin hemen ertesinde, bir şeyler yapmak için harekete geçen gençlerin Suriye’de kurduğu kamp; kamptaki tartışmalar ve hesaplaşmalar; Filistin hareketiyle ilişkiler, umutlar ve hayal kırıklıkları, Tepebaşı’nın anılarının omurgasını oluşturuyor.
- Künye: Mehmet Tepebaşı – Yaşanmamış Sayılan Anılar, Dipnot Yayınları, anı, 361 sayfa